Nefret

119 12 70
                                    

Adamın rahatsız edici bakışları yemeği yemesini zorlaştırıyordu ama engel değildi. Oldukça acıktığu için ona engel olabilecek hiç birşey yoktu. Kafasını yemeğinden bir kez olsun kaldırmamış onunla göz göze gelmemek için boynu tutulacak raddeye kadar gelmişti.

Bayılmadan önceki anlar geldi aklına. Taeyong Yuta'nın ona aşık olduğunu söylemişti. Bu doğru olabilir miydi? Az önce duyduklarını sindirememiş olmalıydı ki bunda şüpheye düşmüştü. Çünkü yuta ona eğer zarar gelirse üzüleceğini söylemişti. Geride bıraktığı kişinin o olacağını. Si cheng bunu hatırlayınca birden irkilip duraksadı.

"Noldu?"

Yumuşak ses tonuyla oldukça sakin bir üslubla kafasını eğerek merakla bu soruyu sormuştu. Çocuk tüm cesaretini toplayıp konuşmaya başladı ama cesareti yalnızca konuşmasına yetmiş olmalı ki kafasını kaldırmadı.

"Taeyongun dedikleri...bana karşı hislerin mi var?"

"Yemeğini yesen iyi olur"

Yuta kafasını doğrultup arkasına yaslandı çocuk görüş açısından çıkan adama göz ucuyla bakıp yemeğine döndü. Utançtan yüzünün kızarması normal miydi? Saçları bunu gizlemeye yeter diye düşünerek kafasını eğebildiği kadar eğdi. Ama saklamakta başarısız olmuştu ki adam konuşmaya başladı.

"Utanılacak birşey sormadın. Bu senin hakkın elbette."

Sicheng derin bir nefes aldı. Sorusunun cevabını beklercesine  kafasını hafifçe kaldırınca adamla burun buruna geldi. Nasıl oldu da farketmedi bu hareketini?
Kafasını çeviremiyor vücudunu çekemiyordu. Öylece kitlenmiş adamın parlayan gözlerine bakıyordu. Odadaki tek gürültü olan nefesleri birbirine karışıyor kalpleri yerinden çıkacakçasına atıyordu. Bu gürültüleri adamın yumuşak sesi bastırdı.

"Sana aşık olup olmamam hiç bir şeyi değiştirmeyecek. Sen benden nefret ediyorsun."

"Senden nefret etmiyorum"

Kendinden emin bir şekilde verdiği hazır cevabı kulaklarında yankılandı. Kaşlarını şaşkınlıkla çatmış çocuğun ağzından dökülecek kelimeleri bekliyordu. Bunu açıklamak zorundaydı.

"Beni kaçırdın ve bir çok kez hastalığımı tetikledin"

Yuta kaşlarını daha çok çattı bu konuşma nereye varacaktı? Çocuğun ağzından dökülen kelimeler dudaklarına çarpıyor gibiydi. Onu öpmemek ve açıklamasını beklemek için çırpınıyordu.

"Ama bana zarar vermemek için gösterdiğin çabayı görebiliyorum"

"Sen kötü biri değilsin."

Derin bir nefes alıp cümlesini düzeltti.

"Sen benim için kötü biri değilsin"

Adam kendini tutmakta oldukça zorluk çekerken çocuk onu istemeden tetiklemişti.

"Uzaklaş, bunu sana istemeden yapmak istemiyorum."

Adamın bakışlarının onun dudaklarında olduğunu farketti. Kendini geri çekmeliydi. Bunu yapabilirdi zorluk çekemezdi.
Kafasını ve vücudunu kontrol edemiyordu. Ve adam imkansız bir mesafede çocuğa daha fazla yaklaştı.

"Geri çekil çocuk."

Si cheng kafasını hafifçe geriye çekmeye çalıştı ama bu yalnızca bir santim etkili olmuştu.

"Sana uzaklaş dedim bu yeterli değil"

Adamın fısıltıları sıcak nefesiyle çocuğun dudaklarına çarpıyordu.
Çocuk vücudunu hareket ettiremiyordu ve bu onun için oldukça tehlikeliydi. Adam parmak uçlarıyla çocuğu göğsünden iterek hafifçe uzaklaştırdı. Geri çekilip koltuğa yalandı kollarını iki yana açarak koltuğun baş kısmına yasladı.

BET ON BEAUTY +18 | Yuwin Where stories live. Discover now