-8-

1.1K 43 13
                                    

Şimdi bir soru soracağım.. Sizce Kerem hemen affetmeli mi yoksa Bora'yı biraz süründürsek mi? Bu da Gökhan'ın modeli, Sinan model ise şu..

 Sizce Kerem hemen affetmeli mi yoksa Bora'yı biraz süründürsek mi? Bu da Gökhan'ın modeli, Sinan model ise şu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşk101'deki Sinan çok çarptı gözüme bende onu kullanayım dedim..

****Melik'ten****

Ameliyat bitti, kardeşim kurtuldu. O heyecanla birden karşımda duran kişiye sarılmıştım, ne yaptığımı fark edince geri çekildim.

"Çok teşekkür ederim, yani teselliniz için."

"Şu an ne sizli bizli ne de teşekküre gerek var, sen daha iyi misin..?"

Adımı diyecekken bilmediği için sustu, koridorda yürüyüp Kerem'in yerleştirildiği odaya gidiyorduk.

"Melik."

"Daha iyi misin Melik?"

"İyiyim teşekkür ederim, siz-.. Sen, sen nasılsın? Biraz garip olacak ama nereden tanıyorsun Kerem'i?"

"İngilizce Hocasıyım, akşamları dışarısı pek iyi değildir diye evine bırakıyordum. Yanlış anlama lütfen."

"Anladım.. Erkan galiba, değil mi?"

"Evet ve bende iyiyim."

Gülümseyip başımı salladım, Kerem yaşıyordu, biriciğim, benim minik aslanım.. Odasına ilk beni aldılar, zaten... Yanına çöktüm direkt, elini tutup saçını öptüm kardeşimin. Uyanacaktı, yaşıyordu. Konuşacaktık.. Bırakmadı bizi, seviyor bizi...

Kapı aralanınca kafamı oraya çevirdim.

"Uyuyor değil mi hala?"

Adını tam hatırlamadığım çocuğa döndürdüm vücudumu.

"Evet, gelsene bi' yanıma. Bir şey konuşmak istiyorum, adın neydi bu arada?"

"Bora."

Sesi kısılmış çocuğa döndüm, derin bir nefes alıp onca şeyin üstüne düşünmeye çalışırken başladım konuşmaya.

"Sen ne yaptın Kerem'e, Helen söyledi ya.."

"Ben, çok kötü davrandım ona.."

Yanımızda yatan Kerem'e döndü gözleri, yine ağlayacaktı.

"Bora ağlama yeter, Kerem kinci birisi değildir. Affeder, ağlama bak."

Dışarıdan sert birine benzese de duyguları açığa çıktığında öyle olmuyordu hiç.

"Affeder değil mi?"

Sesi titriyordu.

"Affeder, affeder. Anlat hadi bakalım"

Tek tek, harfi harfine anlatmaya başladı Bora. Pek ağır şeyler olmasa da kötü şeylerdi en azından. Kolay kolay sinirlenen biri değildim ve karşımda yaptıklarından çokça pişman olmuş bir çocuk vardı. Derin bir nefes alıp sakin halimi koruyarak Bora'nın omzunu sıktım ve okşadım hafifçe.

"Bak Bora bunu neden yaptın bilmiyorum belki şımarıklıktır belki sadece duygularını gizlemek içindir ama bir özür dilemen gerek. Kardeşim diye demiyorum ki başkası olsa bile bunu derdim. Dediğim gibi Kerem affeder, kin tutmaz. Eminim aranız düzelir şimdi git yıka hadi yüzünü."

Başını salladı, ayaklandım bende. Her ne kadar kardeşimi özlesem de onu görmek isteyen bir kişi daha vardı dışarıda, beraber çıktık, Bora'yı lavaboya gönderdim ve tekrar koltuğa yerleştim. Erkan hala soğuk kanlığını ve sakinliğini korumuş, yüzündeki yaşları silmişti. Onun yanında oturan bense uyku isteyen gözlerimle öylece duruyordum... Başım yavaştan düşüyordu başım, Erkan bunu fark ettiğinde döndü bana.

"Omzuma koy başını, uyu biraz."

"Sorun olmaz mı?"

"Hayır."

Dediği gibi başımı omzuna yaslayarak gözlerimi kapadım. Helen ise biz çıkınca direkt girmişti Kerem'in odasına, Bora'da lavabodan dönüp yanımıza oturmuştu. Gözlerim yavaştan kapanırken artık dayanamayıp uykuya bıraktım beni.

****

"Ulan mal, ulan aptal. Ne diye bıçaklanıyo'n lan?"

Helen oturmuş hala uyuyan Kerem ile konuşuyordu, ameliyattan çıkalı 40-45 dakika olmuştu.

"Hayat sensiz sıkıcıymış amına koyayım, nasıl bir arkadaşsın ulan sen? "

Odada tur atıyordu patlıcan kafa.. Ve hala konuşmaya devam ediyordu.

"Abi Erkan hocayla abini görmeliydin yani, ay beraber oturmuşlar el ele tutuşmuşlar falan. O aptal Bora'da sana aşıkmış bu arada, ağladı sürekli bebek gibi. Öyle kolay kolay affetme bak.."

Helen bir anda n'aptığını fark ederek gülmeye başladı, Kerem'in uyuduğunu unutup kendi kendine konuşuyordu. Bir süre daha takıldıktan sonra çıktı odadan, ayağa kalkan Bora'ya baktı sinirle, hala sinirliydi ona.

"Girecek misin? Bir düşün istersen."

Bora Helen'in söylediği şey ile düşünmeye başladı, girmeli miydi? O kadar şeye karşı cidden Kerem'in yanına girebilecek miydi? Bakabilecek miydi yüzüne? Bunları bile düşünürken 5 dakika geçmişti aradan.. Helen üfleyerek Bora'ya döndü.

"Siktir git, gir çocuğun odasına. Hadi."

Helen'in dediği şeyle cesaretini toplayıp girdi Kerem'in odasına.. Kerem'in bilinci açılmış, uyanıktı. Bora bunu fark etmemişti tabi.. Kerem'in yanındaki koltuğa yerleşti ve konuşmaya başladı.

"Kerem belki hatırlamıyorsun hatta hiç hatırlamayacaksın.. Çocukluğumuzda hep beraberdik , her şeyi beraber yapardık. Doğum günlerimi bile.. Arada bir ay bile olsa yapardık hep. Beraber uyuyup masal dinlerdik hatta.. Seni okula gelmeden önce görmüştüm, o ara tanımadım ama sana karşı bir hoşlantı hissettim. Çok tatlıydın, o çillerin ve kızıl saçın.. Tek dış görünüşün de değil, kibar oluşun hatta kaba oluşun bile daha da çekti beni sana. Gece öylesine fotoğraflarda gezerken fark ettim bizi, sen olduğunu. Fotoğraflarımız hala cüzdanımda biliyor musun? Hep bulmak istedim, tekrardan konuşmak istedim seninle. Duygularımı gizleyebilmek, unutmak için hep kötü davrandım sana. Belki ağır şeylerdi belki değildi ama sırf benim yüzümden oldu bu olay. Benim yüzünden intihar etmeye kalkıştın. Çok korktum biliyor musun? Tek şu zaman da değil.. Vücudundaki o yaraları görünce bile çok korktum. Yaptıklarım çok boktan şeyler ve çok özür dilerim, n'olur affet beni.."

Bora'nın anlatırken sesi titriyordu, Kerem duymayacağı için daha rahat hissetti kendini. Konuşmasını bitirdikten sonra derin bir nefes alarak gözleri açık olan karşısındaki çocuğa baktı şaşkınca..



------

Ballarım bu bölüm biraz kısa oldu, çok uzun yapamadım. Okul için alışveriş falan derken yazamadım da tam.. Umarım beğenirsiniz.


Mucize.[BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin