Kendime söver sayarım

43 3 24
                                    

"Evladım! Size son kez söylüyorum, lisedesiniz siz büyümüş gibi davranmayın, küçücük çocuksunuz hâlâ ve sigara içmeniz kadar kötü bir şey yok! " Yarrrrrramın başı yok. "bir daha göreyim o paketleri, neler olur biliyorsunuz siz. Siciliniz çok temizmiş gibi davranmayın, artık tolerans göstermeyeceğim daha fazla size. Çıkın dışarı!" Sahte bir üzüntüyle dudaklarımı birbirine yasladım ve müdürdün masasındaki kalemlikteki kalemleri işaret edip konuştum. "Örtmenim bi kalem alabilir miyim, hoca kalemin yoksa dersime gelme dedi de." Müdür gözlerini korkutucu bir şekilde açmış dediğim şey sanki dünyanın en kan dondurucu lafıymış gibi gözlerime baktığında, gülümseyip kalemlikten bir kalem aldım. "hocam hakkınızı helal edin." Arkamı dönüp seke seke gitmeden utanmazca söylendim. Aynı şeyleri dinlemek artık koymadığı için çok gerilemiyordum. Osmanın kapıda mahçup bir ifadeyle beni beklediğini gördüğümde tipine karşı sırıtıp arkamdan kapıyı kapadım.

"Annem göt deliğimi çok fena sikecek oğlum sırıtma, paketim de gitti, daha sabah almıştım." Kolumu omzuna atıp dudaklarımı büzdüm ve üzgün bir sesle mırıldandım.

"Empati kuramıyorum canım, benim ailem yok." Elimi ceketimin iç cebine atıp bir kaç tane sigara çıkardım ve osmana uzattım. " üzgün duracam diye yeri izlemeyip, hoca şekil olsun diye pencereye bakarak öğüt veriyoken, pakettekileri çalmayı akıl edebilirdin canım, ama neyseki profesyonel hırsız arkadaşın cafer yanında, rica ederim." Osman aydınlanmış suratıyla yüzüme bakıp gülümsediğinde sırtından onu atölyenin içine ittirdim ve arkamı dönmeden önce bağırdım. "İltifatlarını mesaj olarak atarsın." Havalı duruşum kendimi erkekler tuvaletine attığımda solarken derince bir nefes verdim ve arkamdan kapıyı kapatıp yaslandım. Batuyu görecek kadar cesaretli olmadığım için beş derstir ya arka bahçedeki merdivenlerde sigara içiyordum ya da üst kattaki tuvalette dokuzuncu sınıflardan çaldığım gameboyla oynuyordum. Derse girmeye hiç niyetim yoktu, çok utanıyordum.

Bir haftadır batuyu görmüyordum, o sabah kahvaltıdan sonra çıktıktan sonra hiç bir şekilde konuşmamıştık. Bir haftadır raporlu olduğumuzdan dolayı da okulda da birbirimizi görme şansımız olmamıştı hiç, ellerimi saçlarımdan geçirdim ve sinirli bir şekilde saçlarımı karıştırdım. Cebimden uğurlu hotwheels arabamı çıkarıp duvarda sürmeye başladım, ne var amına koyayım, gameboyun şarjı bitmişti. Kendimi arabayla oynamaya kaptırmışken birden açılan kapıyla arabayı arkama sakladım ve gelene baktım.

Bu sahnede ne olacağını herkes tahmin edebiliyordur diye düşünüyorum, kimin geleceğini, sonrasındaki o gergin ortamı falan. Bir kere de yanılın be am antenleri.

"Orospu çocuğu." Batu

Gülümsedim. Geldi nur suratlım. Suratlım? Nur suratlı.

"Sikerim seni."

Tam konuşmaya başlayacağım sırada olduğu yerde hıçkırmasıyla durdum, birden kızarmış gözlerinden dökülen yaşlarla gülümsemem soldu ve olduğum yerde kaldım.

"Lan göt kılı, insan bi cevap verir dimi yazdıklarıma! Bi köşede aşırı dozdan öldün sandım amcık hoşafı senin götünü doğaçlama sikerim yavşak herif-" Önümde çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlarken ne yapacağımı, ne diyeceğimi şaşırmıştım. Ettiği küfürlerin garipliğine mi gülsem, ağladığı için kalbim atmayı mı bıraksa, bilememiştim.

"Tamam, gel buraya ağlama nolur." Nazik bir biçimde mırıldanıp yanına adımladım ve hafifçe kafamı eğip onunla aynı boyuta gelmeye çalıştım.

"Sikbezi-"

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve kafasını göğüsüme yaslayıp saçlarını okşamaya başladım. Elleriyle kıyafetimi sıkmış iç geçirerek ağlıyordu. Biri ağlarken ne denilirdi ki? Sürekli hoşuma giden bir özelliği ortaya çıkıp duruyordu, yumuşak saçları. Isırmamak için dişlerimi sıktım ve kafasını öptüm. "Öldüm diye mi ağlıyosun." Kollarımın arasında başını aşağı yukarı sallayan çocuk olduğum yerde daha çok erimemi sağlarken kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Ayrıca ne mesajından bahsediyordu?

"Kuzum, sen bana mesaj atmadın ki." Kuzum? Ağlamayı kesmiş bir şekilde benden ayrıldığında kızarmış yüzüne yavru kediye bakarmışçasına baktım. Pembe dudaklarını büzmüş masum masum bakarken birden yüzü sinirli bir hal aldı ve sağ yanağıma yediğim acı verici yumrukla arkaya doğru bir kaç adım sendeledim. Lan.

"Sen niye yazmadın lan o zaman piç."

"UTANDIM AMINA KOYİM"

"BANA BAĞIRMA"

"Özür dilerim."

"Önemli değil.

Acıyan yanağımı tuttum ve bakışlarımı batunun suratına çevirdim. Ortamda bi sessizlik olmuştu, o bana bakıyordu ben ona bakıyordum. Daha fazla dayanamayarak gözlerimi kaçırdım.

Gözlerini elinin arkasıyla sildi ve arkamda duran lavaboya doğru yürüdü, ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken lavabonun kenarındaki geniş mermere oturup bana bakmaya başladı, alooo? Oturmaya mı geldik.

" gel şuraya." Bacaklarını girmem için açıp yorgunca arkasındaki aynaya yaslandı. Ayaklarım benden habersiz bedenimi bacaklarının arasına yerleştirirken ne düşüneceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Beynimde tek bir şey tekrarlanıyordu; anasikim anasikim anaskm anasikim anasikim ananısikim ananısikim ananısikim anaısikim ananskim. İyice mal oldum.

Beyaz, kemikli ve ince parmaklarını göğüsümden yakalarıma çıkardı ve ceketimin yakalarını sıkıca tuttu. Titreyen ellerimi daha fazla taşıyamadığım için bacaklarına koydum ve kocaman açılmış gözlerimi, benim aksime keskin olan bakışlarıyla birleştirdim. YAKALARIMIN YANIŞINI BEN NASIL FİZİKSEL OLARAK HİSSEDEBİLİRDİM Kİ AMINA GÖTÜMÜ SOKAYIM?!

"Seni öpmek istiyorum."

"Sabahleyin bol sarımsaklı mantı yedim bence öpü-"
Yakalarımdan tutup beni kendine doğru çektiğinde pek yapabileceğim bir şey kalmamıştı, güzel dudaklarını, ısırmaktan yara olmuş sızlayan dudaklarıma bastırdığında bütün vücudum farklı olan bu hisle titremişti. Yeni dinim batu olabilir mi? Yanmaya başlayan yüzüm ve dudaklarım daha da garip hissetmemi sağlamışken hareket edebildiğini yeni öğrendiğim parmaklarım nazikçe batunun ince boynuna sarıldı, yumuşak ve sıcak tenine değen soğuk parmaklarımı yavaşça hareket ettirip hafifçe sıktım. Batu sıcak parmaklarını ensemden yanaklarıma doğru yöneltmiş, hafifçe kafasını yana çevirip üst dudağımı sertçe kavramıştı. Hissettiğim bu derin hisle ağlar gibi sızlandım ve boğazındaki elimi sıkılaştırıp kafasını arkasındaki aynaya ittirdim ve tatlı dudaklarını sertçe öpmeye başladım.

"Yaklaş" dudaklarıma doğru fısıldayıp ceketimin ucundan vücudumu kendine çekmeye çalıştı, zayıf olmasına rağmen şaşırtıcı bir öküz gücüyle vücutlarımızı birbirine yapıştırmasıyla sessizce küfür ettim. "Batu" nefes nefese son kez dudaklarına sert ve ıslak bir öpücük bıraktım ve dudaklarımı boynuna bastırdım. "Çok tatlı bi çocuksun." Batu küçük mırıltılarının arasından kesik bir nefes aldı ve kafamı boynuna bastırdı. Bir elim kısa tişörtünün içinden girmiş çıplak belini kavramıştı, diğer elim ise boynundan göğüslerine, göğüslerinden ince tişörtünden hissedilebilen kaburgalarına, ordan iste tatlı mı tatlı göbeğine inmişti.

"Cafer, siktir" batunun saçlarımı çekmesiyle 'ne var' dercesinde mırıldandım ve adem elmasını ısırıp acıyla inlemesini sağladım. " ben sen diye felsefeci cafere yazdım sanırım."

"Cafer, çok kötü şeyler yazdım."

Avare | gayOnde histórias criam vida. Descubra agora