35.bölüm (ay'ın gözyaşı)

362 25 15
                                    


Hayatın bir parçasıydı kaybetmek
Ve biz insanlar bu acı gerçekle yüzleşmiyorduk
Canımız yanıyordu
Acı çekiyorduk
Ama sevdiğimiz kaybettiğimize bir türlü inanmıyorduk.

Babam her zaman annemin benim yüzümden öldüğünü haykırırdı o zamanlar daha ben altı yaşındaydım. Daha hayat hakkında hiç bir fikrim yokken tüm acıları o yaşta çekmeye başladım ve hala çekmeye devam ediyordum

Arda'nın mezarında ki toprağa dokundum ve göz yaşlarımı yanağımdan akmasına izin verdim tıpkı bir haftadır olduğu gibi. Görüş açıma bir buket papatya girdi ve mezarının üzerine bir demet papatya bıraktı bakışlarım elin sahibini takip etti

"Papatya sevmesini bilen her insanın eline yakışan bir çiçektir. Sadece saflığı ve temizliği değil. Aynı zamanda masumluğu da temsil eder" duyduğum sesle arkamı döndüm düz kumral uzun saçları ve ela gözleri olan yaklaşık yirmi veya yirmi üç yaşlarında olan bir kadın ile karşılaştım. Kadın ela gözlerini kardeşimin mezarına dikmişti peki kimdi bu kadın?

"Başın sağolsun"dedi sesizce kafamı sallamak ile yetindim konuşacak mecalim yoktu. Kadın'ın ela gözleri bu sefer benimkiler ile buluştu

"Hayatta bir çok şey kaybederiz"diyerek konuşmaya başladı

"Hayat ayağımıza bir çok çelme takar ama önemli olan her düştüğünde tekrardan ayağa kalkabilmektir "dedi ve çenesini dikleştirdi kardeşimin mezarına baktı cebinden bir sigara paketi çıkardı ve içinden bir dal sigara alarak dudaklarının arasından yerleştirdi. Cebinden çakmağını çıkartarak sigaranın ucunu alevlendirdi. Paketi ve çakmağı tekrardan cebine koydu sigarayı parmaklarının arasına aldı.

"Ne kadar ayağa kalkmaya çalışsam daha kötüsünü yaşıyorum bıktım artık"dedim sesim sonlara doğru titrek bir şekilde çıkmıştı. Ve gözümden bir damla yaş düştü. Kadın sigarasını dudaklarının arasına yerleştirdi ve içinden derin bir bir nefes çekti. Bakışları bendeydi yüzümü inceliyordu her ne düşünüyorsa gözlerini kısıyordu.

"İnsan doğar, yaşar ve ölür bu bir döngüdür, bu döngüyü istesen de değiştiremezsin"dedi ardından sigarasını parmaklarının arasına aldı ve gözleri ile kardeşimin mezarını işaret etti

"Güçlü ol, her ne olursa olsun ayakta kal bu hayatta av değil avcı olmak önemli sen avcı olursan işte o zaman insanlar sevdiklerine zarar veremez"dedi sigara'yı tekrardan dudaklarının arasına yerleştirdi. Ve arkasına dönerek yavaş adımlarla yürümeye başladı. Ayağa kalktım ve giden kadına baktım

"İsminiz nedir acaba?"dedim sesimi hafif yükselterek kadın durdu ve omzunun üstünden bana baktı. Sigarayı parmaklarının arasına aldı ve dumanı tekrardan gökyüzüne üfledi

"Yonca" dedi ve ekledi "tekrar karşılaşıcağız çiçek kokan kız" ve mezarlıktan çıkarak uzaklaştı çiçek kokan kız mı? Bu kadın'ı Furkan mı göndermişti bakışlarımı mezarlığın dışına çevirdim. Ve orda ki siyah arabayı gördüm.Yaklaşık bir haftadır uzaktan izliyordu beni yanıma gelmiyordu sadece izliyordu.

"Seda kızım"diyen fikret amcayı duymamla bakışlarımı ordan çektim ve karşımda ki Fikret amca'ya baktım. Yorgun gözler ile beni izliyordu ben de ondan farksız değildim oysa.

"Hadi eve git artık"dedi şefkat dolu bir sesle gitmek istemiyordum. Kardeşimin ruhu o adama bedeni ise bu toprağın altında gömülüydü. Burnumu çektim ve kafamı salladım

"Tamam fikret amca"dedim sesizce gülümsedi ama aynı gülümseyi ben ona veremedim. Ruhum çekilmişti adeta yavaş adımlarla mezarlığın çıkışına doğru ilerledim. Günlerdir sabah geliyordum ve akşama kadar burda duruyordum. Bana kalsa her gün burda dururdum ama derin buna izin vermiyordu. Mezarlıktan çıktım ve bir çok insanın hızla geçtiği o sokakta yürümeye başladım.

ORKİDE  [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin