K.S.42

8.8K 1K 149
                                    


"Bir gülüyorsun sen,
Bir gülüyorsun.
Tamam diyorum, dünya bitti.
Hadi kapatıp gidelim..."

(Lütfen oylar ve yorumlar şimdiden hazırlansın güzel bir bölüm sizi bekliyor.)

⏳⏳

"Cuma günü okula gelmeyeceğim. Şimdiden söyleyeyim, sonra gün boyu telefon tacizleriniz bitmiyor."

Uyarı niteliği taşıyan sözlerimin sahibi Ecem ve Utku'ydu tabi ki. Kafasını Utku'nun omzundan kaldıran Ecem sanki yüz kere anlatmamışım gibi; "O niye ki?" diye sorunca sıkkınlıkla göz devirdim.

"Bir düşün Ecem acaba niye? Kaç gündür ben neyle uğraşıyorum? "

Sinyal gitmeyen uydu gibi kalakaldığı saniyelerde Utku; "Buldum!" diye bağırarak Ecem'in yerinde zıplamasına, benimse gözlerimin ona çevrilmesine neden oldu. "Batıkan'ın doğum günü ya o gün Ecemciğim! Nasıl unutursun?"

Teşekkürler Eti Tutku'm...

Ecem ağzını ayırarak 'haa'ladıktan sonra tekrar söze girebildi. "Tamamdır kuşum. O iş bizde. Sen her şeyi hallettin değil mi? Slayt, hediyeler falan filan?"

"Her şey hazır. Geriye kalan sadece Batıkan'ın evindeki organizasyon. "

Malum gün sonunda yaklaşmıştı. Aslında ilk defa böyle bir şey yapıyordum ve yapacağım şey abartmadan Batıkan ile benim aramda olacaktı fakat akıl danışmanlığı yaptığım Doğukan abi sebebiyle planlarımda değişikliğe gitmiştim.

Doğukan abiden öğrendiğim bilgilere göre Batıkan doğum günlerini kutlamaktan nefret ediyordu. Bunun sebebi ise daha çok... annesindendi.

O her ne kadar annesine karşı büyük bir öfke ve kırgınlık beslesede benim kalbi hüzün dolu sevgilim annesine çok düşkündü. Dolayısıyla da onu terk edişini unutamasa da özellikle doğum günlerinde çok özlüyordu.

Bunları her ne kadar onun kendi ağzından duymamak nedeniyle özeline girmek gibi hissettirdiğinden bir parça vicdan azabı çektirse de Doğukan abi bilmemin daha iyi olacağını söyleyerek detaya girmeden anlatmıştı.

Batıkan hakkında bilmediklerim bildiklerimden bu kadar fazlayken her öğrendiğim bilgi kalbimin ona ait kısmını daha da büyütüyordu.

Telefonumu cebimden çıkararak öğle arasının bitmesine ne kadar kaldığına baktım. Zamanlamam mükemmeldi.

"Nereye gidiyorsun? "

"Altuğ hoca son beş dakika yanına çağırmıştı ona bakmam lazım. Siz sınıfa gidersiniz."

Ecem ile Utku'yu ardımda bırakarak okul bahçesinin daha sonunda kalan spor salonuna ilerlemeye başladım. Okulların kapanmasına ve sınava çok az bir zaman kalmıştı. İnşallah sınavı da atlattıktan sonra çok daha iyi olacaktım. (Yn: Yazarınızın sınavı iğrenç geçtiği için karakterinki çok iyi geçecek dşaçdçd.)

Cam kapıyı açarak içeriye girdim. Hocaların oturduğu bir yer vardı salonun içine girmeden. Muhtemelen orada olmalıydı Altuğ hoca.

"Hocam beni çağırmışsınız."

Tahmin ettiğim yerde elinde kağıtlarla ilgilenen beden hocası sesimi duyunca kafasını kaldırdı. "Ah, evet. Nasılsın kaptan?"

Kırık Serçe (Aile Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin