5

14K 781 47
                                    

Asu ve Ela'nın, Kartal'ın getirdiği çiçekler ile dalga geçmesine daha fazla katlanamamış ve kendi evime geçmiştim. Tek göz odalı ev kadar hiçbir yer huzur vermiyordu bana.

O kadar terlemiş hissediyordum ki ilk işim kendimi banyoya atmak olmuştu. Düşündüğüm kadar kolay olmasa da bir saatin sonunda bütün vücudumu temizlemiş ve altıma sardığım havlu ile kendimi koltuğa bırakmıştım.

Ev çok pisti ama şu an bunu dert edecek halde değildim. Kafam çorba gibiydi. Hala Kartal'ın bana karşı duyguları olması garip geliyordu. Herkesi korkudan titreten adam bir erkeğe, bana aşıktı. Zonklayan şakaklarıma parmağımı bastırıp, bir bira açtığımda çalan kapı ile gözlerimi devirmiştim.

Şu an kimseyi çekemezdim, apartman görevlisiydi büyük ihtimalle gelen. O da bir kere çalar, açmazsam giderdi. Tam zilin sesi kesildiğinde bir daha çalmıştı.

"Sikeceğim ha." Sinirle ayağa kalkıp, zar zor kapıya yürümüştüm. Açtığım an karşıma çıkan beden ile geriye bir adım atarken Kartal, önce sırıtarak sonra ise kaşlarını çatarak bana bakmıştı.

"Sen millete kapıyı böyle mi açıyorsun lan?" Gözü altımdaki havluya kaydığında kapıyı kapatmaya çalışmıştım ama hayvan gibi gücü olduğu için bu hareketim başarısız kalmıştı. İçeri girip, kapıyı kapattıktan sonra koluma girmiş ve beni oturduğum yere götürmüştü.

"Niye geldin?"

"Vaktim az, ne kadar çok görüşürsek o kadar iyi." Beni dikkatli bir şekilde oturtup, alçı olan bacağımı kendi kucağına koymuştu.

"Ağrın var mı?"

"Biraz." Masaya bıraktığı kutuyu yeni fark ederken oraya baktığımı görünce kucağıma bırakmış ve parmaklarını alçımda gezdirmeye başlamıştı.

"Ne bu?"

"Aç bak. Çok canın yandı mı?"

"Yandı, hayır niye kovalıyorsun ki?" Kutuyu açtığımda içinde bir sürü pahalı çikolata olduğunu görmüştüm. İçinden bir tane alıp, ağzıma attım.

"Sen niye kaçıyorsun?"

"Korkudan." Dolu ağzımdan dolayı sesim garip çıkarken gülmüştü.

"O kadar mı korkutucuyum." Eğilip, alçıya dudaklarını bastırdığında nefesimi tutmuştum. Gereksiz yakın davranıyordu.

"Silahlısın bir kere, bin tane adam ile geziyorsun. Kim olsa korkar." Alnını alçıya dayayıp, derin bir nefes almış ardından benim biramı kafasına dikmişti.

"Zaten kendimi suçluyorum." Mırıldandığı şeyi duymuştum ama tepki vermemiştim.

"Git mutfaktan kendine bira al." Elindeki birayı almaya çalıştığında şişeyi yukarı kaldırmıştı. Ona uzanırken şişeyi biraz daha kaldırdığında vazgeçip, kalkmaya çalışmıştım.

"Dur, ben getiririm." O mutfağa gittiğinde aldığı çikolataları ağzıma tek tek atmaya başlamıştım. Sinirlerimi çok bozuyordu.

KARTAL -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin