3.6

43.2K 2.6K 155
                                    

Sonunda mesai saatim bitmişti. Ama bende bitmiştim. Bugün son derece yoğundu, öğlen arası dışında doğru düzgün durmamıştım yerimde. Yine salgın vurmuştu.

Ayrıca bütün gün bir arbede ile uğraşmıştık. İki kere kavga çıkmıştı ve çok şükür ki engellenmişti. Sürekli birbiri ile tartışan insanlar da olunca ortalık baya karışmıştı. Herkes gergin olunca en ufak şeyde ortalık karışmıştı yani.

Neyse ki bu günü de bitirmiştim. Şimdi ise bahçeye çıkmış Pars'ın gelmesini bekliyordum.

Berna'ya gelecek olursak, iki haftadır yok. İzne çıkmış. Ama yakında döner. Ne kadar yüz yüze gelip olay çıkmasını istemesem de işimizi yapmak zorundayız. Ama böyle devam ederse ona güzel güzel anlatmaya dayanabilir miyim gerçekten bilmiyorum. Sonunda duruma Turgut Hoca el atacak gibi duruyor çünkü...

Aramızda sözlü kavganın ilerisinde bir şey olacağını düşünmüyorum. Fakat eğer ileri giderse, gocunmayacağım şey şikayet etmek olur.

Duyduğum korna sesi ile bakışlarımı hastane bahçesinin çıkışına çevirdim. Pars'ın arabası gelmişti. Daha fazla üşümek istemediğim için hızlı adımlarla arabaya yöneldim. Ve hemen bindim.

"Fazla bekledin mi? Kusura bakma anca gelebildim." Yüzü biraz asıktı.

"Yok sorun değil. Nereye gidiyoruz?"

"Önce geçenki parka gideriz, sonra da yemek yeriz diye düşündüm. Olur mu?"

"Olur. Pars sen iyi misin?" Arabayı çalıştırırken kısa bir süre yüzüme baktı.

"Varınca anlatırım. Sen nasılsın?"

"Yorgunum biraz sadece. Bugün çok yoğundu hastane."

"Salgın mı var yine?"

"Evet. Böyle kalabalık olunca da ortalık karışıyor işte. İki kere kavga çıktı. Sözlü olanları saymıyorum bile."

"Dikkat ediyorsun değil mi Badem? Görüyoruz haberleri. Belli olmaz birisi sinirle fevri hareket eder Allah korusun..."

"Ediyorum merak etme." Dedim gülümseyerek.

Kalan yolu sohbet ederek geçirdik. İşten, bugün yaptıklarımızdan falan bahsettik. Araba parka gelince ise Pars aracı park etti ve beraber indik. Yanıma gelip elimi tutunca gülümseyerek yüzüne baktım.

Belki haftalar önce birisi şuan böyle olacağımı söylese ona güler ge mümkün olmadığını söylerdim. Ben bile kendime şaşırıyordum. En çok da birinin beni sevmesine şaşırıyordum orası ayrı.

Banka gelip oturunca ellerimizi ayırmadık.

"Neyin var Pars? Konuşmak istediğin neydi?" İç çekerek mırıldandı,

"Şuna hiç konuşmak istemediğin diyelim."

"Nasıl yani." Beni kendine çekip sarıldı. Sonra da saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu.

"Göreve gidiyorum Badem." Sesizce konuştu. Benden ayrılmadan.

"Ne zaman döneceksin?"

"Belli değil. Uzun sürecek gibi ama." Bu birlikte olduktan sonra gittiği ilk görevdi.

"Göreve gitmekten asla gocunmam. Onur duyduğum bir şey. Ve hep öyle olacak. Ama arkanda sevdiğini bırakacak olmanın bu kadar ağır olduğunu fark etmemiştim." Sessizce onu dinliyordum. İçimde bir yer acıyordu. Evet bu onun işiydi ama... Sonunda dönememek de vardı. Ve bu beni mahvediyordu.

"Üstelik daha yeni seni bulmuşken. Abinin gelmesine de özellikle sevindim. İnsanlar ne diyeceğini bilmezse yanında olacak."

"Telefonu kullanmıyorsun sanırım." Diye mırıldandım.

"Önceden hep kapalı tutardım. Arada bakabiliyoruz bazı görevlerde. Ama nadiren. Bu kez fırsat buldukça seninle konuşacağım. Ama bak Badem," omuzlarımdan tuttu ve gözlerime baktı.

"Kimsenin canını sıkmasına izin verme. Benden haber alamayacaksın belki uzun süre ama fırsat bulursam ilk sana yazacağım tamam mı?"

"Tamam. Kendine dikkat edeceksin. Söz ver bana Pars."

"Söz." Tekrar öptü saçlarımı.

"Ne zaman gidiyorsun?"

"Yarından sonraki gün. Sabah erken çıkacağız."

"Çok mu uzun sürer."

"Bilmiyorum güzelim. Belli olmaz."

"Seni çok seviyorum Pars. Ne kadar sürerse sürsün bekliyor olacağım asla unutma olur mu?"

"Unutmam. Benimde aklım hep sende olacak. Sende bunu unutma."

"Aklın bende falan olmasın dikkat et kendine!" Çıkışmamla güldü. Sonra bir süre beni izledi. Ve ben o an yavaş yavaş yüzlerimizin birbirine yaklaştığını hissettim.

Kalbim birden hızlanmıştı.

Çok yakındı.

Ve çok geçmeden sıcak dudakları dudaklarımı buldu.

Kalbim her an göğsümü terk edebilirdi.

Filmlerde veya kitaplarda izleyip okuduğumda düz bir şey gibi gelirdi ama böyle hissettirmesi...

Bir süre sonra dudaklarımız birbirinden ayrıldı.

Ama benim yüzüm ateş gibi yanıyordu.

...

Selammmm!

Ufak bir açıklama: Önümüzdeki bir hafta düzenli bölüm gelmeyebilir. Evde olmayacağım ve pek müsait olamayacağım. Fırsat buldukça yazacağım ama💖

KİSS GELDI KİSS! KALKIN HALAYA!🎉🎉🎉

Badem ||Texting||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin