ten dokunur ruh denene

7.5K 658 262
                                    

ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sabah bölüm attım ama watty kimseye bildirim yollamadı. Bu bölümü okumadan bir önceki, 'küçük yakınlaşmalar' adlı bölümü okumayı unutmayın.

Bölüm şarkısı:

Sena Şener - Teni Tenime

Keyifli okumalar.

-

Elimdeki kaşığı ağzıma götürürken masadaki gerginlik arttıkça artmaya devam ediyordu. Bu gerginlik fazlasıyla Baver'in suçu olsa da ağzımı açıp bir şey diyemiyordum. Bakışlarımı tekrar Baver'e çevirdiğimde hâlâ çatık kaşlarla karşısında oturan üçlüye baktığını farkettim. Çok dik bakmaması için uyarmak amaçlı ayağımla ayağını dürterken ağzımı oynatarak, 'Önüne dön.' dedim.

Burnundan soluyup bakışlarını masaya indirdiğinde gözlerimi bir süre yüzünde gezdirmiştim. O da kendince haklıydı. İlk defa bu kadar ileriye gitmişken yarım kalmasına sinirlenmişti. Onu rahatlatmak amaçlı çok kalmazlar giderler birazdan desemde kaç saattir burdalardı bilmiyorum. Geldiklerinde hava aydınlıktı ama şuan akşam olmuştu ve Baver zaman geçtikçe daha da çok sinirleniyordu. Benimle yalnız kalmak istemesi alttan alttan içimi okşasa da fazla tepki vermemeye çalışıyordum.

"Eline sağlık Çağan'ım."

Baver'in vücudu hızla gerilirken aynı anda bakışlarımızı Alper'e çevirmiştik. Bana uzattığı boş tabağı alırken, "Afiyet olsun." dedim. Ardından tabağı kendi tabağımın üstüne yerleştirdikten sonra ayağa kalkıp tezgaha koymuştum. Selim ve Yılmaz'da boş tabakları bana uzatınca beklemeden alıp tezgahta diğerlerinin üstüne yerleştirdim.

"Doyduysanız... Hadi gidin... Artık."

Hepimizin gözü Baver'e kayarken Yılmaz birden kahkaha patlattığında istemsizce irkilirken Baver'in dediği şey yüzünden utançtan yerin dibine girdiğimi hissetmiştim. Yılmaz'ın kahkahasına Alper ve Selim'de katılırken Baver onlara çatık kaşlarla bakmaya devam ediyordu. Ben ise elimle yüzümü kapatıp bu hâlimize gülmemek için zor tutuyordum kendimi.

Yılmaz kahkahaları arasından, "Of Baver çok tatlısın ya." diyip karşısında bir çocuk varmışcasına yanağından makas almıştı. Ardından, "Biz gidelim bence de artık. Sonuçta yeni evli çiftleri yalnız bırakmak lazım." diyip ayağa kalkmıştı. Diğerleride onunla beraber kalktığında hepsi bana imalı bakışlar atmayı eksik etmemişti.

Alper mutfaktan çıkmadan önce bana dönüp, "Tekrardan tır çarpmışa dönme sakın." dediğinde kaşlarım çatılırken neyi ima etmeye çalıştığını hızla anlayınca sırtına geçirmiştim bir tane. Ardından kıkırdayarak kapıya koştuğunda arkasından bakakalmıştım. Arkadaşlarımın ağızlarının ayarı yoktu cidden.

Hepsi ayakkabılarını giyip kapıdan dışarı çıktıklarında onlara sinirli sinirli bakmaya devam ettim. Ardından Yılmaz bir abi edasıyla elinin birini benim omzuma diğerinide yanımda duran Baver'in omzuma yerleştirirken, "Çok yormayın kendinizi. Daha yeni iyileşiyorsunuz. Bir turdan fazlası olmasın tamam mı?" diyip tepki vermeme izin vermeden koşar adım merdivenleri inmeye başlamıştı. Gülüşü tüm merdiven dairesinde yankılanırken başımı iki yana sallayıp arkasından kötü kötü baktım. Ardından Selim ve Alper'de bana aptal aptal sırıtıp Yılmaz'ın arkasından takip ederek merdivenleri bir bir inmeye başladıklarında göz devirip kapıyı örttüm.

Arkamı dönüp sırtımı kapıya yaslarken Gözlerim Baver'in gözleriyle buluştuğunda, "Gittiler." demişti. Bıyık altından gülümserken başımı onaylarcasına sallayıp, "Gittiler." diye mırıldandım. Hafifçe bana yaklaşıp bedenini bedenime yaslarken kalkmış aletini hissettiğimde gözlerim şaşkınlıkla aralanmıştı. Tüm gün boyunca bu hâlde mi gezmişti yoksa?

Bir Deli Rüzgar - bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin