41. Bölüm

267 45 6
                                    




Selamlar 🙋🏼‍♀️

Size Zonan ve Nix evlendikten sonra artık seride hiçbir şeyin eskisi gibi kalmayacağını ve sürekli değişeceğini söylemiştim.

Bu bölümü okuduğunuzda anlayacaksınız, keyifli okumalar 😍


☘️☘️☘️



35. BÖLÜM

- NİX -



Epey yorgun olmama rağmen gereğinden erken uyandım.

Gözlerimi araladığımda güneş daha doğmamıştı ama yakın olduğunu biliyordum. Yanımda yatan cüsseli adama baktım. Kocam ve kralım. Ben de artık onun resmi olarak kraliçesiydim. Sadece onun değil; tüm Txerrea'nın.

Göğsüm yavaşça inip kalktı. Zonan'ın saçlarının bir kısmı yastığının üzerine, bir kısmı da koluma doğru yayılmıştı. Saçları o kadar muhteşemdi ki bazen onunki kadar güzel saçlarım olmadığı için kıskanıyordum. Elbette, bu Zonan'a göre böyle değildi. Saçımı seviyordu. Dama taşlarına benzese de.

Yüzü pencereye dönüktü ve başı yastığın kenarından kaydığı için yüzünü göremiyordum. Bir eli, kol kaslarını ortaya serecek şekilde yastığının altında diğeri ise bacağımın üzerindeydi. Uyurken bile bana dokunmanın yolunu bir şekilde buluyordu.

Gülümseyerek yavaşça doğruldum. Merin'in büyük salonun terasında söylediği şeyden sonra Zonan'la zindanlara gidip onu kimin vurduğuna bir göz atarız diye düşünmüştüm. Zonan bu habere benim kadar şaşırsa da "Yarını bekleyebilir," demişti. Bu sıralar libidosu kral kimliğinin önüne geçmiş durumdaydı. Ve bu yüzden işimiz bittiğinde giyinmeme bile izin vermiyordu. Çıplak uyumak rahat ve özgür hissettiriyordu. Bunu sevmiştim. Fakat yataktan kalkıp tuvalete gitmem gerektiğinde ortalıkta çıplak dolaşmak, henüz alışabildiğim bir durum değildi.

Odada göz gezdirip üzerime geçirebileceğim bir şey aradım. Aynı şekilde daha bu odaya da alışamamıştım. Büyük ve güzeldi. Rhi'yi gezdirdiğimde o da bayılmıştı. Zonan her nasıl oluyorsa benim tarzımı biliyor olmalıydı. Her şey bana göreydi. Ve tabii Zonan'a göre.

Klas. Şık. Ve zarif.

Odamız için bu üç kelime en doğru tabirler olurdu. Gotik işlemeli büyük yatak, işlemelerin ortalarına bırakılmış kırmızı elmas taşlar, siyah kadife duvar kâğıtları ve yeşil geçişler. İnanılmaz bir odaydı.

Gözüm, odanın sağ köşesinde kalan giyinme kabinine takıldı. Üstüne bir sabahlık atılmıştı. Bana ait miydi bilmiyordum ama sağ taraf bana ait olduğu için sabahlık da benim olmalıydı. Basit bir tılsımla hayali ipimi sabahlığa gönderdim ve kendime çektikten sonra Zonan'ı uyandırmamaya gayret göstererek giyindim.

Yüksek yatağımızdan bacaklarımı sarkıttığımda komodinin üzerine bırakılmış şişeleri gördüm. Meki'ye üç şişe bırakmasını söylemiştim ama baş nedimem her zaman benden daha tedarikli ve garanticiydi.

Dört şişeye bakıp gülümsediğimde yanımda bir ses "Onları içmeyeceksin," dedi.

Küfredip olduğum yerde sıçradım. Elimi kalbimin üzerine koyup sağ tarafıma döndüğümde onu gördüm. Az önce odada göz gezdirirken kimseyi görmediğime emindim. Şimdi karşımdaydı. Ve ben de burada olabilmenin, onun için çocuk oyuncağı olduğunu biliyordum. Saklanmaya ihtiyacı yoktu.

"Sonunda," dedim, ayağa fırlayarak. "Sizinle konuşmamız gerekiyor."

Ellerini iki yana açtığında volanlı elbisesinin kolları yere süründü. Saçları gibi. "Bunun için buradayım, değil mi?"

TILSIMIN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin