35

7K 402 79
                                    

Evde iki ruh gibi gezişimizin ilk haftası dolarken kendimi yorgun hissediyordum. Hiçbir şey yapmıyordum, üzgün değildim ama bu durum beni yormuştu. Kartal ile aramızda ne bir temas ne de bir sohbet geçiyordu artık.

"Abi!" Acar içeri telaşlı bir şekilde girerken elimdeki kitaptan gözlerimi çekip, onu incelemiştim. En çok çabalayan oydu, Kartal'a bu kadar bağlı olmasına şaşırıyordum.

"Abi nerede?"

"Bilmiyorum." Geri kitaba dönerken Acar, çalışma odasına girmişti. İçeriden sesler gelse bile dinlemeyecek kadar umrumda değildi. Hala benden gizlediği şeyler vardı, imasını yapsam bile umrunda olmuyordu. İkisi odadan aceleyle çıktığında bir sigara yakmıştım. Kartal'ın bakışları beni bulurken iki büyük adımda yanıma gelmişti.

"Gülüm acil bir işimiz çıktı. Geceye gelirim." Eğilip, alnımdan öpecekken kendimi geri çekmiştim. Gözlerinden anlık bir hüzün geçmişti, umrumda olmamıştı.

"Evden çıkma." Yanağımı elinin tersiyle okşayıp, evden çıktığında kitabı yere fırlatmıştım. Bütün bu evi dağıtmak ardından yakmak istiyordum. O kadar bunalmıştım. Gözlerimi kapatıp, arkama yaslandığım sırada dış kapı tekrar açılmıştı.

"Arif abi?" Burak'ın sesi ile gözlerimi aralamıştım.

"Herkes gitti."

"Nereye?"

"İşler karışmış." Kafamı sallayıp, gerinmiştim.

"Çıkmak istersen evden, yardımcı olurum." Kafamı olumsuz anlamda sallamıştım. Kartal'dan habersiz iş yapmak istemiyordum. Zaten bir sürü şeyle uğraşırken birde beni aramak ile meşgul olmamalıydı.

"İstemiyorum ama senden bir isteğim var. Evden aceleyle çıktığım için sazımı unuttum, getirebilir misin?" Kaşları şaşkınlıkla havaya kalkarken kafasını sallamış ve evden çıkmıştı. O çıkınca bende kalkıp, banyoya girmiştim.

Soyunup, kendime bakarken ne kadar zayıfladığımı fark etmiştim. Sakallarım uzamış, saçlarım karışmıştı. Oflayarak duşa girip, oyalanarak yıkanmıştım.

O kadar çok oyalanmıştım ki çıktığımda hava kararmaya başlamıştı. Altıma bir eşofman geçirip, çıplak üsttüm ile salona geçmiştim. Koltuğun üstünde duran sazım ile mutlu olurken mutfak masasının üstü yemek dolmuştu. Bir haftada midem küçüldüğü için yemek yemeği ertelemiş, sazı elime almıştım.

Bahçeyi gören, büyük camın önüne geçip, yere oturduktan sonra sazın akorunu yapmıştım. Sanki tellere vurdukça ruhumdaki yük azalıyordu. Gözlerimi kapatıp, bildiğim bütün türküleri çalarken saatler geçmiş, evin önü yine kalabalıklaşmıştı. Parmaklarım çalmaktan uyuşurken en sevdiğim şarkıyı sona saklamıştım. Tellere tekrar vurup, şarkıyı çalarken gözlerim kapalıydı.

"Bir ay doğar ilk akşamdan geceden neydem neydem geceden
Şavkı vurur pencereden bacadan
Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben
Uykusuz mu kaldın dünkü geceden neydem neydem geceden."

"Madem soysuz göynün bende yoğudu neydem neydem yoğudu
Niye doğru yoldan şaşırdın beni
Dağlar kışımış yolcum üşümüş perişânım ben
Niye doğru yoldan şaşırdın beni
Dağlar harâmı açma yaramı perişânım ben."

Önce sesini duymuş ardından omzumda onun ellerini hissetmiştim. Gözlerimi aralamadan durduğumda korkuyordum. Beni ağlarken görmesinden deli gibi korkuyordum. Usulca beni kendine çevirmiş ve kafamı karnına bastırmıştı.

"Gülüm." Daha fazla ağlamamak için dudağımın içini dişlerken çenemi tutup, kafamı kaldırmıştı. Gözlerimi araladığım an gömleği kan olmuş bir Kartal görünce kalbim korku ile atmıştı.

"Özür dilerim her şey için." Onunda çenesi titrerken hızlıca onu kontrol etmiştim. Bir şeyi yok gibi gözüküyordu, rahat bir nefes alırken parmaklarını parmaklarıma sarmış ve beni kaldırmıştı. Elindeki kurumuş kan midemin kasılmasına sebep olurken tebessüm etmeye çalışmıştım. Günler sonra onunla temas etmek bile kalbimin ağrısını azda olsa azaltmıştı.

"Bunları yaşamamalıydın. Artık her şey eskisi gibi olacak."

3 mü 4 mü? Seçin bakalım 😏

KARTAL -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin