3. Bölüm

4.1K 288 78
                                    

Ben geldim. Güya aylar sonra atacaktım değil mi diğer bölümleri, işte düşüncelerim ve yaptıklarım diyor susuyorum... Bir yandan buraya, diğer yandan Sarmaşık hikayesine bölüm yazıyorum ne ondan kopabiliyorum ne bundan. Çok arada kalıyorum arkadaşlar. Şaka bir yana, umarım içinize sinen bir bölüm olmuştur. Keyifle okumanız dileğiyle.

⛓️

18 Aralık 2020

"Sakin ol Mert!" dedi Korhan abi, abimin önüne geçerek. "Böyle yaparak babana faydan dokunmuyor. Babana yardım edemezsin, anla bunu artık!"

"Kimin yaptığını öğren!" diye kükredi abim. "Bana babamı kimin bıçakladığını öğren!"

"Senin ağzından çıkanı kulağın duymuyor sanırım," dedi sakinleştirmeye çalışırken. "Bunların olacağını biliyorduk, konuştuk. Baban konuşana kadar bunları yapacaklarını biliyorduk dostum."

"Durumu nasılmış?" dedim duvarın yanındaki sobadan en uzak köşede ayakta beklerken. "Haberiniz var mı Korhan abi, durumu nasılmış?"

"Hastanede," dedi abime çabuk bir bakış atarak. "Niyetleri öldürmek değil, konuşturmak. Neden öldürdüğünün cevabını istiyorlar."

"Kim yapmış?" dedim alacağım cevabın korkusuyla. Adını anacak diye kalbim sıkışıyordu.

"Yiğit değil," dedi ama bu bile beni mutlu etmiyordu. "Kahraman Yaman'ı seven onlarca insandan bir tanesi belki.. Bilmiyorum. Gece bıçaklanmış, gardiyanlar bile engel olamamış. Avukat arkadaşımla konuştum, başka bir yere sevk edilmesi için talepte bulunmuş. Karar savcıda. Buradan sonrasında elimizden gelen bir şey olmayacak, çok üzgünüm."

"Yiğit yaptırmıştır!" dedi abim öfkeyle. "Babasının intikamını almak istediğini herkes biliyor!"

"Bundan emin değilim," dedi bakışları bu defa benim üzerime döndü. "Onun derdi şu an Meva'yı bulmak. Araştırıyor, artık daha dikkatli olmalıyız. Burada sizi bulamaz ama nereye kadar saklanmaya devam edeceksiniz? Hastalansanız," dedi annemin iki haftadır ateşi düşmüyordu. "Eli kolu çok uzun Mert, bunu benden daha iyi biliyorsun."

"Bulup ne yapacak?" diyerek elini duvara sertçe vurdu. Ben korkudan ağlamaya başlamıştım ama abim sanki eli hiç acımıyor gibi yeniden vurdu. "Öldürene kadar durmayacak! Ağlamayı kes!" dedi üzerime doğru adımlar atarak. "Nasıl birini sevdiğini görüyor musun?! Ağlama artık şunun için!"

Abim Korhan abinin ellerinin arasından kurtulup dibime kadar sızdı. Kolumdan beni sertçe tutup yüzüme yüzüme haykırdı. "Senin sevdiğin adam babamı öldürmeye çalıştı! Senin sevdiğin adam seni öldürmek için arıyor anla artık bunu!"

"Mert!" diyerek araya girmeye çalıştı Korhan abi.

"Abi yapma..." dedim ağlaya ağlaya. "Yiğit öyle bir adam değil-"

"Savunma şunu!" diyerek beni paçavra gibi duvara itti. Sırtım duvara çarpınca dudaklarımın arasından tiz bir çığlık kopmuştu. Canımın nasıl yandığını görmüyor gibi parmağını üzerime doğrulttu. "Meva eğer ona ulaşmaya çalışırsan-"

"Yapmıyorum!" dedim bağırarak. "Yapmıyorum! Aylardır elime telefon almıyorum, ben bizi riske atacak hiçbir şey yapmıyorum!"

"Mert!" diyerek çekiştirdi Korhan abi abimi. O da çok öfkeliydi, başını çevirip bana baktı iyi olduğumu görmek ister gibi. "Mert böyle devam edeceksen, kardeşine zarar vereceksen yanında değil karşında dururum! Bana bunu yaptırma, Meva'yı suçlamayı bırak! Sen kan kardeşim dediğin adamı tanımıyor musun?!" Abim duymaktan nefret ettiği sözlere tepki veremedi. "Yiğit peşinizde! Onun derdi baban değil artık, kardeşin! Düzgün bir abi ol kardeşini koru! Yoksa her şey için çok geç kalacaksın! Gel benimle Meva," dedi abimin yanından çekilip kolumu nazikçe kavrayarak. "Gel, köydeki şifacı nineye gidelim. Baksın sırtına, haydi."

HÜKÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin