VARİS KRAL 1. BÖLÜM

121 15 0
                                    




Herkese merhaba 🙋🏼‍♀️

Çoook heyecanlıyım! Işığın Alevi serisi, daha kurgusunu oluşturmaya başladığında uzun olacaktı bunu biliyordum. Ama hepsini yayınlayıp yayınlamamak konusunda epeyce kararsızdım. Okurlarım olmazsa yazma şevkim kırılır diye de korkuyordum. Ama okuyanların olduğunu ve bu kitabın gelişini sabırsızlıkla bekleyenlerin olduğunu biliyorum! Ve bunun beni ne kadar mutlu ettiğini tahmin bile edemezsiniz!

Benim küçük ama en güzel ailem, hepinize destekleriniz için teşekkür ederim. 🫶🏻

Sonunda Tılsımın Sesi'nin devamı olan Işığın Alevi'nin üçüncü kitabı Varis Kral artık sizlerle!

Zaten ilk iki kitap boyunca karakterlere oldukça aşina oldunuz ve kurgunun içerik bakımından her şeyi barındırabileceğini biliyorsunuz. Karakterler de her kitapta bende olduğu gibi gelişiyorlar. Bu gelişim bir şekilde kurguya da yansıyor ve haliyle evrenimiz de epey genişliyor.

Yani bu kitapta da her şeye hazırlıklı olmalısınız! 🤭

O zaman sözü fazla uzatmayayım ve sizi bölüme davet edeyim. Hepinize keyifli okumalar kocaman öpüyorum 😘



 Hepinize keyifli okumalar kocaman öpüyorum 😘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




☘️☘️☘️


1. BÖLÜM

             ~ LİVİVİA ~


Ateş emri vermemin üzerinden dört saat geçmiş olmalıydı.

Görünürde kullanılan, şehre ulaşımımızı sağlayan tek köprüyü patlatmamın üzerinden dört saat on beş dakika geçmişti.

İnanılmaz riskli planımın tamamen işe yaramasının üstünden ise bir saat.

İçeri girip ağlamamak için kendimi zor tutarken amcamın toplantı masasındaki bu sandalyesine oturmamın üzerinden de yarım saat geçmişti. Otuz dakikadır hiçbirimiz konuşmuyorduk ki bu hayra alamet miydi, emin değildim. Teyzemin çoktan köpürmesi gerekiyordu. Ona danışmadan köprüyü patlatmıştım. Ona danışmadan plan yapmış şehir kıyısını bombalatmıştım.

Evet, planım işe yaramıştı. Evet, İmparatorluk Şehri'nde nefes alan tek bir kogra dahi kalmamıştı. Gerçi nefes alıyorlar mı ondan bile emin değildim. Her neyse. Sonuç olarak sarayı ve şehirde yaşayan insanları korumuştum. Yaralı vardı ama ölü askerimiz yoktu.

Ama... Ama zafer kazanmış gibi hissetmiyordum. Hayatımda ilk defa gerçek bir saldırıyı yönetmiştim. Mutlu olmam gerekirdi. Kendimle övünmem gerekirdi. Via gibi davranmalıydım. Ortaya birkaç laf atıp herkesi güldürmeliydim. Ama Livivia tarafım, hiç de mutlu değildi.

Dağlar aşkına. İmparatorluk, saldırıya uğramıştı. Bilgelik Dağı Hanımı'yla aynı odada nefes alıyorduk. Tam karşımda oturuyordu ve ona her baktığımda kusacak gibi oluyordum. Kograların, onun için geldiğini söylemişti. Bu mantıklıydı. İmparatorluk boşalmışken Jasmin'i kaçırmak için daha uygun bir zaman düşünülemezdi. Ama merak ediyordum, yapabilselerdi daha fazlası için dövüşürler miydi?

TILSIMIN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin