Zincirde Bir Açgözlü

116 11 73
                                    


Not: Normalde hep tanrısal bakış açısıyla yazıyorum biliyorsunuz ama Yuta'nın tüm duygu ve düşüncelerini yansıtmak için onun ağzından yazdım bu bölümü. Bir flashback dışında tamamen onun bakış açısından yazdım.

Keyifli okumalarr~~

____________________

Yuta:

Derin bir nefes alıp başımı geriye attım. Saat ikiyi geçiyordu ve henüz uyumamıştı. Bunun bana verdiği bıkkınlık ve sabırsızlık sinirlenmeme sebep olduğundan telefonu bir kaç defa cama fırlatmış ama onu izlemeye devam etmek istediğimden bir kaç saniye geçmeden geri almıştım. Israrla uyumuyor uyanık kalmak için insan üstü çaba gösteriyordu resmen. Günlerdir defalarca sorguladım bunu. Beni neden bekliyordu ki?

Beni...kendinise tecavüz eden adamı. Bir kaç haftadır onu eve kapatan ve gözünün önünde adam öldüren katili. Her ne kadar beni suçlamadığını söylememiş olsa da ben bunu toyluğuna bağlıyordum. Şu bir kaç günde kendimi cezalandırmak için türlü şeyler yapsam da gözümün önüne yaralı vücudu geldiğinde kafama sıkasım geliyordu. Nasıl bu kadar cani bir yaratığa dönüştüğüme inanamıyordum. Yaşadığımı yaşattığıma inanamıyordum.. Beni bu hala getiren şeyin ne olduğu çok açıktı benim için. Neyse işte.

Ona karşı olan ilgim ilk görüşte ortaya çıkmıştı. İçimdeki canavar kişiliğim onu kendisine ait yapmak için zincirlerini kırmaya çabalıyordu ve bunu çok kısa bir sürede başarmıştı. Onu elde etmek için kumar oynamış, Aptal ve zavallı jaehyunun karşı gelmesi üzerinden daha çok heveslenip zorla alıkoymuştum.

Pişman mıydım?

Hayır.

Başıma her ne gelecek olursa olsun onu yanıma almaktan pişman olmayacağım, ölüm bile. Çünkü... çünkü o bana ait, benim. Onun yanından Bir saniye ayırmamak ve görmek için deliriyorum. Ve bu onu yavaş yavaş mahvetmeme sebep olsa da onu bırakmam. Tuhaf bir şekilde ona ihtiyacım var. Adını bildiğim Ama kendimi itiraf edemediğim bir his. Ama artık saklamaya gerek yok, biliyorum.

Onu sevdiğimi.

Ilk görüşte etkilenmeye asla inanmadım. En son annemle kaldığım genelevde birini sevdim. On dört yaşındaydım ve hatırlamıyordum. Bu tanıdık hisleri hissedene dek tabii. Ve on altı yıldır kimseyi almadım kalbime. Aşk zayıflıktır çünkü. Çaresizliktir, zavallılıktır, utanç vericidir, acıdır.

Ama güzel işte.

Onu izlemek, konuşmak, dinlemek, yaşamak. Evet yaşamak denebilir aslında. İçimdeki beyaz böyle düşünüyor işte. Ama o canavar çıkıyor ve herşeyi mahvediyor. Bu yüzden kaçıyorum ya ondan. Canavar kırmasını zincirlerini diye..

O canavar ölene dek de sevmeyi hak etmiyorum onu. Narin vücuduna ve ruhuna verdiğim zararlar bende de yaralar açıyor. Sevdiğine istemsizce zarar vermek kadar acı olan çok az şey vardır. Açık kahve gözleri dolduğunda bile iliklerime kadar ızdırap hissediyorum. Canavar engel olduğum sürece tabii. Bir gün onu yenmeyi başaracağım çocuk. Ve o zaman beni sevmen için geleceğim yanına. Eğer beni sevmezsen de gülümseyerek veda edeceğim. Sadece zincirdeki aç gözlü ölmeli.

Düşünce bulutlarımı koltuğun kolçağından aşağı kafası kayan sicheng dağıtmıştı. Ah tanrıya şükür uyumuştu. Arabanın anahtarını çekip hızlı kapıyı açtım. Anahtarı taegi'nin eline fırlatıp hızlı adımlarla eve yürüdüm. Uykum vardı.

BET ON BEAUTY +18 | Yuwin Where stories live. Discover now