-Ruh Eşi-

489 33 0
                                    

(Değiştirilmiştir, hikâye ilk bölümden itibaren değiştirilmiştir.)




O gün ki gördüm seni, yakın ah yaktın beni...



"Vensa!" Kapının alacaklı gibi çalma sesiyle Vensa uyandığı yataktan koşa koşa aşağıya indi, neler olduğu anlamamıştı Hendi sadace aşağıda bağırıyordu. "Efendim Hendi! Ne bu halin?!"

Vensa arkasını döndüğünde saat çok geç olmuştu. Normalde asla bu kadar geç uyanmazdı. "Ve-Vensa?!" Hendi elini göğsüne koyup hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. "Ne oldu? İçeriye gel anlat?!"

"Vensa, K-Kli! Sürgün ediliyor!" Vensa'nın elleri ağzına gitti, durdu. Sanki her şey sessiz olmuştu bir anda. Ne diyeceğini bilemedi, yutkunamadı, kurdu dünkü gibi tepki veriyordu pençelerini Vensa'nın göğsüne sapladı sertçe, "Kahretsin!" Vensa göğsünü tuttu, canı yanıyordu, nefes nefse kalmış gibi öksürmeye başladı. "Vensa! İyi misin?! Neler oluyor?!"

"Hendi! Ne-Nerede?!"

"Kasabanın dışında tüm kasabalı onu sınıra doğur götürüyor!"

Vensa hemen botlarını ve montunu alıp çıkıp gitti, evinin kapısını bile kapatmamıştı, "Vensa! Dur! Nereye?!" Hendi de aceleyle arkasından koştu.

Vensa asla bu kadar hızlı koştuğunu hatırlamıyordu, sanki en değerli eşyası elinden düşüp gidecekmiş de tutumaya gider gibiydi, bazen ayağı kayıyor fakat buna aldırış etmeden yoluna devam ediyordu. Ormanın içinden gelen ulumu sesleri onu korkutmuyor daha çok hızlanmasını sağlıyordu, ciğerine nefes yetmiyor gibi her adımda daha çok nefes çekiyordu içine sessiz büyük ormanda. Kasaba bomboştu bugün, cidden onlar çok nankördü!

Ayakları birbirine dolanıyor, toparlanıp tekrar koşuyor, hava soğuk ama Vensa yanıyordu. Niçindi bu kadar çaba? Dünkü söylediği sözleri için özür dilemek mi istiyordu?! Vensa belki böyle düşünüyordu ama omegası bunun için koşmuyordu. Onun içerde ayrı canı yanıyordu? Kalbi sıkışıyor içinden dualar ediyordu Vensa, yanakları kızarmış yüzü kıpkırmızı olmuştu!

En sonunda o kalabalığı gördü, hızlı hızlı insanların aralarından geçti, "Bir saniye! İzin verir misiniz?! Lütfen!" En sonunda insanların içinden sıyrılıp çıkmıştı, fakat gördüğü tek şey, bomboş bir orman ve geriye kalan bir Okyanus kokusu.

Bugün gökyüzünün kokusu, Okyanus kokusuna karışamamıştı. Çünkü o gitmişti...

Vensa'nın gözleri doldu, eli göğsüne gitti diz üstü çömelip kaldı. Kurdu şuan her zamankinden çok dönüşmek istiyordu. Canı yanıyordu, Vensa'nın aklı almıyordu olanlarla? Ne zaman olmuştu tüm bunlar?! Ne zaman?

"Hemşire abla?!" Küçük oğlan çocuğu, ağlaya ağlaya dizlerinin üstünde çömelip kalan Vensa'nın boynuna sarıldı, "Ben Kli abimi çok özlerim ki?" Masum masum konuşmasına Vensa daha çok ağlamak istiyordu.

Kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başladı, "Vensa?!" Hendi nefes nefese kendini Vensa'nın yanına bıraktı. Vensa burukça güldü, gözleri dolu doluydu. "Gitmiş." Fısıldamıştı. Küçük oğlan Vensa'nın boynuna daha çok sarılıp ağlamaya başladı. "Şhh, tamam bak gelecek abin." Küçük çocuğun ağzdından bir hıçkırık koptu, "Be-Benim, benim ondan, ondan ba-başka kimsem yok-yoktu ki abla!" Vensa'nın kaşları çatılmıştı, küçük çocuğun göz yaşları montunun ıslattı, "Ailen? Ailen nerede?"

Küçük çocuk, ufak parmaklarıyla burnunu sildi. "Benim, benim ailem yok ki. Ben yetimhanede kalıyorum." Vensa acıyla gözlerini yumdu, işte bunu asla beklemiyordu.

Onun küçüklüğü vardı şimdi karşısında.

"Kli abim... O sürekli bana sahip çıkardı, diğer çocuklar beni dışlıyor diye. Biliyor musun hatta, hiç bir yakınlığımız olmamasına rağmen beni yetimhaneden arada almak için üvey babam gibi gösteriyor kendini." Vensa'nın gözünden bir damla yaş süzüldü. "Bana hep derdi, 'Ben olmazsam Zilen abin var tamam mı gülüm?' diye. Ama ben, ben sadece onu istiyorum ki?!" Küçük çocuk Vensa'nın boynuna sarılıp yine ağlamaya başladı. İşin kötü yanı bu sefer Vensa da ağlıyordu. "Seni arada kaçıracağım, diyordu!"

GÖKYÜZÜNÜN KOKUSU | OMEGAVERSE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin