Birtakım Geri Dönüşler

343 34 5
                                    

4 yıl önce...

Dört yılının nasıl geçeceğini düşünürken bir yılı geçmişti bile. Ve yine eylül ayı gelmişti. Okulun açılmasına bir hafta kala yine bana okul yolu görünmüştü.

Artık buradaki ikinci yılımdı. İlk yılım zaman zaman beni zorlasa da genel itibariyle sakin ve güzel geçmişti. Ben köye ve köylüye alışmıştım, onlarda bana. Lojmanda tek kaldığım için köylüler beni hiç yalnız bırakmıyorlardı. Zaten okuldan sonra köyün içlerine doğru gidip okuma yazma bilmeyen kadınlara okuma yazma öğretmeye çalışıyordum. Eve döndüğümde saat epey ilerlemiş oluyordu. Ara sıra köylülerden birileri evime misafir oluyordu. Ara sıra ben onlara misafir oluyordum. Annem ve babam zaman zaman yanıma uğruyor birkaç hafta kalıp gidiyorlardı. Böylelikle gurbetlik biraz daha hafifliyordu içimde. Öyle böyle bir yılı tamamlamıştım bu küçük köyde. İki aylık tatilden dönerken hissettiğim ise burayı özlediğimdi.

Burada kendime ufak bir yaşam kurmuştum. Kendimle baş başaydım. Kendi çapımda buradaki insanlara yardımcı olmak ve kendi dünyamı geliştirmek istiyordum. Geçen bir yılda bunların bir kısmını gerçekleştirmiştim.

Toplum her ne kadar benden başka şeyler beklese de ben böyle mutluydum.

Yaz tatili boyunca insanlar artık evlenmem gerektiği konusunda sürekli baskı yapıp birilerini bana beni birilerine öneriyorlardı. Her ne kadar hazır olmadığımı söylesem de sözüm çok da para etmiyordu. Kimseye gerçek aşkı beklediğimi söyleyemiyordum. Söylesem de anlayacaklarını pek zannetmiyordum. Yirmi üç yıldır hayatımda kimse olmamıştı. Herkes saçma da bulsa hep o kişiyi beklemiştim. Hoşlandığım insanlar elbette olmuştu. Ancak hiçbirinde aradığım o şeyi bulamamıştım. Aslında tam olarak ne aradığımı bilmiyorum, bulunca anlayacağım aradığım şeyi diye düşünüyorum hep. Köye işime dönmek bu düşüncelerden uzaklaşmak adına da çok iyi olacaktı.

İki aylık bu ara köyde bir şeyler değiştirmiş mi diye etrafa göz gezdirirken Hatice'nin bana doğru koştuğunu gördüm. ''Hatice dur, düşeceksin!'' ''Öğretmenim sizi çok özledim, iyi ki geldiniz.'' dedi bana sarılarak. Hatice benim en küçük öğrencilerimden biriydi. Geçen yıl birinci sınıfı bitirip ikinci sınıfa geçti. Hatice hep küçücük basma elbiseleriyle okula gelirdi. Yine onlardan birini giymişti üzerine. Onu görünce hem onu hem diğer öğrencilerimi ne kadar özlediğimi daha iyi anladım. Hatice hızlı hızlı nefes alıp verirken ''öğretmenim'' diyerek söze başlamıştı. ''Siz burada yokken yeni okul yapmaya başladılar, bakın şurada!'' eliyle işaret ettiği yere doğru bir bakış attım. Okulun inşaatının başlayacağını biliyordum ancak başladığından haberim yoktu. Okulun aynı zamanda müdürü de olduğumdan bir yıl boyunca sürekli ilçe milli eğitimle görüşmüştük. Ve sonunda okulun yapımı için izin çıkmış ve ihalesi yapılmıştı.

Şu anda öğretim gördüğümüz bina oldukça eski ve sobalıydı. Soba her yeri ısıtmıyor, çatısı akıtıyordu. Okulun eskiliğinden dolayı sürekli tamir gerektiriyordu. Buraya ilk atandığımda yeni bir okul yapılacağını söylemişlerdi ancak bunun icraata geçmesi maalesef zaman almıştı. Haziran ayının sonuna doğru köyden ayrılırken okul inşaatı için son görüşmeleri yapmış ve en kısa sürede inşaata başlanacağının sözünü almıştık. Ve demek nihayet okul başlamıştı.

Okulun yapımının yaklaşık bir yıl süreceği öngörülüyordu. Şu an ki binamızdan daha büyük olacak ve içerisine bir de anasınıfı yapılacaktı. En çok bunun için mutluydum. Okul faaliyete geçerse belki bir anasınıfı öğretmeni atanır ve buradaki yalnızlığım biraz azalırdı.

Yalnızım deyip buradaki arkadaşlarıma haksızlık etmek istemiyorum onlar beni hiç yalnız bırakmadılar. Ayşe mesela buradaki en yakın dostum olmuştu. Ayşe daha yirmi iki yaşında olmasına rağmen evli ve çocuk sahibiydi. Liseden sonra okumamış, erken yaşta liseden tanıştığı Mehmet ile evlenmişti. Minyon, mavi gözlü, upuzun sarı saçları olan dünya güzeli bir kızdı. Ee tabi böyle olunca isteyeni çok olmuş, o ise gönlünü Mehmet'e kaptırmıştı. Ben gelmeden önce evlenmişlerdi. Ben buradayken ise minik Eymen dünyaya gelmişti. Ayşe ve onun çekirdek ailesi benim buradaki her şeyim olmuşlardı. O yüzden yalnızım demek en çok onlara haksızlık olurdu, biliyorum. Ancak bir öğretmen gelse hiç de fena olmazdı. Bu düşüncelerle yavaş yavaş okul inşaatına ilerledim. Hatice de elimden tutmuş bana buradan ayrı kaldığım sürede köyde yaşananları tek tek anlatıyordu.

NİLÜFERWhere stories live. Discover now