-Hemşire!-

1.2K 57 13
                                    

Başlama tarihi: 02/09/2023


Öncelikle herkese tekrardan merhaba. Hikâyenin gidişatı baya bir değişti, önceden okuyanlar için söylüyorum. Yeni başlayanlar normal şekilde okuyabililir. Öncelikle artık Vensa hikâyeye Kli den hoşlanarak başlamıyor. Şunu da söyleyeyim, kitabı beğenmiyorsanız kimse size bu kitabı zorla okutmuyor. Defolup gidebilirsiniz. Kitap size hitap etmiyor diye buraya gelip saygısızlık yapamazsınız. (Herkes için söylemiyorum.)

(Abartmadan!) Yorumlarınıza açığım. Oylarınızı da eksik etmezseniz sevinirim.

                                                  •

(Düzenlenmiştir. Hikâyenin bir kaç sahnesi dışında olaylar tamamen değişmiştir.)

Hava soğumaya yüz tutmuş, ıssız ve bu büyük ormanda ki devasa ağaçlar yapraklarını dökmeye başlamış ve rüzgarın hafif esintisi omeganın tenini yalayıp geçiyordu. Uzun dalgalı ve siyah saçları rüzgarda dalgalanıyor, kahkülleri birbirine giriyordu. Rüzgarın esintisi ile tebessüm etti küçük omega. Henüz yirmi yaşında çok genç bir dişi omega olmasının yanında güzel fiziği mavi gözleri ve dalgalı siyah saçları ve üzerinde ki beyaz hemşire önlüğü ile oldukça dikkat çekici ve güzeldi.

"Hey! Vensa! Hastaların serumunu değiştir dedim sen ne halt yiyorsun dışarıda!" Evet avazı çıktığı kadar bağıran kişi orman evinin tek doktoru Hendi dişi bir betaydı. Aynı zamanda Vensa'nın en yakın tek arkadaşı. "Geliyorum!" Deyip hızla hastaneye girdi küçük dişi omega.

Hızla eline aldığı serumları birer birer değiştirip hastaları ile ilgilendi. İşini severek yapan biriydi. Bu iş gerçekten onun için çok iyiydi. "Ah! Çok yoruldum! Sanki koca orman evinde ki sürüde bir tek doktor ben olamam yetmiyor gibi birde seninle uğraşıyorum Vensa!" Söylene söylene kendini koltuğa atan beta yorulup başını ovmaya başladı. Orman evinde ki sürü de sadece bir doktor ve bir hemşire vardı onlarda ikisiyi. Ne yazık ki bu yüzden çok fazla yoruluyor, gün boyu yaralı kurtlar ile ilginiyor, ya da hasta olan kurtlara bakıyorlardı.

Sürü kalabalık, bölge büyük olduğu için asker kurtlar bölgelerini korumak amacı ile çok fazla yaralanıyorlardı. Diğer bölgede ki kurtların da pes edeceği yoktu ya.

"Haklısın özür dilerim Hendi." Dişi beta ona tebessüm edip gülümsedi. "Bak ne diyeceğim?" Vensa başını 'Ne?' anlamında salladı. "Şu Meviz, yok mu senin oğlan?" Bir göz kırpmıştı, Vensa eline gelen ilk neyse Hendi'nin kafasına doğru fırlattı. "Yazıklar olsun! O benim arkadaşım diye şu hastaneye geldiğimden beri söylüyorum bi arlan be kadın be!"

Vensa Hendi'ye kınayıcı bakışlar atarken, Hendi'nin bu asla umrunda değildi. Yan bir bakış atıp saçını savurdu. "Benim favorim o" derken hala tırnağıyla oynuyordu. "Hendi? Ölmek istediğini dolaylı yoldan söyleme kardeşim, dümdüz söyle ki anlayalım."

Hendi göz devirdi, "Akşam bana gel sümsük, sana sarma yaptım." Konuyu değiştirmenin zamanı geldiğini düşünen masum Hendi, Vensa'nın çirkef yanına gelip ölmek istemezdi.

Vensa ayaklanıp ellerini yanaklarına koydu, "Şaka!" Dedi boğazında bir ses çıktı. Hendi şüpheci bakışlarını Vensa'nın üzerinde gezdirdi, "Bazen beni korkutuyorsun?"

"Öyle mi?"

"Evet, cidden öyle."

"Neden ki aslında çok tatlı biriyimdir?"

---------

"Doktor! Hemşire!"  Hendi ve Vensa endişeyle içeriye giren ikiliye şaşkın şaşkın bakıyordu. "Vensa koş!" Hendi sedyeyi getirirken Vensa da hemen hasta gözüken alfanın kolunun altına girdi. "Nesi var?!" Diğer kolunun altında ki, çoktan feromonlarını salgılamaya başlayan ve kendini belli eden uzun, orta kilolu deltaya sordu. "Ne bileyim? Bir kaç gündür sürekli kusuyor!" Oda endişelenemişti anlaşılan.

GÖKYÜZÜNÜN KOKUSU | OMEGAVERSE (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora