Ama Teyzem Var

2.4K 167 66
                                    

Masaya nihayet oturabilmiştik. Ulaş, yanında oturmamı rica etmişti. Bende onu kırmamıştım. Esin ile Savaş ise tam karşımızdaydı.

Esin masaya baktı. Sırıtarak bana döndü. "Sen yaptın değil mi İmambayıldı'yı?" Başımı iki yana salladım. "Beraber yaptık." Sandalyemden kalkarak tabaklara yemekleri koyarken Ulaş'ta bir yandan pilavları koymaya başlamıştı. Hepimizin tabakları hazır olduğunda tekrar sandalyelerimize oturduk.

Yemek yerken çıkan çatal tıkırtıları arasında Esin konuştu."Yemekten sonra dışarı çıkalım mı?" Aslında Ulaş ile evde kalmayı planlamıştık. Kutu oyunları, şişe çevirmece gibi oyunlar oynayacaktık. Ulaş'a sorarcasına döndüğümde fark etmez dercesine omuz silkti. "Bana fark etmez de dışarıda ne yapacağız?" Esin, sorduğum soru ile gülümsedi. "Gece yarısına kadar açık olan çok güzel bir lunapark var. Hem konumu da çok güzel, denize çok yakın. Etrafta bir çok eğlence alanı var."

Ulaş'a döndüğümde gülümsedi ve tekrardan fark etmez dercesine omuz silkti. Bende onun gibi gülümsedim." Aslında bize hiç fark etmez, eğlenceli duruyor." Esin ve Savaş birbirine bakarak gülümsedi. "Yemekten sonra oradayız o halde?" Savaş'ın konuşmasıyla başımı iki yana salladım. "Yaptığım Profiterolleri yemeden hiç kimse bir yere gidemez."

Esin, dudağını yaladı. "O profiterolleri öylece bırakacağımı düşünmedin her halde Kıvırcık. Elbette önce onları bitireceğiz." Hepimiz Esin'e güldük. Bulunduğumuz ortamın enerjisi çok güzeldi. Birbirimizle ufak şakalaşmalarımız, Ulaş ile beraber yaptığımız yemekleri hep beraber yememiz kısacası her şey... Böyle bir şeyi önceden hayal dahi edemezdim. Evet, umutsuz romantiklerdendim. Hayal kurmayı çok her zaman çok sevmiştim. Ancak nasıl diyeyim, böylesi aklımın ucundan dahi geçmemişti. Ulaş'tan hoşlanıyordum. Ve ister istemez onunla ilgili hayaller kuruyordum. İlişkimizin adı henüz belli değildi. Birbirimizi biraz daha tanımamız gerekiyordu ama ben onun hakkında çoktan bazı kanılara varmıştım. Ve bu kanılar beni oldukça tatmin ediyordu. Bir kere ikimizde pastacılıkla ilgileniyorduk! Tamam bu belki o kadarda karar kılıcı bir özellik olmayabilirdi. Ancak çok kibardı, anlayışlıydı tam olarak hayal ettiğim kalıplara uyuyordu. Hepsinden öte aramızda bir çekim vardı. Her geçen gün bu çekime daha çok kapılıyordum.

Hepimiz yemekleri bitirdiğimizde boşalmış tabakları tezgaha götürmek için hareketlendim. Ulaş, tabağa uzattığım elimi kavradı. Gülümsedi ve o da benim gibi ayaklandı ve konuştu."Eh, yemek bizden bulaşıklar sizden ama değil mi?"Gülümsedim. Savaş kaçış yok dercesine omuz silkti. Esin'de ona uydu. "Peki, madem."

Onlar ayaklandığında bizde Ulaş ile koridora geçmiştik. Salona ilerlediğimiz sırada Ulaş'ın adımları duraksadı. "Evi gezmek ister misin?" Heves ile başımı salladım. Gülümsedi ve bir kapıyı araladı. İçerisi az biraz göründüğünde buranın onun yatak odası olduğunu düşünmüştüm. İçeriye girdiğimizde ilk dikkatimi çeken ahşap gitar olmuştu. Büyükçe gülümsedim. Gitarlara ve gitar çalanlara bayılırdım. Elim ile gitarı işaret ettim. "Çalıyor musun?" Başı ile usulca onayladı. "İstersen bir gün senin için çalabilirim." Gülümsemem büyüdü. "Cidden çalar mısın?" Gülümseyerek onayladı. "Tabii çalarım. Hatta oda turumuz bittiğinde istediğin bir parçayı çalabilirim." Kaşlarım havalandı. "Olur," Gülümsemekten yanaklarımdaki kaslarım ağrıyacaktı. Ama bu şuan umurum dahilinde bile değildi.

Oda lacivert rengiydeydi. Etrafta yine bir kaç tablo vardı. Oda, diğer odalara oranla daha büyüktü. Kenarda bir şövale ve üstünde hala bitmemiş bir tuval bulunuyordu. Yok artık dercesine ona döndüm. "Bunu da yapıyorum deme." Omuz silkti. "Peki, demem." Ağzımı kapatamadan ona baktım. "Senin on parmağında on marifet maşallah ya." Sırıttı. "Eh, biraz öyleyimdir." Gözlerimi kısarak ona baktım ama sonrasında tekrar gülümsedim. Bir kez daha aklımı başımdan almıştı. Ben bu adama düşmeyi ne zaman bırakacaktım?

Neyin Nesii??-Ara VerildiWhere stories live. Discover now