020

192 27 78
                                    

Joseph sahnede diz çökmüştü, elindeki yüzük kutusunu benim olduğum yöne doğru uzatıyordu. Diğer elindeki mikrofonu ağzına götürdü. ''Benimle evlenir misin Skyler Walter?'' dedi.

Olduğum yerde kalmıştı. Binlerce kişilik salondan çıt bile çıkmıyordu. Sydney elindeki ödülü yere düşürdü. Birden bağırmaya başladı.

Sydney: Joseph?! Bu ne demek oluyor?! Ne yaptığını sanıyorsun sen?!

Bütün canlı yayın kanalları ikisini çekiyordu. Sydney bağırmaya başladı. Joseph kıkırdadı ve ayağa kalktı. Sydney'ye doğru gidip yere düşürdüğü ödülünü aldı. Sonra kürsüye doğru gidip mikrofonu yerine taktı. Öksürerek boğazını temizledi. 

Joseph: Bu gecenin en önemli ödülüne gelelim... Aslında kategoriler arasında son anda eklendi. Ve inanır mısınız? Başka rakibi yok. O kadar büyük bir farkla kazandı ki bundan sonraki ödüllere onun adı verilecek. Yılın en iyi düzenbaz ödülünü sevgili 'eşim' Sydney'e takdim etmek istiyorum.

Elinde ödülü Sydney'e uzattı.

Joseph: Bu hanım, beni ve hayatımın aşkını ayırmak için çeşitli oyunlar oynadı. Üstelik dünyada sadece bir kere Meryem Ana'mızda görülen biriyle birlikte olmadan hamile olduğu için de ayrı bir ödül verilmeli. Veya ben ona dokunmadan, parmağımı bile sürmeden hamile bırakmayı başardığım için bana ödül verilsin. Bunu hak ediyorum, ha?

Salondaki herkes nefesini tutmuş, şaşkın suratlarla, birbirlerinin kulaklarına bir şeyler fısıldıyorlardı. Sydney hamile değildi. Ve Joseph onunla yatmamıştı. Tanrım, bunun geleceğini gerçekten tahmin edememiştim. Ve daha da büyüğü, Joseph şu an bunu birçok ülkede yayınlanan ulusal kanallarda canlı olarak söylüyordu. Sydney elindeki ödülü yeniden fırlattı ve sahneden koşarak indi. Joseph bana gülümseyince ben de gülümsedim.

Şu an hissettiğim şeyi anlatmak imkansızdı. Tommy oturduğu yerden kalkıp ellerini ağzına götürdü ve ıslık çaldı. Ardından büyük bir alkış koptu. Herkes tek tek ayağa kalkmaya ve alkışlamaya başlamıştı. ''Hadi ona cevap ver! Evet de!'' diye bağrıyorlardı. Joseph hızlıca koşarak sahneden indi ve olduğum yere kadar koştu. Bütün spot ışıkları bizi çekiyordu. Joseph önüme gelince yeniden önümde diz çöktü.

Benim ise dizlerim tutmuyordu.

Julia, Jamie, Joe ve Tommy tezahürat yapmaya başladığında salondaki herkes katılmıştı. ''Evet! Evet!'' Binlerce kişi benim Joseph'e zaten vereceğim cevabı haykırıyorlardı. Gözümdeki yaşı sildim.

''EVET.''

Yeniden ıslıklar ve alkışlar kopmaya başladı. Joseph yüzüğü kutusundan çıkarıp parmağıma taktı. Sonra ayağa kalkıp bana sarıldı. Öyle sıkı sarıldı ki nefes alamıyordum. Ama tam şu an, burada, şimdi nefessizlikten ölsem bile umrumda olmazdı. Onu çok özlemiştim. Kokusunu, vücudunu, onu hissetmeyi, bana verdiği güveni... Her şeyini çok özlemiştim. 

Ödül töreni bittiğinde büyük bir karavan gibi olan limuzine bindik. İçerisi oturma salonu gibiydi. Tommy elindeki şampanyayı patlattığı sırada herkes elindeki bardağı ona uzattı. Ben ve Joseph içmiyorduk. Başımı onun boynuna yasladım. Julia o kadar gülüyordu ki kusmamak için ağzını tuttu.

Julia: O sürtüğün suratı... Tanrım keşke fotoğrafını çekseydim!

Jamie kahkaha atarken telefonu ona doğru uzattı. ''Çekmene gerek kalmadı. Baksana internete düşmüş bile. Herkes dalga geçiyor. İnsanlar profil fotoğrafı falan yapmaya başlamış.''

Joseph'in kıkırdağını hissediyordum. Onun gülüşüyle başım gıdıklanıyordu. Başımı iyice boynuna gömüp kokusunu içime çektim. Sigara ve viski kokuyordu. Bunca zaman boşuna acı çekmiştik.

I'm in love with Joseph QuinnWhere stories live. Discover now