ömrümü ömrüne katayım

4.4K 462 19
                                    

Bölüm şarkısı:

Yaralarını Ben Sarayım - Berk Baysal

Keyifli okumalar.

-

"Hiç... Mezarlarına... Gitmedim."

Bakışlarımı yüzünde gezdirmeye devam ederken kucağımdaki yastığı kenara koyup Baver gibi yatağa uzandım.

"Nedenini sorsam sorun olur mu?"

Elindeki ayıcığı izlemeye devam ederken, "Korktum." diyip ayıcığı göğsüne yaslayıp sarıldıktan sonra yatakta bana doğru dönüp gözlerini gözlerime çevirmişti. Elimi alnına yerleştirip saçlarını arkaya doğru yatırdım. Ardından elimi çekmek yerine saçlarını okşamaya başlamıştım.

"Bir kere... Gitmeyi denemiştim."

Karnındaki ayıcığı yukarı kaldırıp göz hizasına getirirken, "Mezarlığa yaklaştığımda... Onları gördüm." diyip derince yutkunduktan sonra devam etti cümlesine. "Bana el... Sallıyorlardı." derken sesi çatallaşmıştı.

"Zorlanıyorsan daha fazlasını anlatmayabilirsin." diye mırıldandım. Zaten şu ana kadar iyi dayanmıştı. Tüm geçmişini anlatmasını içten içe istesemde Baver'in daha fazla zorlanmasını istemediğim için bir şey diyemiyordum.

O sokağı terk edip eve geldiğimizde saat altı ya da yedi civarlarındaydı. Baver geçirdiği şokun üstüne direkt odaya geçip yatağa uzanmıştı. Ben de yanına oturup uyuyana kadar beklemeyi planlasamda birden bana geçmişini anlatmaya başlayınca hiç sesimi çıkarmadan sonuna kadar dinlemiştim.

Baver anlattıkça çektiği acıları bir bir ben çekiyormuşum gibi hissetmiştim. Böyle bir travmayı kendim yaşasam Baver kadar güçlü kalacabileceğimi sanmıyordum. Kalbi ve yüreği o kadar güçlüydü ki böylesine bir acı bile onu yıkamamıştı.

Dediğimi umursamadan anlatmaya devam edince bakışlarımı gözlerinde gezdirip dinlemeye devam ettim. Bir yandan da saçlarını okşuyordum hâlâ.

"Beni... Yanlarına çağırıyorlardı... Gitmek istiyordum ama..." derken boğazına bir yumru oturmuşcasına derince yutkunmuştu.

"İyi ki... Gitmemişim."

Kaşlarım hafifçe çatılmıştı. Neden böyle dediğini düşünürken, "Yoksa... Seninle hiç... Tanışamazdım." dediğinde kalbim teklemişti. Gitmek anlamını mezarlığa gitmek değil de ölüp bu dünyadan gitmek anlamında kullandığını anladığımda kalbimin sıkıştığını hissederken yatakta hafifçe Baver'e doğru kaydım. Ardından yanaklarını ellerim arasına alırken "İyi ki gitmemişsin Baver'im." diye mırıldanıp dudaklarına uzun bir öpücük bırakmıştım.

***

'Olmuyor böyle...'

'Günüm gecem bir çile.'

'Yağmurun sesine senden bahsedeyim.'

Dalgaların kayalara çarpma sesine eklenen müzikle beraber içim huzurla dolmaya devam ederken kolumu önümdeki masaya yaslayıp çenemi kolumun üstüne yerleştirmiştim.

'Sen canımı en çok yakansın.'

'En kıymetli zamansın.'

Gecenin bir vakti aklımızda dolanan yılanlar yüzünden bir türlü uyuyamadığımız için Baver'le beraber sokağa atmıştık kendimizi. Başta sadece biraz yürümeyi planlasamda Baver sahile gitmek istediğinde onu kıramamıştım.

'Güzelsin ya elbet...'

'Eminim sen banasın.'

Bulunduğumuz kafe ise şansımıza sabahlara kadar açık olan türdendi. Biraz meyhane tarzında olsada tek tük insan olduğu için fazla sorun olmamıştı. Zaten onlarda kimseyi umursamadan kendi hallerinde takılıyorlardı.

Düşüncelerimden sıyrılıp bakışlarımı Baver'de gezdirmeye devam ettim. Bakışları yanındaki ay ışığı altında parlayan denizde geziyordu. Bir eli çenesine yaslıydı diğer eliyle ise elimi sıkı sıkı tutuyordu.

'Dur.'

'Yanıma öyle yanaşma.'

'Doğru söylemem, inanma.'

Uzanıp elimi tuttuğu eline öpücük kondurduktan sonra geri çekilirken bakışlarını bana çevirmişti. Dudaklarıma bir gülümseme yerleştirip Baver'i izlemeye devam ederken aynı şekilde elimi öptüğünde dudaklarımdaki gülümseme yavaşça büyümüştü.

"Severim seni yine elbet."

"Sen buna aldanma."

Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken bakışlarımı Baver'de gezdirmeye devam ettim. Ardından oturduğun yerde sırtımı dikleştirirken Baver'den önce davranıp, "Gel, yaralarını ben sarayım." diye mırıldanmıştım. Bu sefer Baver şaşırırken hafifçe gülüp şarkıya devam ettim.

"Ömrümü ömrüne katayım."

"Birgün gülersek eğer, yoluna güller katayım."

Baver dişlerini göstererek gülümsemeye başlarken oturduğum yerden kalkıp onun da kalkmasını sağladım. Ardından Baver'i kendime çekip yavaşça elimi beline yerleştirirken çaktırmadan kafedekileri yoklamıştım. Herkesin kendi hâlinde olduğuna kanaat getirdikten sonra bakışlarımı tekrar Baver'in gözlerine çevirirken usulca yüzüne yaklaşıp dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum.

"Dur, yanıma öyle yanaşma."

"Doğruyu söylemem, inanma."

"Severim seni yine elbet."

"Sen buna aldanma."

Bedenlerimiz iyice birbirine yaklaşırken hafifçe olduğum yerde iki yana hareket etmeye başladığımda Baver anında bana ayak uydurmuştu. Kollarımı omuzlarına yaslayıp ellerimi boynunun arkasında birleştirdim. O sırada Baver'de ellerini belime yerleştirip benim gibi hafifçe sağa sola doğru sallanırken şarkıya devam etmişti.

"Ah, canımı yakıyor."

"Ah, beni öldürüyor."

Dudaklarımı dudaklarına yaklaştırırken benden önce davranıp dudaklarımızı birleştirdiğinde yüzümdeki gülümseme daha da büyümüştü.

"Gel, yaralarını ben sarayım."

"Ömrümü ömrüne katayım."

"Birgün gülersek eğer, yoluna güller katayım."

Şarkının sesi yavaş yavaş kısılırken biz de durmuştuk. Bakışlarımı Baver'in gözlerinde gezdirmeye devam ederken boynundaki elimin birini yanağına yerleştirip baş parmağımla hafifçe yanağını okşarken yüzümdeki gülümseme hâlâ yerini korumaya devam ediyordu.

"Geçirdiğim... Güzel günlere... Bir tane daha... Eklendi."

-

Kısa bir bölüm oldu ama idare edin aşklarım. Sizi seviyorum.

Diğer bölüm görüşürüz.

Bir Deli Rüzgar - bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin