KARTAL -GAY

22

Kartal'ın işe gitmesinin üzerinden beş saat geçmişti. Kendi evim olmadığı için hiçbir şey yememiş sadece su içmiştim. Ne kadar sevgilim olsa bile rahat edemiyordum.

"Gülüm?" Koltukta geriye dönüp, kapıdan giren adamı görünce sanki içim ferahlamıştı. Koltuktan kalkıp, elinde tuttuğu poşetleri almış ve mutfağa ilerlemeye niyetlenmiştim ki arkadan belime sarılan kol, bana engel olmuştu.

"Bağımlı oldum herhalde sana, çok özledim." Eli ile karnımı okşarken gözlerimi kapatmıştım. Bende özlemiştim ama onun kadar kolay söyleyemiyordum. Dudaklarını enseme bastırıp, ıslak bir öpücük bırakmış ve geri çekilmişti.

"Şarap aldım, güzel bir akşam yemeği yiyelim."

"Ne hazırlayacağız?"

"Hazırlanmış olması lazım, söylemiştim ben." Mutfağa girdiğimizde masa ve yemekler hazırlanmıştı. Hiç seslerini duymamıştım.

"Hiç duymadım."

"Sen yedin mi bir şeyler?" Kafamı sallayıp, poşetin içinden şişeyi çıkarmış ve kadehlere koymuştum. Karşılıklı oturup, yemeğe başladığımızda eski şaraptan bir yudum almıştım.

"Nasıl geçti günün?"

"İyiydi gülüm, biraz yorucuydu sadece."

"Yemekten sonra dinlenirsin, kahve yaparım sana." Çatal olan elimi tutup, üstünü öpmüştü.

"Tam evli gibi olduk ha, sana bir yüzük takayım." Yüzük parmağımı yalayıp, tam yüzük takılan yere dudaklarını bastırmıştı. Yanağını okşayıp, elimi geri çektiğimde yemeğe devam etmiştik.

Kadehlerimiz bitiyordu ve biz yenisini koyuyorduk. Kaç kadeh içtiğimizi bile saymamıştım ama çoktan salondaki koltuğa geçmiştik. Kolumu koltuğun sırtına koyup, başımı yaslamış ve Kartal'ı izlemeye başlamıştım. Koyu kahve saçları dağılmıştı. Yakışıklı adamdı, inkar etmiyordum ama yakışıklı olmasının yanısıra çekiciydi. Gülüşü, bakışı ve hareketleri insanı kendine hayran bırakıyordu.

"Gel." Kucağını işaret ettiğinde kadehi kafama dikmiş ve kucağına geçmiştim. Ellerini bacaklarıma koyup, okşarken dudaklarımı boynuna bastırmıştım. Kanım uyuşmuş gibi hissediyordum.

"Sarhoş mu oldun?" Kafamı olumsuz anlamda sallayıp, dilimi adem elmasına sürmüş ardından dişlerimi geçirmiştim.

"Arif." Ağzından adım öylesine çıkarken kalçamı hafifçe oynatmaya başlamıştım. Kucağında oturduğum bedenin nefesi hızlanırken kucağında havaya kalkıp, geri oturmuş ve ondan bir inleme kazanmıştım.

"Sarhoşsun, uyuyalım hadi." Kollarımı omuzlarına koyup, biraz ona yaklaştığımda dudaklarımız birbirine temas ediyordu.

"Uyumak istemiyorum." Altımda hissettiğim sertlik ile karnıma ince bir sızı girmişti. Tek kaşını havaya kaldırıp, birden parmaklarını boynuma sarmıştı.

"Tehlikeli hareketler yapıyorsun gülüm." Sırıtarak dilimi dudağına sürmüştüm.

"Odamıza gidelim." Ben kucağındayken elini belime koymuş ve birden ayağa kalkmıştı.

"Eğer odaya gittiğimizde vazgeçersen mahvederim seni."