Yeni Başlangıçlar

485 43 3
                                    

5 yıl önce...

Zor geçen bir yılın ardından KPSS'ye girmiş ve atanmıştım. Eylül ayının birinci haftasında açıklanan sonuçlar hayatımda yeni bir sayfanın başlangıcı olmuştu.

İlk kez görecektim atandığım okulu hatta atandığım şehri bile ilk kez görecektim. Babamla kısa sürede hazırlıklarımızı yapıp yola çıkmıştık. Atandığım yerde beni ne beklediğini tam olarak bilmediğimiz için babam bana eşlik edecekti. Tercihlerime bu minik köy okulunu yazarken bana geleceğini hissetmiş gibi uzun uzun incelemiştim.

Atandığım ilçe Türkiye'nin en küçük ilçelerinden biriydi. Okulum ise bu ilçeye bağlı küçük bir köyde bulunuyordu.

Babamla çıktığımız yolun son saatlerine yaklaşmıştık ki daldığım düşüncelerden babamın sesi beni çıkarmıştı. ''Hı! Ne dedin, baba duyamadım?''
''Nerelere daldın, diyorum kızım. Navigasyona göre ilçeye varmamıza 15 dakika var. Acıktın mı sen? Önce yemek yiyelim mi?''
dedi babam. ''Sen bilirsin baba istersen önce yemek yiyelim.'' dedim.

İlçeye varmıştık. İlçeye varır varmaz zihnime doluşan tek şey buranın bir zaman makinesi olabileceğiydi. Bu düşünceye iki şey sebep oluyordu: Birincisi, atanma sürecim oldukça sancılı geçmişti bu sancıları atlatıp atandığım gerçeğini henüz kabullenemiyordum. İkincisi ise bu ilçe resmen siyah beyaz instagram efekleriyle çekilmiş bir fotoğrafı andırıyordu. Oldukça küçük bir yerleşim alanına sahipti. İlçenin dört bir tarafı dağlarla kaplıydı. Dağların arasında kalan küçücük düzlüğe ise ilçe merkezi konumlandırılmıştı. Etrafa bakınıp küçük bir lokantayı gözümüze kestirmiştik. Babam ve ben ağır ağır oraya doğru ilerledik.

Bizi gencecik bir çocuk karşılamıştı. ''Hocam hoş geldiniz ilçemize'' demişti. İrkildim, nasıl olur da öğretmen olduğumu hemen anlayabildi diye düşündüm. Ben daha ağzımı açmadan babam ''Hoşbulduk paşam, bize iki tane Adana kebap ama biri acısız olsun'' dedi. Babamla en sevdiğimiz şeylerden biri kebap yemekti annemden gizli dışarıda buluşur bazen kaçamak yapardık. Annem dışarıda yememize aşırı kızardı. Babamda anneme takılarak ''patronu kızdırmayalım'' derdi hep. Bir an için içime büyük bir hüzün çöktü. Babamla böyle sevimli anları artık eskisi gibi sık yaşayamayacaktım. Üniversiteyi de ailemin olduğu şehirde okumuştum. Bu yüzden hiç ayrı düşmemiştik. Bu ayrılık hepimiz için çok zor olacaktı. Sırf bu zorluk yüzden annem gelmek istememişti. ''Siz bir gidip görün ben bir dahakine gelirim.'' demişti. Hüzün zihnime büyük bir baskı yaparken önümüze konan tabaklarla 'an'a geri dönmüştüm. Ben bu düşüncelerdeyken babam garson çocukla sohbeti koyulaştırmış, ilçe ve atandığım köy hakkında yeni bilgiler almıştı. Yemeğimizi yedikten sonra garsondan ilçe milli eğitimin yerini öğrenip küçük adımlarla oraya doğru ilerledik.

Milli eğitim binası iki katlı küçük bir binaydı. Tam karşısında ise kaymakamlık binası yer alıyordu. Zaten ilçe merkezi çok küçük olduğu için her yer her yere yakındı. Milli eğitim binasına adım atarken midemde hafif bir kramp hissettim. Heyecanlı değilim desem yalan olurdu. Binaya girer girmez benim gibi birkaç yeni öğretmenle daha karşılaştık. Onlarında yönlendirmesiyle teslim etmemiz gereken belgeleri teslim etmek üzere ikinci kata doğru yol aldık. Elimdeki sarı dosyayı görevli memura teslim edip birkaç yere imza atmıştım. Görevli memura yapmamız gereken başka bir şey var mı diye sorduğumda ilçe milli eğitim müdürünün odasını gösterip ''Müdür bey yeni atanan herkesle görüşüyor, siz de bir görüşün isterseniz'' demişti.

Kapıyı tıklatıp içeriye doğru babamla birlikte girdik. Babam benim için o kadar endişeleniyordu ki bir an yanımdan ayrılmıyordu. Okula başlayan yeni bir öğrenci gibi hissetmeme sebep oluyordu. Milli eğitim müdürü samimi bir şekilde bizi içeriye buyur etti. ''Buyrun hocam, ben ilçe milli eğitim müdürü Ahmet A... İlçemize hoş geldiniz.'' İlçe milli eğitim müdürü yaş olarak kırk beş elli civarı gösteriyordu. Klasik bir müdür olarak kel ve göbekliydi. Bu ayrıntı beni gülümsetmişti. ''Hoş bulduk hocam, ben ... sınıf öğretmeniyim, Kozluca ilkokuluna atandım.'' Diyerek kendimi tanıttım. Babamı göstererek ''babamla birlikte geldik'' diye belirttim.

NİLÜFERWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu