*39* Asla Bırakma

2.9K 177 189
                                    

/16 Eylül Cuma, 1977/

"Herkes burada mı?" diye sordu Rose, insanlar onayladıktan sonra konuşmaya devam etti "Güzel. İhtiyaç Odasın'nı bulmakta ya da herhangi bir konuda sıkıntı yaşayan oldu mu?"

"İçeriye nasıl gireceğimizi çözmemiz zaman aldı." dedi Zacky Walter.

"O konuda sizleri bilgilendirmeyi unutmuş olabilirim." dedim, suçlu bir şekilde sırıtırken "Üzgünüm."

Önemli değil dercesine elini salladı.

"Evet," dedi Lily "Bugün çok temel bir büyü ile başlıyoruz, mızmızlanacaksınız biliyorum ama eminim ki yarınız bu büyüyü tam anlamıyla düzgün yapamıyor bile. Şimdi, öncelikle tek sıra olmanız gerekiyor."

Mırıltılar artarken herkes sıraya geçti, o sırada ben konuşmaya başladım "Silahsızlandırma Büyüsü," dedim "Aşağı yukarı ikinci sınıftan beri bildiğiniz ya da bildiğinizi sandığınız bir büyü, değil mi? Bir düelloda en çok işinize yarayacak büyülerin başında geliyor, bu yüzden elinizden geldiğince mükemmelleştirmelisiniz."

Sirius, asasını hafifçe salladı ve yerden elinde asası olan bir figür çıktı "Bunu silahsızlandırmanız gereken kişi olarak düşünün, maalesef imkanlarımız sadece buna el veriyor." dedi, birkaç kişi güldü.

"Yapmanız gereken şey basit," dedi James "Bileğinizi iki kez döndürüp ikinci dönüşün sonunu uzatacaksınız." diye açıkladıktan sonra asasını çıkartıp figüre doğrulttu "Expelliarmus!"

Figürün asası, odanın arka taraflarına uçarken Sirius ile birbirimize baktık ve kahkahalarla gülmeye başladık. James, kaşlarını çatarak bize döndü "Ne?"

"James Potter ders anlatıyor. Merlin, kırk yıl düşünsem yine de aklıma gelmezdi." dedim.

"Önce Öğrenci Başkanı, şimdi de öğretmen. Çatalak, sanırım seni Çapulculardan atmamız gerekicek." dedi Sirius, bunun üzerine diğerleri de gülmeye başladı.

Lily gözlerini devirdi "Hep aynısınız... Accio asa!" Figürün asasını, yerine geri koyduktan sonra tek sıra halinde bekleyen öğrencilere döndü "Sıra sizde."

Gün sonunda, büyüyü ilk denemesinde gerçekten de doğru yapabilen sadece beş kişi olmuştu. Geriye kalanlar ya asalarını çok savuruyor ya da hiç oynatmıyorlardı. Herkes, büyüyü bir kere denedikten sonra üçerli gruplar halinde –biz yedi kişiyiz ve onlar da yirmi bir kişi, şimdilik gayet mükemmel ama sayı artarsa nasıl düzenleriz henüz bilmiyorum –çalıştırmıştık. Ve ilk dersimiz sorunsuz bir şekilde bitmişti, dahası gelenler de mutlu çıkmışlardı.

***

"Hadi ama Tasha, bir şeyler yemek zorundasın!" diye diretti Lucius "Maçın ortasında süpürgeden düşmek falan mı istiyorsun?"

Sadece tabağıma bakmakla yetindim. Yarım saat sonra Ravenclaw ile maçımız vardı. Yılın ilk maçı. Benim ilk maçım. O kadar heyecanlıydım ki midem bulanıyordu ve hiçbir şey yiyemiyordum. Bella iç geçirdi ve tabağımdaki omlettin bir parçasına çatalımı batırıp kelimenin tam anlamıyla ağzıma tıktı.

Zorla yutkunduktan sonra Bella'ya dirsek attım "Boğulmamı mı istiyorsun?" diye sordum.

"Bayılıp süpürgeden düşmenden iyidir." dedi. Gözlerimi devirdim "Korkacak bir şeyin yok ki, eğer Lucius ve Rodolphus abartmıyorsa gerçekten de yeteneklisin."

"Abartmıyoruz." dedi Lucius sertçe "Bugün siz de göreceksiniz işte."

"Korkmuyorum ki!" diye çıkıştım "Sadece heyecanlıyım."

Insensitive ➳ Sirius BlackWhere stories live. Discover now