Hazan Vakti| 9

69.7K 3.2K 1.7K
                                    

🖇️ Herkese selamlar, nasılsınız?

🖇️Hepinize güzel yorumlarınız ve oylarınız için teşekkür ederim, kitabımız sayenizde büyümeye devam ediyor:)💖

🖇️Umarım bu bölümü de beğenerek okursunuz. Keyifli okumalar<3

9.Bölüm

Gece nöbetim sorunsuz bir biçimde bitmişti. Günün henüz yeni başlayan saatlerinde evime dönmüş yatağa girmiştim. Kısa sürede uykuya dalmıştım. Kendi evimde olduğum için o kadar huzurluydum ki. Yıllar sonra kendimi özgür hissediyordum. Buraya geleli neredeyse iki aya yakın bir zaman olacaktı ama ben daha yeni yeni hayatımı yaşamaya başlamıştım. Doktor olduğumdan günlerim hastanede de geçse ben halimden çok memnundum. Kafam rahattı, düşündüğüm tek şey hastalarımdı. Burası bana çok iyi gelmişti.

 Ne kadar zaman önce uykuya daldığımı anlamadığım anda telefonum çalmaya başlamıştı ve uykumdan uyanmama neden olmuştu. Gözlerimi zorlukla araladıktan sonra komodindeki telefonumu almış tek gözüm açık bir şekilde ekrana baktım.

Arayan Alparslan Üsteğmendi. Şaşkınlıkla telefon ekranına bakarken arama ekranı kapanarak zil sesi sustu. Etraf sessizliğe gömüldü. Tam ekranı açıp ben onu arayacakken tekrar beni aramaya başladı. Bu kadar ısrarla aradığına göre önemli bir şey olmalıydı.

Yattığım yerden aniden doğruldum ve genzimi temizleyerek telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Efendim?" dedim yeni uyandığımı belli eden boğuk ses tonumla.

"Uyandırdım mı?" diyen Alparslan üsteğmene daha cevap veremeden mırıltıyla bir şeyler söyledi ancak anlamadım. Sonra da duyabileceğim bir şekilde konuştu. "Kusura bakmayın, cenaze için haber vermemi istemiştiniz." dedi mahcup bir sesle. Hızla cevap verdim. "Ne kusuru. Önemli değil. Belli oldu mu saati?" dedim merakla.

Cevap vermeden evvel karşı tarafın telefonundan gelen hışırtıyı işittim. Belli ki dışarıdaydı ve bu hışırtı sesi rüzgarın sesiydi. Kısa süre sonra sesini duydum. "Askeri tören 11.30 gibi yapılacak. Öğle namazına müteakiben ise defnedilecek şehidimiz." dediğinde o görmese bile başımı salladım sessizce.

Öğle namazından sonra defnedilecek olması benim için çok iyi olmuştu. Eğer ikindi vaktinde yapılacak olsaydı hastanede olacağımdan cenazeye katılamayacaktım.

"Mesaj atmıştım birkaç saat önce ancak cevap gelmeyince nöbetiniz olduğunu hatırladım. Ne kadar gelmek istediğinizi bildiğimden aramak istedim. Tekrar kusura bakmayın." diye açıklama yaptığında nahif düşüncesiyle gülümsedim.

"Teşekkür ederim. Eğer aramasaydınız uyuyakalırdım eminim." dedim minnettar bir sesle. "Rica ederim, tabura geldiğinizde benim ismimi verirseniz sıkıntı olmaz. Ben söyleyeceğim nöbetçiye." dediğinde mahcup oldum. Onu çok uğraştırıyordum ve bunu dile döktüm. "Sizi çok uğraştırıyorum kusuruma bakmayın." dediğimde kendi kendime güldüm. Bizim aramızdaki diyaloglar sürekli 'teşekkür ederim ve kusura bakmayın' cümlelerinden öteye gidemiyordu.

"Ne kusuru." Tam bir şeyler söylemek üzere dudaklarımı aralayacağım sırada karşı taraftan gelen sesi işittim. "Komutanım Harun Yarbay sizi ve timinizi harekât merkezinde bekliyor."

"Tamam geliyoruz." dedi Alparslan biraz önce konuşan kişiye karşılık olarak. Ardından da bana dönerek konuştu. "Benim kapatmam gerekiyor şimdi, görüşmek üzere."

"Görüşürüz." diyerek telefonu kulağımdan çekerek kapattım. Bir süre ekrana bakarken kendi kendime gülümsemeye devam ediyordum. Nedense Alparslan'ın beni düşünmesi hoşuma gitmişti.

Hazan Vakti| Asker&DoktorWhere stories live. Discover now