29.bölüm (satma)

641 36 35
                                    


Her halükarda ne olursa olsun sever insan bu cümleyi şimdi daha net anlıyordum her ne olursa olsun sevmişti beni furkan bunu daha net anlıyordum

Onun kahverengi gözlerinde kaybolmuştum ve etrafta kim nasıl? Bize mi bakıyor? Bu tür sorular aklımdan uçup gitmişti sadece o ve ben kalmıştık

Tekrardan ay ışığının altında dans ediyorduk furkan öyle söylemişti ve bende bunu hayal etmiştim bedenimi arkaya attı ve üzerine doğru eğildi benimle birlikte tekrar kalkarken nefesimiz birbirine karışmıştı

Kulaklarımıza dolan alkış tufanı ile gözlerimi zar zor onun gözlerinden ayırdım ve etrafta ki kalabalığın hepsinin bizi alkışladığını gördüm furkan elini belimden çekti ve bana baktı gözlerinin içinden bir çok duygu geçiyordu bunlardan en yoğun olan duygu ise bana olan sevgisiydi

Bunu anlayınca kalbim bin kat daha hızlı attı sanki bu salonda ki herkes şu an kalp atışlarımı dinliyormuş gibi hissediyordum ikimizde yürümeye başladık ve onun ailesinin olduğu masaya geri döndük ayça abla bizi alkışlıyanların arasındaydı

"Mükemmeldiniz"dedi gülerek bende onun gibi gülümsedim ve kafamı salladım

"Çok uyumluydular"dedi sultan hanım ona baktım ve sadece minnetimi belli edercesine kafamı salladım bakışlarım tuğba'ya kaydı dolu gözlerle bir bana bir de furkan'a bakıyordu

Kız ağla ağla cadılar hala yaşıyor mu görmem lazım

"Furkan"diye sert bir ses tonu ile mırıldanan birini duymakla bakışlarımı oraya çevirdim furkan'ın babasıydı yani namıdeğer engin Poyrazoğlu kaşlarını çatmış ve kahverengi gözlerini furkan'a dikmişti

"Baba"dedi Furkan çenesini dikleştirerek aralarında öyle bir çekim vardı ki masayı ölüm sessizliğine yöneltti bu sessizliği bir sandalyenin çekilmesi bozdu hepimizin bakışları o yöne döndü

"Ben izniniz ile kalkiyim" diyerek ayaklandı tuğba ve hızlı adımlarla masadan kalktı

Bide bayıl istersen feriha dedi iç sesim

İki dakika sonra o olur bak net dedim iç sesime ama ortam o kadar gergindi ki gülemiyordum bile

"İyi akşamlar"diye bir ses duyunca o tarafa baktım üzerinde siyah takım elbiseli ve fazlası ile ciddi duran berke ile karşılaştım

"Furkan bir kaç dakikalığına gelir misin?"dedi Berke Furkan kaşlarını çattı ve berke'nin gözlerinin içine baktı

"Tamam"dedi ve bana baktı sanki gitmek için izin istiyor gibiydi hafifçe tebbesüm ederek kafamı salladım oda aynı şekilde güldü ve elimi bırakıp berke'ye birlikte bir kaç saniye içinde gözden kayboldular nefesimi vererek önüme döndüm Engin bey bakışlarını bana yöneltmişti sandalyemi çektim ve masaya oturdum kimseden çıt bile çıkmıyordu

Vallaha daraldım diye bağırmak üzereydim artık ta ki bakışlarım tanıdık iki sima ile karşılaşana kadar

"İyi akşamlar beyler ve hanımlar" bu adamı tanıyordum daha önce bizim eve geldiğinde görmüştüm bu adamı yanında ise volkan vardı gülümseyerek bana bakıyordu siyah takımı ve özenle yaptırdığı saçları ile aynı kirpi sonic gibiydi engin Bey'in bakışları Ömer bey'e kaydı ve ayağa kalkar elini uzattı

"İyi akşamlar Ömer bey"dedi engin bey Ömer bey gülümseyerek onun elini tuttarak tokalaştılar

"İyi akşamlar"dedi volkan bana bakarak siyah gözleri bedenimde geziyordu rahatsız olmuş bir şekilde hareketlendim Buğra abi bunu fark etmiş olucak ki

"İyi akşamlar volkan bey"dedi volkan bakışlarını benden ayırdı ve Buğra abiye baktı

"Sizede iyi akşamlar Buğra bey"dedi ardından ikiside kendine birer sandalye çekerek masaya oturdular engin bey ve ömer denen herif konuşmaya başladılar ben ise ellerime bakıyordum

ORKİDE  [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin