Hazan Vakti| 26

44.2K 2.5K 1.4K
                                    

🖇️ Selamlar, nasılsınız?

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur. Keyifli okumalar dilerim..💖

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın...

26.Bölüm

Yazarın anlatımından,

Alparslan oturduğu yerde hafifçe kıpırdandıktan sonra matarasını çıkardı ve birkaç yudum su içti. Biraz önce mola vermiş, kumanya ile karınlarını doyurmuşlardı. Yorgundu, gelmeden önce olanlar yüzünden gergindi. Aynı zamanda da çok pişmandı. Başını sırtını yasladığı kayaya koyarak gözlerini kapkara gökyüzünde bulunan ve parıl parıl parıldayan dolunaya çevirdi.

Büyük bir hata yapmıştı. Keremle tanıştıkları gece uzunca düşünmüş, beklemişti. Ancak beklediği gibi olmamıştı hiçbir şey. Sabah olduğunda nöbetten yeni çıktığı için biraz uyumuş, uyanır uyanmaz da telefonuna bakarak Hazan'dan bir haber beklemişti. Öğlen operasyonla ilgili toplantıya katılmış, Hazan'ın aramasını görmemişti. Ancak sonradan fark ettiğinde soluğu hastanede almıştı.

Hastanede Keremle Hazan'ı konuşurlarken görmüş bir süre uzaktan gözlemlemişti. Kerem'in Hazan gitmesin diye kolunu tutmasıyla onları izlemeyi kesmiş yanlarına gitmişti. Normalde sinirlenmeyeceği şeye sinirlenmişti. Hazan'dan uzun süre bir açıklama bekledikten sonra bir umut hastaneye gidip karşısında ikisini gördüğünde sinirlerine hakim olamamıştı.

Kerem'i gönderdikten sonra Hazan'a çatmıştı. Alparslan hayatında ilk defa böyle duygular yaşamıştı ve nasıl başa çıkması gerektiğini bilememişti. Bu hayatı sanki yarın yokmuşçasına yaşamaya alışmıştı mesleği gereği. Hayatını da buna göre şekillendirmişti. Yani bir şeyleri o anda yaşamaya alışmıştı. Bir şey mi söylenecek onu anında söylerdi ya da bir yere gitmesi gerekiyorsa anında giderdi çünkü yarın ne olacağını bilmezdi. 

Bir tek duygularını Hazan'a anlatmada biraz gecikmişti. Neredeyse onu kaybedeceği zaman söylemişti. Ama onun da sebebi duygularına bir isim koyamamasıydı. Alparslan böyle düşünürken Hazan'dan da aynı düşünceyi beklemişti. Ama onun aksine Hazan öyle yaşamaya alışık olmadığını unutmuştu. Hazan planlarını, programlarını günlere yayarak yaşamaya alışmıştı. 

Hazan'a olur olmadık şeyler söylemişti ardından da sinirle operasyona çıkacağını bile söylememişti. Ama buraya geldiği ilk an yaptığının yanlış olduğunu kavramış, çok pişman olmuştu. Fevri davranmıştı. Ama arayamamıştı Hazan'ı. Hazan'ı dinlemesi gerekirken onu susturmuş kendisi konuşmuştu. Bir de üstüne de haber vermemek gibi bir salaklık yapmıştı şimdi pişmanlıkla kavruluyordu. 

Telefonunu çıkartarak Hazan'ı arayıp aramamak arasında kaldı. Hazan açar mıydı ki telefonu? Çok kırılmış olmalıydı. Belki de açmazdı. 

Öte yandan Kerem işi hala aklını kurcalıyordu. Hazan kafa karışıklığım Kerem yüzünden değil demişti, peki nedendi? Bunun da cevabını alamamıştı. Hem Kerem, hem Hazan, hem de Semih derken kafası iyice allak bullak olmuştu Alparslan'ın. Kendi düşüncesizliği yüzünden son kez Hazan'a bile sarılamamıştı. Olur da bir şey olursa en son kavga ettikleri anı hatırlamak istemiyordu.

"Komutanım bize bir kutlama daha çıktı." diyen Caner ile birlikte Alparslan düşüncelerinden sıyrıldı. Murat merakla Caner'e baktı. "Niyeymiş o?" Caner imali imalı Fırat'a bakarak konuştu. "Çok şükür bir ilerlemeye kaydetmişler Fırat ile Buse yengemiz."

Hazan Vakti| Asker&DoktorWhere stories live. Discover now