18.bölüm (piyon)

976 67 28
                                    


Kalbim'e yine söz geçiremiyordum hepside furkan poyrazoğlu yüzündendi

Kapının önünde durmuş furkan'a bakıyordum kahverengi gözleri ve ile beni baştan aşağı süzdü

"Seda kimmiş?"diye geldi nilüfer teyze

"Furkan"dedi ardından gülerek onun yanına geldi ve ona sarıldı bir kaç saniye o şekilde durdular ardından ayrıldılar

"Gel gel bizde seda'yla oturucaktık"dedi furkan ayakkabılarını çıkardı ve içeri girdi kapıyı kapattı

"Siz içeri geçin bı tanışın edin bende kahve yapıp geliyorum"dedi

"Biz zaten tanışıyoruz babane"dedi şaşkınca furkan'a baktım nilüfer teyze onun babanesi miydi? E yuh nereye elimi atsan furkan'ın ya düşmanı ya da akrabası çıkıyor

"Öyle mi çok güzel hadi siz içeri geçin"dedi ikimizde kafamızı salladık ve salona geçtik furkan tekli koltuğa oturdu ben de büyük koltuğa oturdum onunla konuşmak istemiyordum telefonumu çıkardım ve bulut'a yazdım

"Bulut cevap ver artık"yazdım ve gönderdim o günden sonra beni aramadı veya mesajlarıma cevap verdi bir türlü ulaşamıyordum başına bir şey gelmesinden korkmaya başlamıştım

"Çenene ve avucunun içine ne oldu?"dediğinde bakışlarım telefondan ayrıldı furkan'a döndü gözlerini kısmış beni inceliyordu tamam çenemi anlamıştım ama avucumun içini nasıl görmüştü

"Ufak bir kaza"dedim furkan tek kaşını kaldırdı

"Madem ufak bir kaza neden ben söyledikten sonra kazağını çekiştirerek avucunun içini saklamaya çalışıyorsun"dedi elime baktım gerçekten dediğini yapıyordum o demeseydi kazağımı çekiştirdiğimi bile fark etmemiştim niye bu kadar panikledim ki şimdi bir şeylerden şüphelendi kesin

"Aynı anda nasıl iki yerini yaralaya biliyorsun"dediğinde cevap vermedim alt dudağımı dişlerimin arasına aldım ve ısırdım ayağa kalktı ve salondan çıktı bir kaç dakika sonra elinde ilk yardım çantası ile geldi yanıma oturdu ve çantayı masaya koydu ve açtı içinden pamuk çıkardı şişenin üzerine bir şey döktü ardından ona masaya koyup bana döndü

"Elini uzat"dediğinde gözlerinin içine baktım

"Gerek yok"dedim bileğimi tuttu ve kendine doğru çekti

"Sözümü ikiletme"dedi dişlerini sıkarak gerçekten bu ufak şeye sinirlenmiş miydi? Ardından bileğimdeki eli elime kaydı ve avucumun içine pamuğu sürdü canım yanıyordu ama bunu ona belli etmemeye çalıştım dudağımı ısırdım ve gözlerimi kapadım bir kaç saniye sonra elimdeki acı yok oldu ve gözlerimi açtığımda furkan elimi sarıyordu

"Dudağına işkence yapmayı bırak"dediğinde dudaklarımı ısırmayı bıraktım oda elimi sarmayı bitirdi elindeki tepsiyle içeriye nilüfer teyze girdi tepsiyi masaya bıraktı ikimizinde önüne kahveyi koydu kendiside karşımızda ki koltuğa oturdu kahvemi almak için uzandım ama furkan hafifçe çenemden tuttu ve yüzümü yüzüne çevirdi

"Daha işimiz bitmedi"dediğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı berke burda olsaydı bu cümlenin içinde bin tane anlam çıkarırdı bu sefer pamuğu çeneme sürdü elim kadar olmasa da bundada biraz canım yanmıştı

"Siz nerden tanışıyorsunuz?"dedi nilüfer teyze ona bakmak için kafamı çevirmek istedim ancak furkan izin vermedi

"Okuldan arkadaşız nilüfer teyze"dedim furkan durdu ardından gözlerine baktım

"Aynı zamanda sıra arkadaşım"diyip işine devam etti

"Ne kadar güzel"dedi ardından bir furkan'a baktı

ORKİDE  [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now