düşünüyorum

5.9K 694 109
                                    

(Bu bugünün ikinci bölümü. Okumadan önce sabah attığım texting bölümü okumayı unutmayın.)

Keyifli okumalar.

-

Elimdeki valizi kenara yerleştirip sırtımda duran çantayı valizin üstüne koydum. Ardından bedenimi yatağa bırakmıştım. Alper'in ailesine ait olan yazlığa gelmiştik. İstanbul'daydık hâlâ ama hiç İstanbul'daymışız gibi hissetmiyordum. O kadar sessizdi ki ağaç yapraklarının rüzgarla dans ederken çıkardığı hışırtıları veya kuşların ötüşlerini duyabiliyordum.

İçimi saran huzura engel olamayıp vücudumu esnettikten sonra derin bir nefes alıp kalktım yataktan. O sırada odaya Baver girdiğinde gözlerim ona kaydı. Geldiği gibi tuvalete girmişti. Yol üç saat sürmüştü ve yolun yarısını tuvaletini tutarak geçirmişti. Arabayı kenara çekip işini görmesini istesemde itiraz edince bir şey diyememiştim.

Uzanıp kollarımı beline sardıktan sonra ellerimi arkasında birleştirirken, "Rahatladın mı Baver'im." diye mırıldandım. Şuan o kadar huzurlu hissediyordum ki karşımda Baver değilde bir bebek varmış gibi doya doya öpesim vardı. Zaten ikisi arasında pek fark yoktu.

Islak ellerini tişörtüne silip kollarını omuzlarıma yerleştirdikten sonra ellerini boynumun arkasında birleştirirken, "Rahatladım." dediğinde gülümseyip çenesine öpücük kondurdum. Baver'le olan ilişkim arkadaştan öteydi. İkimizde bunun farkındaydık belki ama bir türlü içimizdeki duyguları açık açık söyleyemiyorduk. Benim söyleyememe sebebim belliydi. Baver'e hislerimden bahsedersem benden uzaklaşacağını düşünüp korkuyordum. Böyle bir şeyin olma ihtimali çok düşük olsa da yine de aramızdaki ilişkiyi bozma riskini göze alamazdım.

Telefonumun zil sesi odayı doldurunca elimi cebime atıp telefonumu aldıktan sonra ekrana baktım. Alper'in aradığını görünce beklemeden açıp kulağıma götürürken, "Efendim." demiştim. Gözlerim Baver'e kaydığında merakla bana baktığını görünce ağzımı oynatarak, 'Alper.' diye mırıldandım.

Alper, "Biz havuza gireceğiz yiğidim. Sizi de bekleriz." dediğinde bakışlarımı Baver'den çekip dikkatimi Alper'e verirken, "Daha yeni geldik oğlum. Az dinlenseydik ya?" diye sitem ettim. Ben yatıp uyumayı düşünmüştüm oysaki.

"Havuzda da dinlenebilirsin."

"Baver'le oynaşmaktan vakit bulunca gelirler artık."

Yılmaz'ın sesiyle kaşlarım çatılırken, "Söyle o Yılmaz'a..." desem de cümlem yarım kalmıştı. Karşımda Baver olmasa ne diyeceğimi çok iyi biliyordum da neyse.

"Ben anladım seni kardeşim. Kendimce yorumumu katıp iletirim Yılmaz'a."

Alper'in dediği şeyle gülerken, "Hadi çabuk gelin. Pizza da söyledim." dediğinde, "Geliriz birazdan." diyip telefonu kapattıktan sonra yatağın üstüne attım. Ardından bakışlarımı Baver'de gezdirmeye devam ederken, "Havuzda yüzeceklermiş, biz de gidelim mi?" diye sordum.

"Yüzme... Bilmiyorum."

Kaşlarım şaşkınlıkla havalansa da hızla yüz ifademi düzeltip, "Bilmene gerek yok. Havuz senin boyunu aşmaz zaten." dedim. Ardından bir şey demesini beklemeden yatağın kenarındaki bavula adımladım. Baver'in deniz şortunu çıkarıp ona uzattıktan sonra kendiminkinide almıştım.

Baver elindeki şortu kenara koyup altındaki pantolonu çıkarmaya başlayınca bakışlarımı hızla kaçırmıştım. Biraz sonra karşılaşacağım görüntüyü daha öncede görsemde her seferinde içimde bir yerler harekete geçmeye devam ediyordu ve ben buna engel olamıyordum. Kalbim deli gibi atmaya devam ederken daha fazla dayanamayacağımı hissedip sırtımı Baver'e çevirdim. Ardından hızlı olmaya çalışarak altımdaki pantolon ve baksırdan kurtulup kendi deniz şortumu giymiştim.

Bir Deli Rüzgar - bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin