21- Heves

2.7K 268 62
                                    

Başlık bulamadım 🥸

***

"Kerim üçüncü sınıftayken merdivenlerden düşmüştüm hatırlıyor musun?"

"Hatırlıyorum."

Üstümdekini çıkarıp kenara bıraktım. "Sonra dizim kanıyor diye beni kucağına alıp, sınıfa kadar götürmüştün."

Beni izlerken başını salladı hatırladığını belirterek. "Bütün gün ağlamıştın."

Çıkardığım beyaz tişörtü sandalyeye attım.  "Sen yanımda olup ağlamayayım diye bana bir şeyler anlatınca daha çok ağlayasım geliyordu." Dedim üzerime siyah bir tişört geçirip.

"Niye?"

"Ne bileyim, yanımda durup öyle konuşman hoşuma gidiyordu." Diyerek dağınık dolabıma baktım. Utanmam gereken bir dağınıklıktaydı.
"Peki öğretmenin benim resmimi çöpe attığı zamanı hatırlıyor musun?"

Birkaç saniye bekledi. Ardından "Hatırlıyorum." Sesinde hâlâ öfke kırıntıları vardı.

"Orospu ya," dedim başımı sinirle iki yana sallarken. İkinci sınıftayken sınıf öğretmenimiz bizden konulu bir resim istemişti, ben de onun verdiği konu yerine kendi istediğim şeyi çizmiştim. O da onu dinlemediğim için bana bağırıp resmimi herkesin içinde yırtarak çöpe atmıştı. Tabii ben hemen ağlamaya başlayınca Kerim öğretmene çok sinirlenmişti ve onun masasının üzerinde duran çantasını almış, çantayı ters çevirerek içindekileri yere dökmüştü. Ardından hocanın resmime yaptığı gibi çantayı çöpe atmıştı. O zaman bu olay baya uzamıştı ama bir şekilde hallolmuştu.

"Çantasını çöpe atmıştın." Dedim dolabımı toplarken. Dudaklarımda bir gülümseme oluşmuştu ama sırtım Kerim'e dönük olduğu için o görmemişti.

"İyi yapmışım, hak etmiş."

"Hep koruyordun ya beni." Dedim işimi yaparken. "Her zaman birlikte falan kavgaya falan giriyorduk, annenler illallah etmişti bizden." Tişörtlerimi boş askılara takarken konuşuyordum. "Lisenin başında mahallenin abisinden dayak yediğimiz zamanı hatırlıyor musun? Hani geçen sene evlenen. Bizi yakalamasın diye bütün mahalleyi koşmuştuk, en sonunda geç saate kadar bir yerde saklanmıştık." Sanki Kerim bilmiyormuş gibi anlatıyordum. "Sonra eve döndüğümüzde bizi sizin evde o karşılamıştı, bir güzelde ağzımıza sıçmıştı."

"Bir hafta dükkanını bize temizletmişti." Dedi Kerim beni dikkatle dinlerken. Çok boş konuşuyor olmama rağmen sabırla dinliyordu.

"İyi adamdı ama."

"Ne demezsin..." diye mırıldandı.

Dolabım biraz daha bakılır seviyeye gelince kapağı kapatıp yanına ilerledim. Hemen yanına oturup alnımı onun omuzuna sürttüm. "Bugün bir şeyler yapalım mı?"

Bir elini saçlarımın üzerine koydu. "Ne gibi?"

Dudaklarımızı büzdüm. "Bilmem."

Gözleri dudaklarıma kaydı. Ardından elini çeneme koyup başımı kaldırmamı sağladı. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında bir an irkilsem bile ardından gözlerimi kapatıp beni öpmesini beklemiştim.

Sesli bir şekilde geri çekildi. Gözlerimi aralayıp ela gözlerine baktım. Gözleri kahveden çok yeşil rengi bulunduruyordu içinde, hatta güneşte sanki yeşilmiş gibi duruyordu.

"Gözlerin çok güzel..." dedim hayran hayran gözlerine bakarken.

"Teşekkür ederim." Dedi dudakları kıvrılırken.

BENİMLE KAYBOLDUN -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin