BENİMLE KAYBOLDUN -BXB

19- Seni seviyorum

Bu siktimin bölümünü watty yüzünden iki kere yazdım. Bu yüzden biraz aceleye geldi, kusura bakmayın bu kadar oldu.

Yorum yapmayı unutmayın.

***

Koltukta uzanmış, boş gözlerle tavanı izliyordum. Cidden saatler olmuştu ve ben hâlâ Kerim'le konuşamamıştım. Bu yüzden oturup bekliyordum, eninde sonunda karşı karşıya gelecektik.

Dışarıdan gelen gürültüyle yerimden doğruldum. Kapının önünden geliyordu. Ayağa kalkıp kapıya ilerledim. Kapıyı araladığımda karşımda gördüğüm bedenlerle gözlerim büyüdü ve kapıyı tamamen açtım.

Ceyhun, Enes ve Kerim...

"Kerim?" Diye mırıldandığımda Kerim'in ela gözleri büyüdü. Anında kafasını bana çevirdi.

Ceyhun ve Enes de bana baktı. Ceyhun'un elinde siyah iki poşet vardı ve torbacı gibi giyinmişti.

"Aaa," dedi Ceyhun bana doğru adımlarken. "Biz de tam sana geliyorduk."

Gözlerimi zorlukla Kerim'den ayırıp ona çevirdim. "Bana mı?"

"Sarııı!"

Bu sefer de Anıl'ın sesiyle merdivenlere çevirdim başımı. Anıl koşarak yanıma gelip kolunu omuzuma attı. "Beleş içki var dediler geldim."

"Ya çüş amına koyayım, beş dakika olmadı seni arayalı." Dedi Enes, Anıl'a hayretle bakıp.

Anıl sırıtarak "Üç ayağımı kullanıpta geldim." Dedi ve gözleriyle alt taraflarını işaret etti.

Enes suratını buruşturdu. "Keşke yarrağın kırılsaydı."

"Asıl senin amın kapansın, niye benim yarrağım kırılıyor." Dedi internette gördüğü bir repliği.

"Beyler içeri geçelim mi artık?" Dedi Ceyhun ayakkabılarını çıkartırken. "Dışarıdan geliyorum baya üşüdüm. Saat de gece yarısına geliyor..."

Evime giren çocuğa öylece bakakaldım.

"Kendi evin gibi takıl kanka." Dedim arkasından. Dememe gerek yoktu zaten ama neyse.

"Ceyhun!" Kerim'in sesiyle irkildim. "Gel buraya."

"Bana ne." Diyerek salona koştu Ceyhun.

Kerim'in gözleri kızarmış ve şişmişti. Saçları uyurken olduğu gibi dağınıktı.

Aslında... onunla konuşma fırsatı geçmişti şu an elime.

"Geçin." Dediğimde Enes Kerim'e bakıp ayakkabılarını çıkarttı ve içeri girdi. Anıl da hemen peşinden.

Gözlerimi Kerim'e çevirdim. "Biz seninle biraz konuşalım mı?" Dediğimde o ensesini ovalarken başını salladı. Yüzüme bakamıyordu.

Derin bir nefes alıp verdim. "Sabah ki olanla-" Sözümün kesilmesiyle çığlıklar atmak istemiştim.

"Lan sarıı!" Aykut koşarak yanıma gelip koluma girdi ve beni içeri sürüklerken "Kanka Sude'yle barıştık!" Dedi mutlulukla.

"Seni de sikeyim, Sude'yi de si-"

"Hoşt!" Diyerek küfürümü tamamlamama izin vermedi.

Beni resmen sürükleyerek evin için soktuğunda Kerim de arkamızdan geliyordu. Sakin ol Rüzgar, gece uzun konuşursunuz illa. Kerim'in kaçtığı yok.

Salona geçtiğimizde gördüğüm görüntüyle "Lan!" Diye bağırmıştım. Ceyhun'un orta sehpanın üzerine dizdiği içki şişelerine baktım. Bunlar nereden çıkmıştı şimdi? "Bunlar ne oğlum?"