37

6.6K 400 27
                                    

Hala vücudum inceden titrerken biraz sakinleşmiş, sakinleşince ilk işim üstümü giyinmek olmuştu. Kartal'ı dinlemeden yargısız infaz yapmak istemiyordum. Bir yanım onun yapmayacağını deli gibi haykırırken diğer yanım, onun zaten çoktan elini kana bulanmış biri olduğunu söylüyordu.

Beynimde yankılanan iki sesi susturmak için parmak uçlarını alnıma vurmuştum. Aşağı indiğim zaman Acar ve İhsan hariç bütün adamları salondaydı. Ayak seslerimi duyar duymaz hepsinin üzgün bakışları beni bulmuştu.

"Bir isteğin mi var abi?" Burak ayağa kalkıp, bir iki adım öne çıktığında çenemin titrememesi için yumruklarımı sıkmıştım.

"Beni karakola götürür müsün?"

"Abi, Acar abi gi-" elimle onu durdurup, vestiyerden anahtarı almıştım. Şu an Acar değil, sevgilisi olarak ben yanında olmalıydım.

"Eğer götürmeyeceksen kendim gideceğim." Burak birkaç adımda yanıma gelip, anahtarı elimden almıştı. Hızlıca evden çıkıp, arabaya bindiğimizde Burak, bana dönmüştü.

"Arif abi, iyi misin?" Kafamı olumlu anlamda sallasam bile iyi hissetmiyordum. Daha doğrusu ne hissedeceğimi bilmiyordum.

"Kartal abim yapmaz." Arabayı çalıştırıp, sürmeye başladığında kafamı cama yaslamıştım. Yaptıysa ben napacaktım bilmiyordum. Kaçıp gitmek istiyordum ama bundan da emin değildim. Dakikalar sonra karakolun önünde duran arabanın park etmesini beklemeden inmiş ve acele bir şekilde karakola girmiştim.

Acar bir kapının önünde, bakışını yere eğmiş bekliyordu. Onu öyle görünce kalbim sıkışmıştı. Hissetmiş gibi kafasını kaldırıp, bana baktığında yanına gitmiştim.

"Arif abi?"

"Kartal nasıl?"

"Üzgün. Hala sorguda." Onun yaptığı gibi yanına geçmiş ve sırtımı duvara yaslamıştım.

"Acar, Kartal mı yaptı?"

"Hayır."

"Onu görmek istiyorum. Lütfen bir şey yap." Tam omzuna tutunacakken açılan kapı ile bakışlarımı oraya çevirmiştin. İçeriden çıkan polis, tam çıkarken küfür etmişti.

"İtiraf etmiyor orospu çocuğu." Yumruğumu sıkıp, ona doğru bir adım atacakken Acar bileğimi tutmuştu.

"Bekle burada." Bir yere gidip on dakika sonra geldiğinde çenesinin ucuyla polisin çıktığı kapıyı göstermişti. Üstümü düzeltip, odadan içeri girdiğimde Kartal, kafasını önündeki masaya dayamış bir halde duruyordu.

"Kartal." Başını birden kaldırıp, beni gördüğünde gülümsemişti.

"Gülüm, kaçmamışsın. Bırakmamışsın beni." Karşısına oturup, masanın üzerinde duran parmaklarına parmaklarımı geçirmiştim.

"Gitmedim. Seni dinlemeden yargılamak istemedim."

KARTAL -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin