5- Maç

5.8K 353 121
                                    

Çantamı sırtıma asarken içeride uyuyan abime seslendim. "Ben çıkıyorum."

"Taamaam" diye uzatarak mırıldandı.

Evden çıktım ve kapıyı ardımdan örttüm. İşaret parmağımla ayakkabımı ayağıma geçirirken yan dairenin kapısı açıldı. İlk Kerim çıktı evden. Arkasındanda söylenerek annesi Hülya abla çıktı.

Hülya abla ile benim annem biz ilkokuldayken tanışmışlardı ve oldukça yakın arkadaşlardı. Annem vefat ettikten sonra Hülya abla maddi, manevi bize yardımcı olmuştu. Hâlâ da akşam yemeklerine çağırır, evde temizlik yaparken beceremedeğim bir şey olursa yardım ediyordu. Çok iyi kadındı.

"Oğlum iki lokma bir şey yese-" bakışlarını beni bulunca yüzündeki isyankar ifade yerini gülümsemeye bıraktı. "Rüzgar günaydın oğlum, nasılsın?" Dedi sevecen ifadesiyle.

Ben de ona gülümsedim. "İyiyim Hülya abla sen?"

"Çok şükür..." Diye mırıldandı ve eliyle bizi umursamadan ayakkabısının bağcıklarını bağlayan Kerim'i gösterdi. "Uğraşıyoruz işte." Dedi gülerek. Ben de güldüm.

"Toprak oğlum nasıl? Uyuyor mu?" Toprak benim abim oluyordu.

"Evet uyuyor. Tuğba nerede?"
Tuğba, Kerim'in kız kardeşiydi. Kerim'den iki yaş küçüktü ve bizimle aynı lisedeydi.

"Buradayım!" Diye bir ses geldi ve Hülya ablanın aralık bıraktığı kapıdan Tuğba çıktı. Her zamanki gibi kocaman gülüyordu. İkisi de güleç ve iyimserlerdi. Bir bu şerefsiz Kerim babasına çekmişti ve sürekli somurtuyordu.

Elimle kızın kahverengi saçlarını karıştırdım. "Naber?" Dedim.
Hızla convers'lerini ayağına geçirdi ve bağcıklarını bağlamaya başladı.

"İyidir sen?"

"Ben de iyi..." dedim ve elimle kız kardeşini bekleyen Kerim'i gösterdim. "Uğraşıyoruz işte." Dediğimde Hülya abla ve Tuğba gülerken, Kerim tip tip yüzüme baktı.

Sırıtarak göz kırptım ona. Afalladı ve hemen kafasını başka tarafa çevirdi. Utangaçtı bir de.

"Neyse çocuklar benim işim gücüm var. Allah size zihin açıklığı versin." Dedi Hülya abla ve açık kapıdan içeri girdi.

"Hadi gidelim." Dedi Kerim ve ikimizede bir daha bakmadan hızlı adımlarla merdivenlere yöneldi. Tuğba abisinin odun hareketleriyle kaşlarını çattı.

"Odun o boşver." Dediğimde güldü. İkimiz yanyana merdivenlerden indik.

Kerim kapıda dikilmiş kaşları çatık bir şekilde telefonuna bakıyordu. Biz yanına geldiğimizde beni hızla süzdü ve tekrardan önüne döndü.

Normalde ben kendi agalarımla gidiyordum okula ama şimdi birlikte gitsek bir sakınca olmazdı.

"Ay bu dersler ne kadar zorlaştı ya." Dedi Tuğba yakınarak. İkimizin arasında yürüyordu o.

"Ohoo sen şimdiden şikayet etmeye başladıysan." Dediğimde suratını astı.

"Ee senin çıktığın biri var mı Rüzgar abi?" Aramızda sadece iki yaş olmasına rağmen küçüklüğünden alışık kaldığı için abi diyordu bana da.

Sorusuyla Kerim'in bakışları kısa bir anlığına bana döndü ama umursadan tekrar bakışlarını çevirdi.

"Yok, ben tek takılıyorum... Senin hoşlandığın biri falan yok mu kız?" Dedim gülerek. Kerim bu sefer bakışlarını Tuğba'ya çevirdi. Aslında bu soruyu Kerim'in dikkatini çekmek için demiştim. Pezevenk yüzümüze bakmıyordu.

BENİMLE KAYBOLDUN -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin