Hazan Vakti| 57

25.1K 1.5K 2.1K
                                    

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim..

🖇️ Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen..

57.Bölüm

Hastane koridorunda oturmuş, muayene sırasının bize gelmesini bekliyorduk. Bugün bebeğimizin kontrolü vardı ve kalp atışlarını dinleyecektik. Buse ve Fırat'ın nişanının üzerinden günler geçmişti ve her şey yolunda gidiyordu. 

Yanımda dizini sallayarak etrafa bakan kocama doğru dönerek gülümsedim. O kadar heyecanlıydı ki heyecandan dizini salladığını bile fark etmiyordu. Bende çok heyecanlıydım, onu ultrasonda ilk gördüğümde minicikti. Şimdi biraz daha büyümüştü. Onu görecek olmak, kalp atışlarını duyacak olmak heyecan vericiydi.

Elimi Alparslan'ın dizine yaslayarak konuştum. "Sakin ol canımın içi, birazdan gireceğiz içeriye." Alparslan elini elimin üzerine koyarak dizlerini sallamayı keserken bana doğru döndü. "Sakin olamıyorum, ben hiçbir operasyona çıkarken bu kadar heyecanlanmadım. Bu çok farklı bir his."

Söylediği şeyle güldüm. Haklıydı, bende hiçbir ameliyata girerken böyle heyecanlanmıyordum. Zamanla alışmıştım ve beni heyecanlandırmıyordu. Ama anne baba olmak bizim ilk defa yaşadığımız bir şeydi. Ve ne kadar fazla yaşarsak yaşayalım hiç alışamayacağımız bir şeydi.

"Hazan Türkoğlu." ismimi duyduğumda oturduğum yerden ayaklanırken Alparslan'da benimle birlikte ayağa kalktı. Doktorumuzun odasına girdiğimizde Havva ile sarılarak selamlaştım. "Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk." Kollarımı ondan çekerek ayrıldıktan sonra Havva eliyle sedyeyi işaret etti. "İstersen direkt olarak ultrasona geçelim." dediğinde başımı sallayarak onayladım. Sedyeye yaklaşarak uzandığımda karnımı açarak beklemeye başladım.

Alparslan sedyenin yanında durarak elimi tutarken Havva ultrason cihazının aparatına jel sıkarak karnımda gezdirmeye başladı. Bakışlarımı ekrana çevirmeden önce Alparslan'a doğru baktım. Gözlerini kısmış anlamaya çalışırcasına ekrana bakarken gülümsemeden edemedim.

Bakışlarımı ekrana çevirdiğimde iki haftada ne kadar büyüdüğünü görmek gözlerimin dolmasına neden oldu. İlk kontrolümde mercimek tanesi kadarken şimdi fasulye tanesi kadar olmuştu. "Görüyorsunuz değil mi?" diyerek eliyle ekranı gösteren Havva ile birlikte başımı salladım.  "Artık kolları, bacakları oluşmaya başladı. Yaklaşık 13 mm büyüklüğünde."

"Çok küçük." Alparslan'ın sesini duyduğumda bakışlarımı ona doğru çevirdim. "Büyüyecek babası." 

"Şimdi kalp atışlarına bakalım bir de." dediğinde Alparslan'ın elimi tutan elini sıktım heyecanla. Birçok hasta görmüştüm benim gibi, bebeklerinin kalp atışlarını duyduklarında verdikleri tepkileri hep gülerek izlemiştim. Şimdi aynı duyguları yaşayacak olamam içimi garip yapıyordu.

Heyecanla beklerken odada yankılanmaya başlayan sesle birlikte gözyaşlarım akmaya başladı yanaklarıma. Çok güzeldi, yaşadığım tüm anlara bedeldi şuan yaşadığım an. Çok küçüktü ama kalbi çok güçlü atıyordu. Kalp atışlarını duymak içimde gerçekten büyüyen bir canın olduğunu hissettirmişti.

Alparslan'ın yere doğru çömelip benimle aynı boya gelmesiyle birlikte bakışlarımı ona doğru çevirdim. Elimi sıkı sıkı tutarken gözlerindeki hayranlığı, yaşadığı duyguların dışa vurumu olarak gözlerindeki parıltıları gördüm. "Küçücük ama kalbi çok güçlü atıyor. Bu, hayatımda duyduğum en güzel ses."

Hazan Vakti| Asker&DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin