Hacker | Minsung

55》acılarla harmanlanan düğün

UYARI: Bu bölüm tetikleyici ve hassas içerikler barındırmaktadır! (Cinsel saldırı) Rahatsızlık duyacak okuyucuların bu bölümü atlamasını rica ediyorum.
(Bölümde yer alan kötü davranışların hiçbirisi normalleştirilmemiş/romantikleştirilmemiştir)

+Hacker angst bir son ile bitmeyecek, gönlünüz rahat olsun. (BU BÖLÜM AŞIRI UZUN)

Hanji'nin sırtı arkasındaki duvara sertçe çarptı. Minho bir elinin parmaklarını Hanji'nin boynuna sardıktan sonra diğer elini de duvara yasladı.

''Canımı yakıyorsun Minho.''

Hanji'nin güçlükle söylediği kelimeler Minho tarafından umursanmadı ve Minho, Hanji'nin boynunda yer edinmiş parmaklarının baskısını arttırdı.

"Beni daha nereye kadar reddebileceksin Jisung?"

Minho'nun sesi de tıpkı davranışları kadar sertti. Hanji yutkunduktan sonra kendisine yönetilen soruyu yanıtladı "Seni reddettiğim yok."

Minho alay dolu bir kahkaha attıktan hemen sonra yeniden ciddi bir ifadeye büründü. Adeta gözleriyle birlikte etrafa ateş saçıyor, bakışlarıyla her şeyi yakıyordu.

"Yatağıma gelmiyorsun, seni öpmeme dahi izin vermiyorsun. Bu reddetmek olmuyor mu?" Hanji mahcubiyet dolu bakışlarını Minho'nun bakışlarından kaçırdı.

"Bunların dışında benden istediğin her şeyi yapıyorum Minho." Minho alkol kokan nefesini Hanji'nin yüzüne doğru soludu "Hayır, senden istediklerimi tam olarak yapmıyor ve beni reddediyorsun. Bedenini de vermelisin Jisung."

Minho, Hanji'nin boynunda yer alan elini onun çenesinin altına yerleştirdi ve Hanji'nin başını yukarıya doğru itti.

"Bana bak." dedi, fakat Hanji ona bakmadı. Bu kez daha sert bir şekilde "Bana bak!" diyerek Hanji'nin çenesini sıktı. Hanji korkuya kapılmaya başladığında gözlerini Minho'nun gözlerine değdirdi.

"Neden benden kaçıyorsun?" diye sordu bu kez de. Ses tonu sakindi fakat merak içerdiği de apaçık ortadaydı.

"Dürüst olmalı mıyım?" diye sordu Hanji ve Minho onu başıyla onayladı. Aklından geçenleri söylemesi zordu belki ancak başka da bir çaresi yoktu Hanji'nin.

"Soğudum senden Minho." dedi duygusuzca.

Minho'nun irisleri şaşkınlıkla büyürken çenesi de hafifçe kasıldı. Duyduklarını idrak etme konusunda sıkıntı yaşıyordu.

"Yaptığın işlerden, popülerliğinden, parandan, kirli oyunlarından, iğrenç zevklerinden, berbat kişiliğinden ve yalanlarından bıktım."

Minho tepkisizliğini sürdürürken Hanji'nin gözleri dolmaya başladı. Boğazında oluşan acı düğümü yok etmek için sertçe yutkundu.

"Mutlu ilişki oyunumuza devam edemem Minho. Çünkü seninleyken hiç de mutlu değilim." iri gözlerinden yavaşça süzülmeye başlayan ılık yaşlar yanaklarını ıslatmaya başladı.

"Sayende eski halime özlem duyar oldum. Yordun, tükettin beni." çatallaşan sesi yüreğinde biriken acının yalnızca basit bir yansımasıydı.

"Onu özlüyorsun değil mi?" diye sordu Minho tüm ciddiyetiyle birlikte. Hanji bunu inkar edebilirdi ancak inkar etmesi riskli bir hamleydi.

Çünkü Minho istediği her bilgiye rahatlıkla erişebilirdi.

Hanji'nin zihninin en derinlerindekilere bile.

Hanji sessizliğini korumaya devam ederken Minho'nun merak ettiği sorunun cevabını da vermiş oldu. Minho duvara dayadığı elini yumruk haline getirirken dişlerini sıkıyor ve iç gıcıklayıcı bir sesin duyulmasını sağlıyordu.