2.9

55.2K 3.2K 259
                                    

Pars'tan

Sonunda görev bitmiş geri dönüyorduk. Fazla uzun sürmemişti. Bir hafta önceden gittiklerimizin yanında baya kısa bir süreydi bizim için. Sadece birden çıkması kötü olmuştu. Sadece bazı askerler eşleri veya nişanlıları ile vedalaşabilmişti. O da onlar geldiği içindi. Bende çok isterdim Bade'ye veda etmek. Evet sevgilim değildi ama... İsterdim işte.
Göreve giderken hep kapatırdım telefonumu. Alışkanlık olmuştu. Zaten beni telefona bağlayan pek bir şey yoktu. Bade'den önce. Ama açmamıştım yine de. Üzülsün istememiştim. Üzülürdü değil mi?

Telefonun açma tuşuna basılı tuttum. Şimdi yazabilirdim ona.

Açınca gördüğüm bildirimlere bakmaya başladım önce. Önemli bir şey var mı yok mu diye kontrol etmek için. Sonra Bade'den gelen mesajları gördüm. Merak etmişti sanırım. Bilseydim haber verirdim.

Beni merak etmişti...

Aptal gülümsemem ile konuşmaya girdim.

Okuduklarım gözlerimin kocaman açılmasına sebep oldu.

Badem: Berna ile konuştuk.

Badem: Yani o konuştu, ben dinledim.

Badem: Teşekkür etti bana.

Badem: Ona seninle konuşması gerektiğini, bu davranışlara son vermesini söylemiştim...

Badem: Konuşmuş seninle.

Badem: Çok mutluydu. Ona beklemesini söylemişsin...

Badem: Neden bunları yazıyorum bilmiyorum ama,

Badem: Ben görevde olduğunu bilmezken onun güzel şeyler olacak diye seni beklemesi...

Badem: Sanırım kalbimi acıttı.

Badem: Neyse

Badem: En azından iyi bir şeye sebep oldum senin için. Yani sanırım.

Badem: Belki de o kapıyı bulman daha kolay olmuştur ve bu senin için daha iyidir.

Badem: Umarım sağlam dönersin.

Badem: Seni büyük umutlarla bekliyor. Ve kapısı açık...

Ne demekti bu şimdi?

Berna ne yapmıştı yine?

Ben ona bunları düşündürecek bir şey söylememiştim ki!

Göreve gitmeden önce.

Yazardan:

Askerler hızlı hızlı hazırlanmış araçlara yerleşmeye başlamıştı. Birkaç asker sevdiğiyle vedalaşıyordu. Sonuçta belli olmazdı dönüp dönemeyecekleri?

Pars ise sevmezdi vedaları. Sessiz sakin gitmeyi severdi. Ama artık Bade vardı. Eğer böyle aceleye gelmiş olmasaydı, onu görmeye giderdi hemen. Düşünceli bir şekilde arabaya yürürken arkasından hiç beklemediği ve duymayı istemeyeceği bir ses geldi,

"Pars!" Berna'nın sesiydi. Arada görevleri duyunca gelirdi. Pars ne kadar gelmemesini söylese de dinlemezdi. Ama bu kez nasıl öğrenmişti? Bu kadar hızlı olmuşken her şey?

Pars arkasını döndü. Kaşları çatık bir şekilde kızın yanına ilerledi.

"Ne işin var burada Berna?"

"Seninle konuşmam gerek."

"Göreve gidiyorum"

"Sadece beş dakika." Sıkıntıyla etrafına baktı Pars.

"Tamam, çabuk ol ama."

"Ben özür dilerim Pars. Böyle olsun istemezdim. Çok yanlış yaptım sana karşı." Derin bir nefes aldı kadın. "Bade'den de özür diledim. Zaten o söyledi seninle konuşmamı. Gerçekten yaptıkların çok yanlıştı."

Badem ||Texting||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin