*11* Teklif

5.2K 338 173
                                    

İçimde kırmızı bir tunik ve onun üstünde de siyahlı-grili bir eşofman üstü vardı, dışarısı soğuk olduğu için fermuarını boynuma kadar çekmiştim. Altımda ise siyah, deri pantolon vardı. Ve, tabii ki de kırmızı Converse. Görünmez bir şekilde, Şamarcı Söğüt'ten biraz uzakta Çapulcuları bekliyordum. Elimde hediyem vardı.

Birkaç saniye sonra gülüşmeler duydum ama görünürde kimse yoktu. Görünmezlik Pelerini'nin içinde olmalıydılar. Söğüdün arkasına geçip kendimi görünür hale getirdim, sonra tekrar az önce durduğum yere gittim. Sesler bu sefer çok daha yakından geliyordu. Elimi öne attım ve pelerini çekip yere attım.

"Nereden anladın ya?" dedi James, yerdeki pelerini alırken.

"Çok ses çıkarıyorsunuz," dedim ve elimdeki hediyeyi salladım "Bunu ne yapayım?"

"Bu yılki hediyeci başı Remus, o yüzden ona ver." dedi Sirius. Hediyeyi, Remus'un kucağındaki üç paketin üstüne koydum. James, Şamarcı Söğüt'ün üstündeki yumruya bastı ve hızlı adımlarla geçitte gözden kaybolduk. En önce James ve Sirius şakalaşarak yürüyordu. Ortada Pettigrew paytak bir şekilde tek başınaydı, en arkada da Remus ile ben sohbet ederek yürüyorduk.

"Jules'dan ne haber? Hiç konuştunuz mu?" diye sordum.

Üzgünce gülümsedi "Beauxbatons'a geçmiş."

"Demek ki bu yüzden onu hiç görmedim," dedim ve Remus'un sırtını sıvazladım "Üzülme, daha iyisini de bulursun."

"Sağol, en azından siz yanımdasınız." dedi.

Yanağına bir öpücük kondurdum "Hiç bırakmayacağız seni, hem de hiç."

Birkaç dakika sonra Bağıran Baraka'ya varmıştık. Çapulcular, her ay bir haftalarını burada geçirdikleri için içerisi ev gibiydi. Alt katta bir salon, bir lavabo ve mutfak vardı. Yukarı katta da iki tane lavabo ve dört tane de yatak odası vardı. Salon'a geçip minderlerin üzerine oturduk.

Remus, elindeki hediyeleri Sirius'un üstüne attı "Önce hediyeleri aç bakalım, doğum günü çocuğu."

Sirius, Remus'a Sen de mi Brütüs? bakışı attıktan sonra kırmızı kaplı hediyeyi açtı. Tahminen James'inkiydi. Ve de tahminimde haklıydım. İçinden bir yığın Gryffindor eşyası çıktı.

"Çatalak, bu seninkiydi sanırsam." dedi Sirius gülerek.

Sirius'un yanında oturan James, gülerek arkadaşının saçlarını dağıttı "İyi ki doğdun, Pati."

Sonraki hediye yeni bir Vurucu sopasıydı. Pettigrew almıştı. Sirius, gülerek diğer yanında oturan Pettigrew'a sarıldı. Bu arada nasıl oturduğumuzu söyleyeyim. Benim sağımda James, solumda Remus var. Remus'un solunda Pettigrew, James'in sağında ise Sirius var. Şansa bak ki benim de karşımda Sirius var.

Sonraki hediye Remus'unkiydi. Kırmızı bir kapüşonlu almıştı. Sirius, Pettigrew'un üstünden geçerek Remus'un üstüne atladı. İç geçirdim.

Sirius, yerine geçince sona kalan hediyeyi eline alıp incelemeye başladı. Sonra bana döndü "İçinde bomba falan yoktur, değil mi?" diye sordu.

Sırıttım "Daha beteri var." dedim. Sirius, yavaşça hediyeyi açtı ve kazağı eline aldı.

"İntikam, değil mi?" dedi sırıtarak.

Onayladım "Aynen öyle. Ama bir şey daha var." dedim. Sirius, paketi karıştırıp kolyeyi çıkarttı. Gözleri sevinçle parladı. Beğenmişti. Ben de beğenmesine sevinmiştim.

"İşte bu çok güzel," dedi ve uzanıp bana sarıldı. Güldüm.

"Gördüğüm an bunu almalıyım diye düşünmüştüm." dedim. Sirius, kolyeyi boynuna taktı. Hediye paketlerini ve hediyeleri kenara koyduktan sonra mutfaktan bir şişe getirdi, James de cebinden bir şişe Veritaserum çıkarttı. Kesin Slughorn'dan çalıyorlardı bu iksirleri.

Insensitive ➳ Sirius BlackWo Geschichten leben. Entdecke jetzt