30

7.9K 444 40
                                    

Kartal sabah, canım et istiyor, akşama yapalım diyerek para bırakmıştı. Param olmadığını biliyordu ve sırf beni incitmemek için böyle bir bahane sunduğunu biliyordum.

Dışarıdan ne kadar korkunç gözükse bile sevgi dolu tarafı bazen bende ağlama isteği uyandırıyordu. Doğru kişi olduğunu biliyordum, bilmekten çok hissediyordum. Tabi bu özelliği yatakta kayboluyordu. Normalde ne kadar merhametliyse yatakta bir o kadar acımasız oluyordu. Buna bile alışmıştım.

Üstüme ince bir ceket alıp, kapıyı açtığımda kapının önünde bir tane, kırmızı çiçek vardı. Eğilip çiçeği almış ve anlamaz şekilde bakmıştım. Yanlışlıkla biri düşürmüş olmalıydı. Kapıyı kapatıp, merdivenlerden inerken elimdeki çiçeğin aynısı olan bir sürü çiçek merdivenlere saçılmıştı. Görüntü güzel olsa bile hissettirdiği ürkütücü his ile apartmandan hızlı bir şekilde çıkmıştım. Muhtemel biri, gece sarhoş bir şekilde çiçekleri düşürmüştü.

"Nasılsın İsmet abi?" Kahvenin önünden geçerken sinirlen elindeki zarı sallayan adamın omzunu sıkmıştım. Emekli subaydı ve fazla sinirliydi.

"Ooo Arif, sen yaşıyor muydun aslanım?"

"Çok çıkmıyorum evden."

"Sen askerliğini hangi bölükte yapmıştın?" Yine başlayacağını anlayıp, sırıtmıştım. Ne zaman beni görse askerlik ile ilgili bir şeyler anlatıyordu ve bu neredeyse saatleri alıyordu.

"Komutanım çok işim var, sonra anlatırım nerede yaptığımı. Hadi selametle." O ağzını açmadan hızlı hızlı markete girmiştim. Kartal'ın bıraktığı para ile et, evde eksik olan birkaç şeyi ve içkileri almış, ödedikten sonra kalan parayı elimde sıkmıştım. Ona güzel bir şeyler hazırlamak istiyordum.

Poşetleri elime alıp, marketten çıktığımda gördüğüm araba ile gözlerim parlamıştı. Sanırım işi erken bittiği için erken gelmişti. Arka kapıdan inen heybetli beden ile ona doğru adımlamıştım.

"Sen git aslanım." Kapıyı kapatıp, direkt bana baktığında tebessüm etmiştim. Onu görünce dudaklarım benden izinsiz yukarıya kıvrılıyordu.

"Alışverişe mi çıktın?" Yanıma gelip, göz kırparak konuştuğunda kafamı sallamıştım. Uzanıp elimdeki poşeti alırken cebimden düşen çiçek ile kaşları çatılmıştı.

"Bu ne?"

"Kapının önünde buldum, hoşuma gitti." Yerden çiçeği alıp, bakarken yüz ifadesi değişmiş, gergin bir hal almıştı.

"Lavinia."

"Ne?"

"Yürü." Kolumdan tutmuş ve beni apartmana sürüklemeye başlamıştı. Apartmandan içeri girdiğimiz an adımlarını durdurmuştu.

"Hassiktir."

"Noluyor Kartal?" Benden aldığı çiçeği avuçlarında sıkıp, parçalara ayrılmasına sebep olduğunda eline bakmıştım.

"Ölüm çiçeği."

KARTAL -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin