-13-

601 20 2
                                    

"Öyle tanıştık işte."

Bora sahte günlerimi anlatıyordu. Güya yağmurun altında birbirimizi öpmüş, Bora bana çıkma teklifi etmişti.  Aslında hayali bile hoştu amına koyayım.

Bora'nın arkadaşları ile kafeteryada oturmuş soda içerek sohbet ediyorduk, hepsi beklemediğim şekilde tatlı insanlardı. Grubun annesi Uzay, Grubun çapkını Hasan, Grubun her şeyini halledip çözende Çiğdem'di. Benim arkadaşım ise sadece Helen vardı, sosyal olduğundan hızlıca alışmıştı onlara.  

Bal Gözlü arkadaşları ile konuşurken gözüm ondaydı, arkadaşlarını fırsat bilip elimi eline kenetleyerek gülümserken baktım gözlerine. Dilini damağında gezdirip ellerimizi kendine çekerek sırıtarak elimi okşadı.. 

Ben. Ben bu çocuk yüzünden aşırı utanmıştım. Kızardığımda elimi bırakıp omzumu tutarak kendisine çekip başımı göğsüne gömdü.

"Çilek çocuğumdur kendisi de."

Gülerek başımı kaldırıp yanağımı göğsüne yaslayarak çenesini öptüm, kendimi fazla kaptırmıştım. Fırsatını bulmuşken bırakır mıydım? Yo bırakmazdım. Bora'nın omzumdaki eli belime indi, o piçte fırsatını kolluyordu kesin. 

Şu an sarmaş dolaş oturuyorduk ve bundan şikayetçi değildim, aksine mutluydum. Huzur veriyordu.. Ne zamandır böyle hissediyordum fakat daha da çoğalmıştı içimde. Bunu düşünürken gözlerim hala Bal Gözlü'deydi. Gözleri ne zamandır böyle parlıyordu bu çocuğun, ne zamandır bu kadar güzel bakıyordu bana? 

"Kerem gözlerinle yedin lan çocuğu."

Helen'in sesiyle oraya döndüm. Gökhan ile sırıtıp kıkırdarken bize bakıyorlardı, hiç istifimi bozmadım. 

"Tek gözlerimle yemeyeceğim merak etme Helenciğim."

Dediğim şeyle birbirlerine vurup kahkaha atan iki mala bakıyordum. 

Birden kulağımda Bora'nın nefesini hissettim. Daha fazla yaklaşınca dudakları neredeyse kulak mememe değiyordu. Fısıltıyla konuşmaya başlayınca o ses tınısı ile sesli bir şekilde yutkundum.

"Diğer türlü de yesene."

İstemsizce yükseldiğimi hissedince dişlerimi sıkıp derin bir nefes alarak belli etmemeye çalıştım o ise gülerek geri çekiliyordu. Sırıtarak kafamı çevirip dudağımı çenesine yasladım.

"Ne zaman?" 

Sorduğum soruyla telefonunu eline alıp birine yazdı, kim olduğunu düşünürken telefonuma gelen bildirim ile cevaplamış oldu.

Bal Gözlü'm: Eğer ciddiysen saat belirteceğim bak.

Kerem: Sen ciddi miydin ki..

Bal Gözlü'm: Öyle miydim, bilemem.

Kerem: Götünü yediğim biz arkadaşız. Sevişir mi lan arkadaşlar?

(Görüldü)

Görüldü attığında ona çevirdim bakışlarını, bana bakmıyordu. Omzumu bırakıp biraz olsa da uzaklaştı benden. Onu kırmış mıydım? Ne demem gerekirdi bilmiyordum.. Bundan sonra ki zamanlarda böyle olacağımızdan bile şüpheliyken aramızın bozulmasından korkuyordum. 

Derin nefesimi verip umursamaz olduğumu sanmasınlar diye benden uzaklaşan çocuğa yaklaştım. Dudaklarımı büzerek çenemi omzuna yaslayarak gözlerine bakıyordum, tam yanımızdaki masa da Doru oturuyordu. Bora bunu fark edince bana çevirdi kafasını, gözleri direkt dudaklarımı bulunca yutkundu seslice. 

Arkadaşı aramızın bozuk olduğunu anlamış gibi bir fikir önerdi.

"Kerem eniştem seninki kırılmış bak. Öp affetsin."

"Ha?"

Dediği şeye şaşırıp tekrar Bora'ya dönüp n'apacağım lan bakışı atarken tekrar konuştu arkadaşı.

"Sevmiyor musun yoksa?"

Sorduğu soruya cevap veremeyip sessizce Bora'ya dönüp dudaklarına baktım, başını onaylarcasına sallayınca dudaklarına uzandım. Fırsat bulmuşken bırakmazdım ki amına koyayım.. Çekilmek istemesem de geri çekilip sırıtışımı gizledim. 

Ders zilimiz çaldığında Helen ile sınıfa yürüdük.

****

Beni eve Bora bırakacaktı yine, çıkış saati yaklaştığında içimde nedensiz bir heyecan vardı. Konuştuğum şeyler ve yaptığımız daha doğrusu yaptıklarım aklıma gelince utançtan öleceğimi düşündüm bir an. 

Arabada o düşüncelerle baş başa kalma düşüncesi bile garip geliyordu, bahçede beklerken Bora kapıda olduğunun haberini verdi. Yavaş adımlarla yürüdüm arabaya.. Bu kadar utanan biri değildim hiç, Bal Gözlü, Bal Gözlü'm bozmuştu beni. Arabaya geçerken Bora'nın yüzüne bakamamıştım.. O da hiç bakmayıp konuşmamıştı. Arkadaşımsın demek bana da çok zor geliyordu, duyması da öyleydi eminim.. Özür mü dilesem acaba? Ya da dilemesem mi? Of..  Eve geldiğimizde Bal Gözlü arabadan inmeden kolumu tuttu. 

"Bugün için özür dilerim. Arkadaşlarım öp falan dedi ya, rahatsız etmiş olabilirler."

"Sorun değil, anlamamaları lazımdı bende öptüm. Kendi isteğimle."

'Kendi İsteğimle' derken bastırmıştım. Bora bana dönüp öylece bakarken dudağı kıvırlmış gibiydim fakat pek anlayamamıştım.. 

Eve girip kendimi yatağa atarken düşüncelerime daldım. Onunla iki kez öpüştük ve bu, bu harikaydı. Omzumu tutup kendisine çekmesi.. Çilek Çocuğum.. Kulağıma fısıldarken o dudaklarının hissiyatı.. Her şey, her şeyi mükemmeldi. 

Ulan amına koyduğum ne güzelde gülümsüyordu..

Mucize.[BXB]Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora