Insensitive ➳ Sirius Black

*42* Değişim

Noel çok hızlı geçmişti, evde geçirdiğimiz son gece sabahladığımız için trende dönüş yolu boyunca uyumuştum. Tam anlamıyla ayılıp kendime gelmeyi başarabildiğimde akşam yemeği neredeyse bitmişti. Gerçekten de yemek yerken ayakta uyumuştum. Bunu fark edince kendi kendime gözlerimi devirip yavaşça gerindim, bir yandan da etrafıma bakınıyordum. Bella ve Cissy'nin olmadığını görünce kaşlarımı çatarak önümdeki üç erkeğe döndüm.

"Kızlar nerede?"

"Birileri bize katılmaya karar vermiş." diye takıldı Rodolphus, bu sefer ona gözlerimi devirdim. Hafifçe güldü ve ellerini, kahverengi saçlarının arasından geçirdi "Yatakhaneye gittiler, galiba konuşmaları gereken bir şey var."

"Her zamanki Black kız kardeşler yani." dedi Lucius ve tabağındaki tavuk parçalarını çataylıyla ittirdi "Merlin, hiç iştahım yok."

"Sınav stresi mi vurmaya başladı yoksa?" diye sordum takılırcasına, ardından onun istediği gelecek için FYBS sonuçlarının zerre önemli olmadığını hatırladım. Rodolphus, Bella ve Regulus için de öyleydi, hepsi sadece okulu bitirmiş olmak için gireceklerdi sınavlara.

İfademin değiştiğini, bakışlarımın donuklaştığını fark eden Rodolphus, Lucius yerine cevap verdi "Annesiyle babasının arası biraz gergindi son günlerde, doğal olarak Lucius'u da etkiledi." dedi, izin istercesine Lucius'a baktı.

Lucius iç geçirdi "Aslında bakarsan komik bir konu, sanırım annem bunamaya başladı. Saçmaladığı zaman da babam sinirleniyor." dedi ve babasını taklit edercesine konuştu "Yerin kulağı vardır, Reina, bu saçmalıkları diğer Safkanlar duyarsa itibarımız ayaklar altına alınır!"

Kaşlarımı çattım "Baban neye böyle bir tepki veriyor ki?" diye sordum.

Lucius sesini alçalttı; sadece Regulus, Rodolphus ve benim duyabileceğim bir ses tonuyla "Hogwarts yıllarındaki bazı arkadaşlarının hayaletlerinin evde gezindiğini düşünüyor bir süredir, sanırsam tatilin başlangıcından beri." dedi "Babam da, ben de bir türlü nedenini anlayamadık."

"Yazık, bana kalırsa fazlasıyla bariz bir nedenden dolayı böyle davranıyor." dedi Regulus. Lucius tek kaşını kaldırıp meydan okur bir şekilde bakınca Regulus iç geçirdi "Tatil başında olandan dolayı."

Kaşlarımı çattım, neden bahsettiğini anlayamıyordum ama benim sormama fırsat kalmadan Rodolphus, uyaran bir ses tonuyla araya girdi "Regulus,"

Regulus, yüzüne düşen siyah saçları geriye attı ve Rodolphus'u duymazdan gelerek konuşmaya devam etti "Senin de işaretlenmenin ardından kadın aklını yitirdi."

Donup kalmıştım, nefes bile alamıyordum. Lucius'u da tamamen kaybetmiştim demek ki... İnanmak istemiyordum, kulaklarımı tıkayıp çığlık atarak Büyük Salon'dan kaçma istiyordum sadece.

Konun açılmasıyla Lucius bembeyaz oldu –sanki daha da beyaz olabilirmiş gibi –aynı zamanda da çenesi öfkeyle kasılmıştı. Regulus'un, Reina Malfoy hakkında ileri geri konuşmasından hoşlamamıştı.

Regulus ise tepkilerimizi görmezden gelerek konuşmaya devam etti "Hayatındaki en çok sevdiği iki insanı da Lord'un yoluna feda etmek zorunda kaldığı için rahatsız; sonuçta Reina Malfoy ile Lord'un arasında Hogwarts yıllarından süregelen bir anlaşmazlık var. Annenin, Lord'dan haz etmediğini herkes biliyor. Çünkü her ne kadar bir Rosier olsa da ve bir Malfoy ile evlense de annen, davamıza bizim kadar inanan birisi değil." dedi ve omuz silkti "Umarım sen de ona çekmemişsindir." dedi ve masadan kalktı.

Şok olmuş bir ifade ile Lucius ve Rodolphus'a bakıyordum. Rodolphus, öfkeden elleri titremeye başlayan Lucius'un omzuna elini koydu. Bunun üzerine Lucius, bakışlarını en iyi arkadaşının kahverengi gözlerine çevirdi. Rodolphus, önemli değil dercesine bir şeyler mırıldandı ve yavaşça bana döndü. O sırada Lucius gözlerini kapatmış, sakinleşmeye çalışıyordu.