Hazan Vakti| 55

22.5K 1.7K 1.7K
                                    

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim..

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen..

55.Bölüm

Alparslan göreve gideli neredeyse 3 haftayı geçmişti. Kolay bir görev olacak, iki gün sonra gelecek diye beklerken neredeyse 25 gün olmuştu. Telefonu çekmiyordu, çekse bile eminim ki şarjı bitmişti. Hiç konuşamamıştık. Sadece mesajlarıma cevap vermişti o da gecikmeli bir şekilde olmuştu. Ondan haber alamadığım her gün abimi aramış haber olup olmadığını sorgulamıştım ve iyi olduğu haberini almıştım şükür ki.

Alparslanlar sahada görev alırken abimde harekat merkezinden onları takip etmişti, onunla da yalnızca birkaç dakikalık telefon görüşmeleri yapmıştık. Operasyon iyiye gidiyor olmalıydı ki 2 günlüğüne izin alabilmişti ve benimle birlikte İstanbul'a gelmişti.

Uçaktan indikten sonra havaalanından dışarı çıktığımızda derince nefes aldım. Hiçbir uçak yolculuğunda zorlanmazken 2 saatlik uçak yolculuğunda çok zorlanmıştım. Birkaç gündür kötü olan midem iyice bulanmayı başlamış, 2 saatlik uçak yolculuğunu bana zehir etmişti. 

"İyi misin abicim?" abimin elini kolumda hissederken başımı salladım. "Temiz hava iyi geldi, kendimi daha iyi hissediyorum." dediğimde abim merakla konuştu. "Uçağa binmenin sana rahatsızlık verdiğini bilseydim arabayla gelirdik."

Başımı iki yana sallayarak onu reddettim. "Hayır, normalde böyle olmazdı hiç. Midemi üşüttüm galiba." dediğimde kaşlarını çattı. "Kendine dikkat etmiyorsun ki, eminim yemek falan da yemeyi unutuyorsundur sen."

"Hiçte bile, gayet yiyorum." dediğimde alayla güldü abim. "Neden inanmıyorum acaba?" 

Onun dediğini duymazdan gelerek konuştum. "Hadi taksiye binelim şuradan." dediğimde başını sallayarak onayladı beni. Birlikte park halinde bekleyen taksilerden birine binerken Kartal evinin adresini verdi şoföre.

Saat ikindiyi geçtiği için eve gidecektik ve babamın mezarına da yarın uğrayacaktık. Buraya kadar gelmişken de anne dediğim o kadına gidip hesap sormak istiyordum. Ancak o şekilde buradan içim rahat bir şekilde dönebilirdim. 

İstanbul trafiğinden dolayı yaklaşık bir saat sonra Kartal'ın verdiği adrese geldiğimizde taksinin ücretini ödedikten sonra arabadan aşağı indim. Küçük bahçesi villaların bulunduğu bir siteydi burası. Kartal bagajdaki küçük bavulumu alırken eliyle villalardan birini işaret etti.

"İşte, burası da benim yaşadığım yer. Daha doğrusu babam vefat etmeden önce birlikte yaşadığımız yer." dediğinde bakışlarımı işaret ettiği eve doğru çevirdim. 

Babamın benden haberi olsaydı belki de bende bu evde onlarla birlikte yaşayabilirdim. Ama bu mümkün olmamıştı, hepsi o kadın yüzündendi. 

Kartal kapıya doğru yöneldiğinde onu takip ederek peşinden ilerlemeye başladım. Bahçeden geçerek evin kapısına vardığımızda abim kapının kilidini açtı ve eliyle içeriyi işaret etti. "Buyrunuz efendim."

İçeriye adım attığımda bizi küçük bir antre karşıladı. Aynalı bir vestiyer vardı kapının hemen girişinde. Abim içeri girip çantamı yere doğru bıraktıktan sonra kapıyı kapattı ve konuştu. "Üzerini çıkart, bak şuradaki dolapta terlikler var. Onlardan alabilirsin. Kendi evinmiş gibi rahat etmeni istiyorum. Ki burası senin evin zaten."

Söylediği şeyle birlikte büyükçe yutkundum. Söylediğini yaparak üzerimdeki ceketi çıkarttım  ve askılığa astım. Çıkarttığım ayakkabılarımı kenara koyduktan sonra biraz önce işaret ettiği dolaptan kendime uygun terlik alarak giydim.

Hazan Vakti| Asker&DoktorWhere stories live. Discover now