11. bölüm mucize

3 2 0
                                    

"Bu kadın bana ağlıyordu. Benim annemin ağlamaya zorlandığı halime ağlıyordu bu merhametli anne."

Eve geldiğim gibi kendimi yatağıma bıraktım ve gözlerimi yumdum. Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum ancak hava karardığından belliydi ki uzun süreden sonra ilk defa kendi iradem ile hiç uyanmadan uzun süre uyumuştum.

Hala ağrıyan başımı ovuşturarak yataktan kalktım ve mutfağa kendimi ve tutmayan bacaklarımı zorlayarak indim.

İçtiğim ağrı kesiciden sonra kas gevşetici kremler ile tutulan boynumu da düzeltmeye çalıştım. Çalan kapı ile elimdeki hapları içtigim suyun bardağını bırakmadan kapıyı açtım.

Soğuk ifademle "Ne var?" Dediğimde bir süre konuşmadı.

"Lavinya ne olur yapma böyle, bu kadar kolay gidemezsin... olmaz. Ben sensiz yapamam... Ne olur bir dinle." Dediğinde onun yeşil karışımı gözlerinin içine bakıyordum. Ancak o bende ne gördüyse eskisi gibi bakamıyordu. Belkide eski ruhsuz halime döndüğüm için böyleydi.

"Gözlerin aynı eskisi gibi bakıyor, ne nefret ne de sevgi dolu, tamamen boşlar ve ben bu halini hiç beğenmedim." Dediğinde tek kaşımı alayla kaldırdım.

"Bu saatten sonra görüşlerin ne yazıkki beni ilgilendirmiyor umut. Seninle konuşmayacağım. Bırak da sonum bari rahat olsun. Neşelerle de aram bozulduğunda beni bir daha bu dünyada bulamazsın. Sakın yapma deme bana çünkü yapacağım. Nasıl olsa yaşanacak değerli kimse kalmadı bu dünyada. Çook sıkıldım buradan, orada enazından ablam ve babamla olurum." Dediğimde şaşkınca bana bakıyordu.

"Lavinya sakın yapma! Bunu nasıl yapmayı düşünürsün? Tamam bize öfkelisin ama unutmayı denesen? Neşe de, biz de sensiz yapamayız bilmiyormuş gibi davranma! Gerekirse uyurken bile izlerim seni ama bunu Yapmana izin vermem." Dediğinde büyük kahkaha attım.

Durulduğumda hala gülüyordum.
"Sence bu benim umurumda ?" Dedikten sonra yüzümdeki gülümseme söndü ve önceki ifademe döndüm.
Neşe üzülür, ben üzülürüm, arda üzülür, o üzülür, bu üzülür! Yok ölen akrabalarım da üzülsün istersen mezardan çıkıp? Benim üzüldüğüm yıkıldığım ne olacak? Niye hiçbir zaman ben umurunuzda olmuyorum?" Dediğim ve ayakta durmaya zorlanan arada titreyen bacaklarımı gösterdim.

İlk defa böyle oluyordu ama sadece biliyordum ki çöküntü yaşıyordum.

"Bak bi beni getirdiğiniz hale sonra konuş. Bacaklarım titriyor ve ayakta dururken zorlanıyorum şuan çünkü yorgunum. Kaldıramıyorum artık, ne beden olarak ne de kafa olarak. Sence benim ölmem daha iyi olmaz mı? Bence daha iyi olur. Şimdi izin verirsen adam gibi bir depresyona gireceğim. Bu arada Faruk bey'e söylersin 'sizin fahişeniz yapmak istediğiniz kişi yani lavinya hanım istifa etmiş' diye. Hatta direkt sana söylüyorum ki istifa ediyorum umut. Zaten boşuna çalışıyordum şimdi hiç çalışmama gerek yok. Görüşmemek üzere." Dedim ve kapıyı suratına kapattım. Kendimi bir kutu çikolata ile koltuğa attım ve televizyonu açıp kanallar arasında gezinmeye başladım.

Savaşın DansıWhere stories live. Discover now