Arzular

164 17 69
                                    

_________________

Arkasına bakmadan koşuyordu. Bacaklarını artık hissetmiyor nefesi kesiliyordu. Ciğerleri göğüs kafesini parçalayacak gibi hissettiğinde durdu.
Etrafına baktı.

Neredeydi?

Etrafı uçsuz bucaksız ormanla çevriliydi ve dalların arasından ay yeryüzüne zarzor vuruyordu. Kendini bir ağacın altına atıp beyaz gömleğinin yaka düğmelerinin bir kaçını açtı. Ay ışığını yansıtan göğsü
göz kamaştırıyordu. Çok güzeldi ve beyaz teni ay ışığıyla güzelliğini katlıyordu.

Başını geri yasladı ve gözlerini kapattı. Nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu. Yuta yokluğunu farketmiş şuan onu arıyor olabilirdi.
Bir süre düşünmeyi bırakıp kuş seslerini ve hafif esen rüzgarın yarattığı yaprak seslerini dinledi.

Sessizliği bir motor sesi bozmuştu. Sicheng irkilerek gözlerini açtı etrafa bakındı. Bu yuta olabilir miydi?
Hızlıca toparlanıp kalktı hafif yere çökerek ağaçların arasından patikaya baktı. Bu far yutanın olmalıydı ve ona doğru geliyordu. Sicheng doğrulup koşmaya başladı patikadan uzaklaşarak ormanın derinlerine girdi.

Çıkış neredeydi?

Onu buradan kurtaracak hiç kimse yoktu. Jaehyun belki de ölüydü. Ve onun başka kimsesi yoktu. "Yutadan kaçmak bir hata mıydı?" diye düşündü sonra saçmaladığını farketti ve uzaklaşan motor sesleriyle tekrar bir ağacın altına oturdu. Belki de sabah olmasını bekleyip yolu aramalıydı. Yorulmuştu ve gözleri ağırlaşıyordu. Uyumamak için kendi içinden bir mücadele verdi. Ama vücudu çoktan teslim olmuştu.  Yavaşça bilincini kaybetti.

🥂

"Sikeyim nerede bu çocuk"

Patikanın üzerinde çocuğu bulamayınca inmeye karar verdi. Torpüdodan bir fener aldı ve arabadan indi. Ormanın içine doğru yürümeye başladı. Çocuğa birşey olmamasını umuyordu. Yolda takılıp düşmüş hatta bir yılan tarafından saldırıya uğramış olabilirdi. Ya da adamın adını söyleyemediği saçma sapan hastalığı yüzünden yolda bayılmış olabilirdi.

Yuta ihtimalleri düşünmeyi bıraktı. Önceliği çocuğu bulmak olmalıydı.

"Çocuk! Başına bir şey gelmeden benimle gel."

Yuta engebeli yoksa zar zor yürüyor topraktan çıkmış ağaç köklerine takılmamak için zıplıyordu.

"Kurtlar yer seni bak"

Yuta geldiği yoldan geriye doğru gidiyordu ama patikadan değildi. Ağaç köklerine ve yeşilliklerin arasına bakmaya özen gösteriyordu.

"Sicheng!"

Oğlanın adını bağırıyor ama sadece kendi yankılarını duyuyordu. Bir iç çekti ve adımlarını sıklaştırdı. İçini kaplayan korku kalp atışlarını git gite hızlandırıyordu. Kalp atışlarını hızlanmasının koşmasına bağlayarak kendini kandırdı. Çocuğa bir şey olmasından deli gibi korkuyordu.
Ağacın toprak üstüne çıkmış köküne takılıp sendeledi ağaç dalına küfür ederken çocuğun ağacın gövdesine yaslanmış baygın olduğunu farketti.

"Buradaymışsın"

Çocuğun yanına gelip dizinin üzerine çöktü fenerini yere koyup nabzını kontrol etti. Sonra başını okşayıp kaldırmak için kollarından birinden kendine çekti. İrkikerek kendine gelen çocuk kendisini bir elin çekiştirdiğini görünce çığlık atarak çırpınmaya başladı yüzü görünmeyen bu karanlık vücudun ellerinden kurtulamıyordu.

BET ON BEAUTY +18 | Yuwin Where stories live. Discover now