Dershane Hocam

Evleniyorum

Gececilere selamün aleyküm.

BİPNOT: Final bölümü değildir.

...

Hani böyle bir an olur ya insan bi' vicdan azabı çeker, bi pişman olur...Hah! İşte tam da o anlardan birindeyim. Allah beni kahretmesin. Yok gerçekten kahretmesin sonra düzelemem.

Burnumu son bir dakika içinde belkide yirminci defa çekip elimdeki çatalı peynire batırdım ve ağzıma attım. Ağlarken bir şey yemenin verdiği rahatsızlıkla yüzüm buruştu.

"Bak sen böyle ağlarsan ben de ağlarım." Göz yaşlarımı silen adama karşılık başımı kaldırdım. Hepsi senin yüzünden puşt.

"Ayh lütfen ağla Demir."

Adam afallar tabii. Şöyle bir baktı bana ciddi miyim diye ama çok ciddiydim.

"Tamam sen ağlamaya devam et. Bu güzel etkinlikte ben olmayacağım." Dişlerimi sertçe sıkıp elimdeki çatalı omzuna batırdım hafif bir sertlikle.

"Aaaa resmen kocaya şiddet."

Çatalı hızla omzundan çektim. Dudaklarım büzülüverdi, gözlerimdeki yaşlar tek tek düştüğünde bir nefes vermiş ve eliyle çenemi kavramıştı.

"Bu kadar çok kafaya takma. Siktir et gitsin. Bu gün sadece güzel düğünümüze odaklanalım olur mu bir tanem?"

Alnımdan öpüşüyle gözlerimi kapadım ve ağlamaktan hıçkırık tuttuğum için hıgh hıgh diye hıçkırmaya devam ettim.

Benim kocamanın üstün zekası sayesinde ayt deneme sınavı ile düğünümüz aynı güne denk gelmişti. Ve sakın nasıl geçti diye sormayın! Soranın götünü keserim ha!

"Ya ben üniversite okumak istiyorum a- ama hıgh derslere çalışmak da hıgh istemiyorum."

Tam gülecekken dudaklarını hızla birbirine bastırdı ve gülmesini tutmaya çalıştı. Gülerse vururum demedi demeyin. Aferin beni iyi çözmüş.

"Sana şimdilik ne yapacağını söyleyeyim mi?" diyince yanındaki peçeten bir yaprak alıp katladı ve burnumu güzelce sildi. Ben silemiyorum hamileyim ya hani. Kıskan.

"Ne yapacağım?" Diye sorduğumda işaret parmağıyla burnumun ucuna dokunup "ilk önce resmi olarak benim biricik eşim olacaksın," kız çok güzel başladık. İkinci ne?

"İkincisi kendine ve fasulyemize çok iyi bakacaksın."

Fasülye sanki biraz büyüdü ama yine de sen bilirsin. Ama olur her iki madde de çok uygun bana. Bana ve bebemize.

"Sonra oturacaksın ve kocanın paralarını yiyeceksin. Her şeyim senin ve ipler senin elinde. İstersen git dünyanın alışverişini yap. Seni iyi hissettirecekse hiçbir sorun yok."

Ben aşık olmuşem.

Yaa kurban olurum sana ben. Sen iste yeterki. Ben senin servetini ham yaparım ama buna hiç gerek yok.

"Ama ben okumak istiyorum."

Çenemi okşadı usulca. Dudaklarımdan sıkıca öpüp omuz silkti.