56》minho'nun iç dünyası

2.9K 359 644
                                    

Namjoon ve Matthew, hacker evindeki geniş salonda burunlarından soluyarak volta atıyorken, diğer hackerlar da zar zor sığabildikleri koltuklarda sessizce oturuyorlardı.

Bu sabah, dün düğünde yaşananlar diğer hackerlar tarafından öğrenilmiş ve evde bir kaosa sebep olmuştu.

Hackerların gözleri savaştan çıkmış gibi görünen Minho'nun üstündeydi ve herkes ondan geçerli bir açıklama bekliyordu.

Minho üstündeki tüm bakışlara rağmen oldukça sakindi.

Elbette bu sakinliği kendisine birkaç saat önce verilen sakinleştiriciler sayesindeydi.

''Bunu neden daha önce söylemediniz?'' diye bağırdı Namjoon aniden ve keskin bakışlarını solundaki üçlüye çevirdi.

San ve Woo sessiz kalırken Seonghwa yanıtladı ''Acil bir durumdu.'' Namjoon sakinleşmeyi umarak derin bir iç çekti.

''Böyle şeylerde yer almamalıydınız. Hadi bunu da geçtim en azından bize haber verseydiniz.'' San birkaç saniye boyunca Minho'ya baktı ve ardından sohbete dahil oldu ''Olan oldu, artık ileriye bakmalıyız.''

Namjoon onun bu sözlerine sinirlendi ''İleriye bakmak mı? Siz bu yaptığınızla yalnızca kendinizi değil, koskoca bir ekibi de riske attınız. Düzgünce hareket etmek bu kadar zor olmamalı.''

Namjoon'un sözleri bittiğinde sözü devralan kişi Woo oldu. ''Demek ki ortada düzgünce hareket edilebileceğimiz bir olay yokmuş.''

Namjoon'un kaşları iyice çatılırken konuşma sırası Matthew'e geçti. ''Az kalsın Minho katil, siz de onun ortakları oluyordunuz.'' eliyle odadaki diğer hackerları işaret ederken sözlerine devam etti ''Dördünüz yüzünden buradaki herkesin başı yanacaktı.''

Minho boş bakışlarıyla birlikte ahşap zemini izlemeye devam ederken konuşulan hiçbir şeyi duymuyormuş gibiydi.

Aklı yerinde değildi ve dünden beri kendisine birkaç kez sakinleştirici verilmişti. Hastanede geçirdiği sinir krizlerine bu sabah bir yenisi daha eklenmiş ve Minho'nun hem fiziksel hem de psikolojik direnci fazlasıyla kırılmıştı.

''Katil olmaya yaklaşacağı kadar ciddi bir şey olmuş ama siz ikiniz hâlâ itibarımızı mı düşünüyorsunuz?'' Seonghwa'nın gözleri yavaşça dolmaya başlarken sesi de titriyordu ''Dün şahitlik etmek zorunda kaldığımız şeylerden haberiniz var mı sizin?''

Bir elini kaldırıp Minho'yu işaret ettikten sonra devam etti ''Onu daha önce hiç bu kadar dağılmış bir halde gördünüz mü? Neden ona yardım eli uzatmadan önce bizleri yargılıyorsunuz? Siz kim oluyorsunuz da onun acısını hafife alıyorsunuz?''

Salondaki herkesin ağzı bir karış açılırken Seonghwa yükselttiği ses tonuyla konuşmaya devam ediyordu ''Ekibin başı derde falan girmezdi, hepiniz aklanırdınız.'' cümlesini bitirdiğinde ağlamamak adına yanaklarının içini dişleyerek derince bir nefes aldı.

Hiç şüphesiz ki dünü en iyi yaşayanlardan birisi de Seonghwa'ydı. Minho ve Hanji'nin enkazlarına ulaşan ilk kişi o olmuştu. Minho sinir krizi geçirirken Hanji'nin bir kez daha sessizce parçalanışına şahit olan ilk kişi de oydu.

Minho'nun acı dolu sayıklamalarının, Hanji'nin çaresiz haykırışlarının ardındaki hikayeyi öğrendiğinde dünyası başına yıkıldı.

''O haklı.'' dedi San. Yaşananları Seonghwa kadar detaylı bilmiyor olsa da şahitlik ettiği durumu değerlendirmiş, tahmin yürütmüş ve kendi kendine çıkarımlarda bulunmuştu.

''Önce ona neden bunu yaptığını sormanız gerekirdi ama sizler direkt olarak onu sorguya aldınız. Arkadaş olduğumuzu sanıyordum.'' sesindeki ciddiyet ürperticiydi.

Hacker | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin