BENİMLE KAYBOLDUN -BXB

2- Ela gözler

Günümüz...

"Sen tam bir piçsin!" Dedim beni tutan kollardan kurtulmak için bedenimi tekrar sertçe öne savururken.

"Rüzgar bak belanı sikmeden defol git şuradan!" Dedi beyaz dişlerinin arasından. Aykut ve birkaç kişi daha kavga büyümesin diye beni çekiştirerek sınıftan çıkardı.

Sertçe soluklanırken bir yandan ağzıma geleni söylüyordum. "İt herif..." parmak uçlarımla masaya ritim tuttuğumun farkında bile değildim.
"Kendini bir halt sanıyor sikik... Hülya ablanın hatrına susuyorum. Fena patlayacağım bir gün... Sik kafa"

"Oğlum yeter amına koyayım." Sert bakışlarımı Anıl'a çevirdim. Gözlerini devirerek başka tarafa baktı.

Teneffüsün kalan son beş dakikası benim bol sövmelerimle geçti. En sonunda zilin sesi gelince oturduğumuz yerden kalkarak sınıfa ilerledik.

Dolmak üzere olan sınıfa girince gözlerim ilk Kerim'e kaydı.

Sıraya yayılmış sinirli ifadesiyle önündeki arkadaşlarını dinliyordu. Yüzüne baktığımı fark edince gözlerini üzerime dikti. Ela gözlerini benim kahvelerimle birleştirdi.

Sinirle arka çaprazındaki sırama oturdum. Hâlâ beni izliyordu. Tekrar kavga çıkmasın diye umursamadım ama dayanamayarak 'ne bakıyorsun?!' anlamında başımı salladım.

Bu sefer hocanın sınıfa girmesiyle gözlerini çevirdi. Tüm sınıf ordu gibi ayaklandı.

"Oturabilirsiniz." dedi Emrah hoca. Sinirli gözüküyordu. Herkes oturunca hoca sınıfın ortasında durdu.

"Rüzgar ve Kerim." diyince ikimizde ayağa kalktık. "Oğlum ben size daha kaç defa rahat durun diyeceğim ha?" Hocada bunalmıştı artık gereksiz kavgalarımızdan. "İkinizde eşek kadar oldunuz! Utanmıyor musunuz çocuk gibi kavga etmekten!"

Tüm sınıf gülüşürken Kerim düz ifadesiyle hocayı dinliyordu. "Yeter be gına geldi artık." Diyerek söylenmeye devam etti Emrah hoca. Gözlerimi devirdim. Bu hocada çok drama queen amına koyayım.

Eh bir yandan haklı da, her gün bizimle uğraşıyordu.

Hoca biraz daha söylendi ardından derse döndü. Sınıfta hâlâ kıkırdamalar duyulurken bu herifle nasıl bu hale geldiğimi düşündüm.

Bu piçle aynı ilkokul ve ortaokula gitmiştik. Aramız liseye kadar çok güzeldi ama Kerim lise ikide bir anda değişti, gerçekten değişti. İlk kendini benden uzaklaştırdı, sonra gereksiz yere kavga çıkartmaya başladı ve aramızdaki tüm ilişkiyi resmen sikti attı.

İlk başlarda en yakın arkadaşım hatta kardeşim dediğim kişinin böyle davranması beni gerçekten üzüp, kendimi suçlu hissetmemi sağlamıştı. Ama bir süre sonra aramıza koyduğu bu mesafe beni sinirlendirmiş, ona karşı kinlendirmişti. Böylelikle aramızdaki ilişki anlaşılmaz bir çıkmaza girmişti. İki yıldır böyleydik.

Ortaokul 2. sınıfta ailemi bir trafik kazasında kaybetmiştim ve abimle yanlız kalmıştık. Abim o zamanlar lise sona gidiyordu. Okulu bırakıp ikimiz için çalışmaya başlamıştı. Şu an büyük bir barda barmenlik yapıyordu ve işini seviyordu.

Kerim'in ailesiyle benim ailem dost oldukları için onun aileside her fırsatta yanımızda olmuştu.

Çıkış ziline kadar ufak tefek atışmalarla günü sonlandırmıştık.

Aykut ve Anıl iki tarafımda yürürken eve doğru ilerliyorduk.

"Ya siktir git Sıla daha güzel, daha olgun duruyor." Dedi Aykut Anıl'ı ikna etmeye çalışarak. Bu aralar Tiktok da popüler olan iki kızı karşılaştırıyorlardı.

"Yok kardeşim ben Şeker'ciyim." Diye net bir sesle konuştu Anıl.

Aykut bana dönüp "Sence Sarı?"

"Kamera karşısında boş boş dudak oynatan kızlar ilgimi çekmiyor." Dedim omuz silkip. İkisini de tanımıyordum zaten.

İkisi saçma tartışmalarına devam ederken sırıtarak izledim onları. İlk Aykut sonrada Anıl kendi evine gitmek için yanımdan ayrıldı.

Tek başıma yürürken sokağın diğer ucunda gördüğüm bedenle irkildim. Kerim yanındaki arkadaşlarıyla konuşurken bu tarafa geliyordu.

Onları umursamadan apartmandan içeri girdim. Merdivenlerden ikişer ikişer çıktım.

Anahtarımı çıkartıp deliğe soktuğumda Kerim de gelmişti, yüzüme bakmadan hemen yan dairenin kapısına vurdu. Onu umursamadan kapıyı açıp eve gireceğim sırada göz göze geldik.

Kısılmış ela gözleri direkt gözlerimi hedef almıştı. Saniyeler bile sürmeyen bu bakışma saatler gibi hissettirmişti.

Eve girdiğimde kaşlarımı çatıp başımı iki yana salladım. Ne oluyordu amına koyayım.

Yine de inkar edemezdim ki güzel gözleri vardı...