KARTAL -GAY

28

Eve girip, altıma sadece bir eşofman geçirdikten sonra direkt mutfağa geçmiştim. Bütün iş aramış, param kısıtlı olduğu için bir şeyde yememiştim.Telefona görüntülü arama bildirimi düştüğünde sabit bir yere koyup, açmıştım.

"Hoy maşallah." Kartal hafif çıkan sakallarını okşarken gözleri direkt çıplak üstüme kaymıştı.

"Sana da selamın aleyküm öküz."

"Naptın yavrum?" Bir sigara yakıp, tek gözünü kısarak içine dumanı çekerken bende kesme tahtasında domates doğruyordum.

"Görüştüm bir sürü yerle. Hepsi size döneceğiz dedi."

"Boşa arıyorsun, gel kocanın yanında çalış." Gözlerimi devirip, domatesi doğrarken bir sigarada ben yakmıştım.

"Aynen sonra silahınız götümde patlasın."

"Hangi silah olduğuna göre değişir." Göz kırparak söylediği şey ile aynı saniye piç gülüşü dudaklarındaki yerini almıştı.

"Çok seksi duruyorsun amına koyayım ya. Erken geleyim bugün." Çok arsız ve rahattı. Her zaman, her yerde bu imayı yapmaktan asla utanmıyordu.

"Gel, yine banyoda kendini çekersin."

"Nazını sevdiğim."

"Kapatıyorum. Yemek yiyeceğim."

"Yemedin mi dışarıda?" Kafamı olumsuz anlamda sallamıştım. Kaşları çatılırken elimi beze sildim.

"Canım istemedi. Eve gelince acıktığımı anladım."

"Bunu eve gelince konuşacağız. Yavrum müşteri geldi, kapatıyorum."

"Görüşürüz." Göz kırpıp, telefonu kapattığında domatesi ekmek arası yapmıştım. Onu tam yiyecekken çöpün fazla olması midemi bulandırdığı için ağzını bağlamış, dış kapıya götürmüştüm. Kapıyı açtığım an karşımda gördüğüm adam ile irkilmiştim.

"Merhaba. Serhat içeride mi?"

"Serhat?" Çöpü bırakıp, geri çekilirken adam kapı numarasına bakmıştı.

"10 numaraya gelmiştim. Karıştırmışım, kusura bakmayın."

"Sorun değil ama üstte Serhat diye biri yaşamıyor." Adam kaşlarını çatıp, telefonuna bakmış ardından elini alnına vurmuştu.

"Apartmanı karıştırmışım." Kafamı sallayıp, kapının arkasına geçmiştim.

"İyi günler." Kapıyı kapatacakken araya koyduğu ayağı ile durmuştum.

"Bir bardak su verebilir misiniz? Merdiven çıkınca ağzım kurudu."

"Getireyim." İçeri geçip, bir bardak su doldururken adamın bana nasıl bu kadar tanıdık geldiğini sorgulamıştım. Onu daha önce görmediğime emindim, sanki tanıdığım birine benziyordu.

"Vücut mu çalışıyorsunuz?" Kaşlarımı çatarak ona döndüğümde gözleri üst vücudumdaydı.

"İçeri neden girdiniz?"

"Kapı çarpacaktı, kapatmak için girdim." Suyu ona uzattığımda parmaklarını, parmaklarıma sürerek bardağı elimden aldığında tüylerim ürpermişti.

"Şahin ben." Bardağı tezgaha bırakıp, elini bana uzatmıştı.

"Arif." Uzattığı elini sıkmıştım. Elini geri çekerken parmağını, bileğimin iç kısmına bastırmış ardından elini çekmişti.

"Tanıştığıma memnun oldum Arif. Gideyim ben." O evden çıkarken arkasından mal gibi bakakalmıştım.