K.S.13

22.4K 1.2K 107
                                    


"O benim denizimin en güzel kıyısı..."

⏳⏳

Eli sol kaburgasına doğru giderken hissettiği acıyla inledi. Kırılmış olabilirler miydi acaba? Nefes alırken bile bu kadar ağrıması normal değil gibiydi çünkü.

Zorlanarak elini cebine uzattı telefonunu almak için. Birkaç denemesinin ardından eline değen telefonu çıkardı ve rehberine girerek en üstteki numaraya tıkladı.

"Efendim abim?"

Hırıltılı nefesleri ahizenin diğer ucundaki adama giderken bu sefer endişeli sesi doldurdu kulaklarını. "Batıkan, neyin var oğlum? O sesler senden mi geliyor? "

Abisinin bağıran sesi zonklayan başında adeta kaos çıkarırken yüzünü buruşturmaktan alamadı kendini. "Abi..." diyebildi sadece.

"Abim, nerdesin söyle bana hadi!"

Abisinin hışırtılı gelen sesi onun çoktan hazırlandığını vurgular nitelikteydi. Ne işi varsa hepsini bırakır ona yetişirdi, biliyordu...

"Bizim evin," aniden gelen öksürük sözünü keserken ağzından gelen kanı tükürdü. Acı çekiyordu. Fazlasıyla hemde.

"...arkasındaki parktayım. Çocuk parkında."

Onu ilk gördüğü yerde yani...

"Tamam bekle beni. Hemen geliyorum. "

Telefon elinden kayıp zemine düşerken umursamadı bunu, gözlerini kapattı. Kemikleri sızlıyordu, kasları lime lime edilmişti sanki ve daha da kötüsü kalbi acıyordu.

Öyle bir acıyordu ki hemde bedensel acısının önüne geçiyordu. Gözlerinden intihar eden damlalar şakaklarında ince bir yol çizerken, dudakları kıvrıldı usulca.

Sahi, abisinden başka kimi arayabilirdi ki?

Ne kadar orada iki büklüm kaldı bilemedi. Yakınlardan bir motor sesi yükseldi hemen ardından da kendisine doğru gelen koşma sesleri duyuldu.

"Batı, Batıkan bana bak! Ne bu halin senin?"

Abisi yavaş bir şekilde bedenini kaldırırken ağzından istemsiz bir inilti döküldü. "Birşeyim yok endişelenme."

Sözlerinin aksini ispat etmek istercesine tökezleyince kolunu omzuna attığı abisi iyice sardı pelte olmuş bedenini.

"Bu mu birşeyi yok halin? Kahretsin, kendine zarar vermenden nefret ediyorum!"

Abisinin sitemlerini duymadı. Aklı bambaşka şeylerle doldu taştı. Tek istediği yatağına gidip, yorganı kafasına çekerek onun fotoğrafına bakarken uykuya dalmaktı.

Saatler geçti.

Uyandığında kendini tanıdık bir hastanenin odasında, koluna serum takılmış bir şekilde buldu. Neler olmuştu böyle?

Kısa süreli hayatı sorgulaması odaya girenler yüzünden sekteye uğradı. Kişisel doktoru ve arkasında ki abisiydi gelen.

"Batıcığım? Ah şükürler olsun uyandın sonunda! Nasılsın birtanem, ağrın sızın var mı?"

Ne acıydı değil mi annesinin terk ettiğine üvey annesinin merhametle yaklaşması? Gözleri bugün yaşadıklarının etkisiyle daha fazla bu ana tanıklık edemezken, serumuna dikti kahve irislerini.

"İyiyim, ufak bir kaza sadece."

"Ufak mı? Yemin ederim evire çevire birde benim dövesim geliyor seni! Alt kaburgaların incinmiş, burnun kırılmış ve yüzün gözün mosmor?  Ne yapmaya çalışıyorsun Batıkan sen kendine?"

Kırık Serçe (Aile Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin