²³

119 15 30
                                    

Sabah uyandığımda kendi evimde olmadığımı farketmem uzun sürmemişti. Yatakta tek başımaydım. Gözlerimi iyice açıp etrafa baktığımda ise camın önünde sandalyeye oturmuş sigara içen Hyunjinu görmüştüm. Onu izlemeye başlamıştım. Çok geçmeden sigarasını söndürüp arkasını döndüğünde konuşmuştu.

"Uyandın mı" derken yanıma yatıp arkamdan sarılmıştı.

"Hm" derken ben de biraz daha yerleşmiştim.

"Günaydın"

"Günaydın"

"Kokuyor muyum"

"Önemli değil" dememden sonra kıkırdamıştı.

"Saat kaç"

"Bilmem"

"Of Hyunjin" derken yaptıkların altında telefonumu aramıştım. Ama tabii ki şarjı yoktu.

"Of aman neyse saat kaçsa kaç"

"Bence de" demesinin ardından ben de ona doğru dönmüştüm. Bir elim yanağını bulurken boşta kalan elimi de o tutmuştu. Yanağını hafiften okşarken o da gözlerini kapatmıştı.

Uzanıp dudağının kenarını öptüğümde gözleri açılmıştı.

"Hadi kalk kahvaltı yapalım" derken yatakta doğrulup gerinmeye başlamıştım.

"Habersizce öpmezsen sevinirim"

"O niyeymiş"

"Hazırlıksız yakalanıyorum"

"Hazırlıklı olunca ne yapacaksın" diyip güldüğümde o da hafiften sırıtıyordu.

Yataktan kalkıp uzun süredir üzerimde olan kıyafetlere çeki duzen verip odadaki aynadan kendime bakıyordum.

"Baş ağrın var mı" derken yataktan kalkıyordu.

"Pek yok"

"İyi tamam. Ben zaten sarhoş olmadım"

"YOKSA! Yoksa sen sarhoş halimden yararlandın mı? Bakirliğim gitti resmen!"

"Jeongin öpüşüyor olmamıza kalbim hızlanıyor sokuşmaktan bahsediyorsun" demesiyle kahkaha atmıştım.

"Komik değildi" diyip odadan çıkmasına karşın ben de arkasından koşar adımlarla çıkıp koluna sarılmıştım.

"Hyunjiiinnn"

"Ooo günaydın" derken mutfaktan çıkan Chan elindeki süt gevreği ile oturma odasına geçmişti.

Mutfağa girdiğimizde ise yerde boş bakışlarla portakal yiyen Felix, masada menemen yiyen Jisung ve Minho, dolaptan peynir ve reçel çıkaran Changbin ile karşılaşmıştık.

"Günaydın"

"Günaydın, gelin menemen yiyin"

"Minho yapmadıysa yemem"

"Ben varken kim yapabilir başka" demesine rağmen hâlâ dolaptan malzeme gelen masaya biz de oturmuştuk.

Changbinin, "Felixcim hadi masaya geç tatlım" demesine karşın daldığı yere bakmaya devam ederek elindeki portakal tabağı ile ayağa kalkmıştı Felix.

"Hadi kuzum. Uyansan artık keşke" derken masadaki sandalyeye doğru yönlendirmişti Felixi.

"Seungmin nerde"

"Chan Seungminle kendisine süt gevreği yaptı. İçerde televizyon izliyor onlar" 

Biz menemen yerken Changbin de son olarak krepleri masaya koymuştu.

üç kılıç | hyuninWhere stories live. Discover now