70》lee hanji

1.5K 202 639
                                    

UYARI: Fiziksel şiddet betimlemeleri.

(*꒦ິ꒳꒦ີ)

Minho'nun mesajından birkaç saat sonra;

Bay Seo, misafirler gider gitmez Hanji'nin üstüne yürüdü. ''Neden öyle söyledin?'' sesi gür, kaşları çatıktı. ''Neden insan gibi davranamıyorsun?'' Hanji babasının sözlerine göz devirdi. ''Yalnızca onların bana söylediklerine cevap verdim.''

''Onlar senin büyüklerin Han. Öyle kafana göre büyüklerinin sözlerini bölüp saygısızlık edemezsin.'' Hanji'nin kaşları da çatıldı ''Onlar beni yerden yere vururken neden ağzınızı açıp tek bir kelime dahi etmiyorsunuz?''

Bay Seo bağırdı ''Çünkü doğruları söylediler!'' Hanji minik bir kahkaha saldı ''Şu ana kadar hiçbir işe yaramadığımı, akli problemlerim olduğunu, sürtük gibi davrandığımı söylediler baba.'' Bay Seo kollarını bağladı ''Yalan mı? Ne işin var ne gücün. Akli olarak sıkıntılısın, üstelik... Neyse işte.''

Hanji'nin sinirleri bozuldu ''Söyle baba, çekinme. Nasıl olsa ilk defa duyduğum şeyler değil bunlar. Cümlenin devamını getir, benim bir sürtük olduğumu söyle.'' Bay Seo'nun sinir seviyesi Hanji'nin her kelimesinde bir kat daha artıyordu.

''Bir daha evimize gelen kişilere saygıda kusur etmeyeceksin. Yoksa o kemiklerini ufalarım.'' Hanji bir kez daha güldü ''Üzgünüm baba ama artık bana saygısızlık yapan kimsenin karşısında susmayacağım.''

Bay Seo sıktığı dişlerinin arasından konuştu ''Odana git, gözüm görmesin seni.'' Hanji odasına gitmek için arkasını döndüğünde Bay Seo onun yakasından kavrayıp kendisine doğru çekti. Hanji neler olup bittiğini anlayamadan yüzüne sert bir tokat darbesi aldı.

Bay Seo bağırdı ''Ailenin huzurunu bozmak dışında hiçbir işe yaradığın yok!'' Hanji sızlayan yanağını tutarak babasının gözlerinin tam içine sertçe baktı ''Senden adam olmaz, ne saygın var ne de elle tutulur bir başka şeyin.'' ve bir tokat daha.

''Sevgilisi de uzun zamandır ortada yok, ne yaptı da kaçırdı acaba gül gibi çocuğu?'' büyükanne Seo'nun sesi, acılı tokat sesinden sonra duyulan ilk sesti. Ve ne yazık ki bu cümle ortalığın daha da karışmasına sebep oldu.

Bay Seo, Hanji'ye bir tokat daha atmadan hemen önce konuştu ''İbne olmayı bile beceremiyor.'' öfkesi o kadar kuvvetliydi ki şu anda karşısındakini oğlu olarak değil, ezeli bir düşmanıymış gibi görüyordu.

''Ölmeyi becerememiştin bari en azından götünü satmayı becerseydin. Hiç değilse bir işe yarardın.'' Bayan Seo, kocasının kollarını tuttu ''Çocuğa öyle şeyler denir mi hiç, sus!'' ancak Bay Seo sözlerinin arkasında dimdik bir şekilde duruyordu.

''Ne diye baktım bunca sene sana? Ne diye besledim büyüttüm hiç bilmiyorum. Keşke hiç doğmasaydın.'' Hanji'nin kalbi binlerce parçaya bölündü. Sözler tokatlardan çok daha ağırdı.

Bay Seo, Bayan Seo'yu ittikten hemen sonra ellerini Hanji'nin boynuna yerleştirdi ve onu sertçe duvara vurdu. Hanji acıyla inlerken ellerini babasının ellerinin üstüne yerleştirdi. ''Abinin tükürüp attığı bir sakız kadar bile değerli değilsin.''

Hanji'nin gözlerinden süzülen yaşlar, Bay Seo'nun ellerine ulaştı. Bayan Seo kocasının ellerini çekmeye çalışırken oldukça endişeli görünüyordu. Büyükanne Seo ise ortalığı daha da alevlendirmek istermişçesine laflıyordu.

''Bari şu zengin çocukla evlenseydi. En azından bize gelir sağlamış olurdu.'' Bay Seo, Hanji'yi sarsarken konuştu ''Götünü de satıyor ama hiçbir şey tutturamıyor, iğrenç ibne.'' Hanji kaşlarını çattı ve yanan boğazının izin verdiği kadar gür bir şekilde karşılık verdi.

Hacker | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin