013

157 29 51
                                    

Skyler

Elimdeki cam sürahiye su doldururken pencereden dışarı bakıyordum. Tommy de hazırladığım tabakları masalara yerleştiriyordu. Yağmur atıştırmaya başlamıştı ve şehrin sokak lambaları yanmıştı. Güneş batmak üzereydi. Herkes bir koşuşturma içerisinde evine gitmeye çalışıyordu. 

Tommy'nin seslenmesiyle hemen suyu kapattım. Su taşmıştı.

Tommy: Evi su altında bırakmak istiyorsan banyo giderini kapatman yeterdi. Aklın nerede senin?

Sanki bilmiyorsun der gibi yüzüne baktım. O sırada daha dış kapı açılmadan içeriye Julia'nın sesi gelmişti. Kahkaha atıyordu. Bu onun flört kahkahasıydı. Onu iyi tanıyordum. Kapının deliğine anahtar girme sesinden kısa süre sonra Jamie ve ile içeri girdiler. Birisi bir yanağımdan diğeri bir yanağımdan öptü. 

Jamie: Sizin yüzünüzden kilo alacağım. Artık beni yemeğe davet etmeyin.

Sonrasında gidip Tommy ile selamlaştılar. Julia suratımdan bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Kaş göz yaparak beni mutfak tarafına doğru sürükledi.

Julia: Ne oldu bakalım?

Skyler: Joseph Sydney'i bize getiriyor. Tanıştırmak için.

Julia suratını ekşitti. Sonrasında da gülümsedi.

Julia: Sen aptal mısın? O kızın göz önünde olması uzakta olmasından daha iyi. En azından sürekli ne yaptıklarını nerede olduklarını bileceksin. Hem onunla aranı iyi tutarsan daha iyi olur.

Göz devirdim.

Skyler: O benim düşmanım değil Julia. Sadece kıskanıyorum. Hepsinin bir oyun olduğunu bilmek yeterli gelmiyor. Ne zaman bitecek şu film?

Kapının çalmasıyla toparlandım. Julia gülümseyerek omzumu sıvazladı. Cesaret vermeye çalıştığını biliyordum. Gidip kapıyı açtım. Joseph elinde papatya buketiyle karşımda duruyordu. Bana doğru uzatırken eğilip dudaklarıma yumuşak bir öpücük kondurdu. Yanında da soğuktan burnu kızarmış Sydney bize büyülü gözlerle bakıyordu.

Elimi uzattığımda boynuma sarıldı. Şaşırmıştım.

Sydney: Sonunda seninle tanışabildim Skyler! Joseph'in dilinden düşürmediği şu cennetten düşmüş meleği hepimiz çok merak ediyorduk açıkçası...

Çok güler yüzlü, çok sıcak kanlıydı. Bunu beklemiyordum. İçeri girip herkese sarıldı, Jamie ile sohbete başlamışlardı bile. Ben de elimdeki çiçeklerle öylece kapıda kalmıştım. Joseph gülümseyerek gözlerimin içine baktı. Şaşırdığımı anlamıştı.

Joseph: O benim sadece iş arkadaşım. Benim için Jamie'den farksız.

Kaşımı kaldırıp dalga geçer gibi baktım. Sonrasında dediği şeyi fark edecek olacak ki gülmeye başladı.

Joseph: Tamam, Jamie'den farklı. Onun yerini kimse tutamaz. 

Güldüğümde yeniden eğilip boynuma sıcak bir öpücük kondurdu. Beraber içeri geçtik. Elimdeki çiçekleri vazoya koydum. Herkes masaya oturmuştu. Ben de geçip tabaklara servis yapmaya başladım. Joseph ellerini birbirine sürtüp masaya aç bir kurtmuş gibi baktı.

I'm in love with Joseph QuinnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin