52》date üstüne date

4.6K 386 1.6K
                                    

Felix, arkadaşlarının tavsiye ettiği mekana koşar adımlarla ilerlerken Chan'ı da peşinden sürüklüyordu. Felix'in 3 adımı, Chan'ın 1 adımına eşitti, bu durum ikisine bakıldığında oldukça tatlı ve komik bir görüntüyü ortaya çıkartıyordu.

Felix kuytu köşede bulunan çardağı gözüne kestirdiğinde Chan'ı bırakarak direkt olarak oraya doğru koşmaya başladı. Chan ise boşta kalan eli ile birlikte onları karşılamaya gelen civciv kostümlü garsonlarla baş başa kaldı.

Karşısındaki bu görüntü ona, Felix'in kaos dolu doğum günü partisini hatırlatıyordu.

''Hoş geldiniz efendim.'' dedi garsonlardan birisi, Chan onlara gülümsedi ''Hoşbulduk, lütfen tatlı ve çikolatalı olan neyiniz varsa getirin.'' ayaküstü verilen sipariş garsonlar tarafından onaylandığında Chan sevgilisinin yanına doğru adımlamaya başladı.

Chan çardağa yaklaştığında Felix'i göremediği için şaşkındı, daha bir dakika önce burada olan Felix şu anda ortalıkta görünmüyordu.

''Felix?'' gözleriyle etrafı tararken birkaç kez daha seslendi Chan, fakat Felix'ten ses seda yoktu.

Yeniden ona sesleneceği sırada sarmaşıkların arasından elindeki tavşanla birlikte çıkan Felix'i gördü.

Felix kocaman gülümsüyor, minik adımlarla Chan'ın yanına doğru ilerliyordu. Tavşanı biraz havaya kaldırarak sevgilisine karşı konuştu ''Sevgilim bak, Minho hyung'u yakaladım!''

Felix'in sesindeki heyecan ve yüzündeki parlak büyük gülümseme Chan'ı mutlu etti. Felix yanına ulaştığında onu dikkatlice tutup kaldırdı ''Ben de tavşan tutan minik bir civciv yakaladım.''

Felix aniden havaya kaldırılmanın etkisiyle minik bir çığlık bıraktığında ortalıkta gezinen birkaç meraklı garson çalıların arkasına gizlenerek onları izlemeye başladı.

''Burayı çok sevdim, keşke daha önce gelseydik.'' dedi Felix, Chan onu yere indirirken yanıtladı ''Bundan sonra eğer sen de istersen sık sık geliriz.'' Felix sevgilisine öpücük attı, by onlar arasında sözsüz onay işaretiydi. Çalılıklara yaklaşarak tavşanı yere bıraktıktan sonra yanındaki rengarenk çiçekleri koklamaya başladı.

Chan sevgilisine hayranlık dolu gözlerle bakıyordu, belki de onun bu hayattaki en büyük hobisi Felix'i başka bir şeylerle uğraşırken izlemekti.

Sevgilisinin yanına geldi ve tıpkı onun yaptığı gibi yere çöktü. Gözleriyle çiçekleri taradıktan sonra sarı, orta boyutlu bir çiçeği koparttı ardından da Felix'in çenesini kavrayarak onun kendisine bakmasını sağladı.

Felix başını kendisine doğru çevirdiğinde elindeki çiçeği onun kulağının arkasına sıkıştırdı. Felix koparılan çiçeği fark ettiğinde hem mutlu oldu hem de üzüldü ''Aşkım... Keşke kopartmasaydın, biraz daha yaşasaydı.'' Chan bir anlığına gözlerini devirmek istese de kendisine hakim oldu.

''Çiçeğimin iki dakika fazla yaşaması için geriye kalan tüm çiçekleri kurutabilirim ve inan bana bu umrumda bile olmaz.''

Bahçe ile ilgilenen garson üzüldü, Chan'ın koparttığı çiçek bakımı en zor olan çiçeklerden biriydi. Fakat sanılanın aksine garson emekleri boşa gittiği için değil, daha önce kimse onu böyle sevmediği için üzülmüştü.

''Bana papatya tacı alır mısın? Ama gerçek çiçeklerden yapılmayanlardan.'' diye sordu Felix, Chan ayağa kalkarken yanıtladı ''Sana istediğin her şeyi alırım.'' elini Felix'e uzattı Chan, Felix sevgilisinin elini tuttu ve yerden kalktı.

Felix üstünü çırparken kaşlarını çattı ''Böyle söylüyorsun ama istediğim şeyleri almıyorsun, yalancısın.'' Chan hafızasını yokladı, böyle bir durum yaşandığını hatırlamıyordu ''Sana almadığım ne var?'' Felix sevgilisine ciddi misin dermiş gibi bir baktıktan sonra yanıtladı.

Hacker | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin